banner564

Her şey yolunda mı?

   Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) tanımına göre; kamu gücünün, özel çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanılması ‘yolsuzluk’ anlamına geliyor....
   Birleşmiş Milletler Örgütü de her yıl 9 Aralık gününü ‘Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’ olarak kutluyor...
   Yolsuzluk; Türkiye’nin en önemli ve uzun yıllardır kronik hale gelmiş sorunlarından biridir....
   Boyutları çok daha küçük olmakla birlikte Kıbrıs’ın her iki kesiminde de yolsuzluk olayları vardır...
   Güney Kıbrıs; özellikle son iki yıl içinde bazı yolsuzluk olaylarını yargıya taşımak ve cezalandırmak suretiyle önemli adımlar attı...
   Arıtma tesisi ihalesi nedeniyle Baf Belediye Başkanı Savvas, yargı huzuruna çıkarılarak 7 yıl hapse mahkum edildi...
   Ardından Larnaka’nın eski belediye başkanı hapislik aldı...
    Rum Telekomünikasyon Dairesi (CYTA) Yönetim Kurulu Başkanı ve üst düzeydeki bazı yetkilileri ’arazi alımına rüşvet karıştırılması’ nedeniyle halen cezaevinde bulunuyor...
   Üstelik CYTA Başkanı Statis Kittis; uzunca bir süre DİKO Partisi’nin Genel Sekreterliğini yapmış, siyasi arenada tanınan bir kişiydi...
   Ama gözünün yaşına bakmadılar...
   Sırada, Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ın aleyhindeki davalar var...
   Hristofyas, banka mevduatlarının traşlandığı bir dönemde 200 bin Euro civarında nakit para ödeyerek villasına yüzme havuzu ve ek odalar yaptırmakla suçlanıyor...
   Nakit olarak 10 bin Euro’dan fazla nakit para taşımanın yasak olduğu bir AB ülkesinde Cumhurbaşkanı 200 bin Euro’yu nereden bulduğunu açıklamak zorunda...
 
KKTC’de tümü rafa kaldırıldı
 
   Bir de KKTC’ye bakalım...
   Bu ülkenin Gazimağusa Limanı yıllar önce Asala’ya silah transferinde kullanıldı...
   Yıllar önce çok büyük çapta sigara ve viski kaçakçılıkları ortaya çıkarıldı...
   Bazılarında siyasilerin isimleri de geçiyordu...
   Fakat hazırlanan dosyalar ileri götürülmedi...
   Daha yakın geçmişe bakacak olursak, 10’dan fazla yolsuzluk ve suistimal dosyası da sonuçlandırılmadı...
   Sözde yolsuzlukları denetlemek ve yargıya taşımak amacıyla 2009 yılında faaliyete geçirilen Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun hazırladığı raporlar, Savcılık tarafından incelendikten sonra ‘dava açılmak üzere’ polise intikal ettirilmişti...
   Peki sonrasında ne oldu?..
   Birilerinin talimat vermesiyle birlikte dosyalar yargıya intikal ettirilmedi...
   Tümü rafa kaldırıldı....
   Yazık ve günah değil mi?..
   Milyonlarca Euro’luk mal alımları sorgusuz bırakıldı...
   KTHY uçağından bir motorun tamirat gerekçesiyle Singapur’a götürülmesi ve bunun için 5 milyon dolar harcanması da sorgulanmadı...
   Lefkoşa’daki Et Kombinası için büyük paralar harcandığı halde, bir türlü faaliyete geçememesinin nedenleri araştırılmadı veya yargıya taşınmadı...
   Büyük paralar ödenerek yaptırılan ve kısa sürede çöken yollarla ilgili bir tane soruşturma dosyası açılmadı...
   Hiçbir şey sorgulanmadı...
   Olan, biten yapanın yanına kaldı...
   Yazık ve günah değil mi?..

Tepkisiz bir gün
   
   Sivil toplum örgütlerinin ezici bir çoğunluğu da üzerlerine düşeni yapmadı...
   Dün; Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü’ydü...
   Ama pek önemseyen olmadı...
   Sadece Sayıştay Denetçileri Derneği tarafından bir açıklama yapıldı, bir de Halkın Partisi konferans düzenledi...
    Halbuki; yolsuzluk ve suistimallerin ortadan kalkması, yaşanan sorunların çözülebilmesi için toplumsal düzeyde yükselen bir talep şarttır...
   Toplum talep ederse, hesap sormasını bilirse; başarı şansı daha yüksek olur...
   Güzel günlere ulaşılması dileğiyle...
YORUM EKLE

banner608

banner473