banner564

Hem AB üyeliği istiyoruz, hem de alışık düzenden yanayız

  Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğu Avrupa Birliği üyeliği istiyor, ama AB mevzuatının KKTC’de uygulanmasına halkın yüzde 50’den fazlası karşı çıkıyor…
  Çelişkiye bakar mısınız?..
  Aslında sadece Kıbrıs Türk halkı değil, Anavatan Türkiye’deki insanlar da Avrupalı olmak için uzun yıllardan beri çaba harcıyor...
  Peki neden Avrupa?..
  Kıbrıslı Türkler; AB üyeliği sonrasında kendilerini ‘cennetin içinde’ bulmayacaklarını çok iyi biliyorlar...
  Avrupa’da yaşayan insanların başına Euro yağmadığını da herkes biliyor...
  Eğer hala bilmeyen ve hayal dünyasında gezenler varsa, gerçekleri öğrenmek zorundadırlar...
  Özellikle pandemi sürecinde Avrupa’nın birçok ülkesinde ciddi sorunlar yaşandı...
  Milyonlarca insan işsiz kaldı ve ekonomik açıdan ciddi sıkıntılar yaşadı...
  Bu durum hala devam ediyor…
  Öyleyse; biz neden Avrupalı olmak istiyoruz?..
  Bunun birçok nedeni var...
  Birincisi; daha iyi bir eğitim ve sonrasında iş olanağı…
  İkincisi; daha iyi bir sağlık sistemi…
  Üçüncüsü; özellikle serbest meslekte çalışanların sosyal güvenlik hakları...
  Dördüncüsü; kimlikle serbest seyahat hakkı...
  Beşincisi hak; hukuk ve adalet...
   Devam edelim…
   Sağlık sorunları, ücretsiz tedavi, emeklilik sonrasındaki menfaatler...
   Belki de en önemlisi KKTC’deki siyasetin halk üzerinde yarattığı güvensizlik sorunu...
   Kuşkusuz; nedenleri daha da uzatabiliriz...
   Yukarıda sıraladıklarımız üzerinde herkesin kafa yormasında ve dönüp geçmişin muhasebesini yapmasında son derece yarar vardır...
   Çünkü; bu sorunlar aşılamayacak sorunlar değildir...

Peki tepki niye?.

  Peki hal böyle iken son anketlerde halkın yüzde 50’den fazlası neden ‘AB mevzuatlarının’ tam olarak uygulanmasına karşı çıkıyor?..
   İşte meselenin en dikkat çekici yanı budur…
   Yani AB’ye şu mesajı veriyoruz:
   Bize sağlık olanaklarını sağlayınız, bedava eğitim de olsun; ama alışık olduğumuz rahat çalışma düzenine dokunmayınız!..
   Sabah 8’de okula gidelim, 13.00’te dershaneye geçelim…
   Veya sabah 09.00’da hastane, 12.00’de özel klinik…
   Veya satış yaparken fatura kesmeyelim…
   Kira mukavelesini vergi dairesine göndermeyelim…
   Gelir vergisi ödemeyelim…
   Ne güzel bir dünya…
   Var mı bize yan bakan!..

Çok daha iyisi olabilirdi

  KKTC’yi yönetenler; elde ettikleri olanaklarla burasını Avrupa ülkelerinden daha ileri bir seviyeye getirebilirlerdi...
  Nüfus, bundan 20 yıl önce 200 bini bulmamıştı...
  Ülkenin her yanı yeşille örtülüydü...
  Lağım suları denize boşaltılmıyordu...
  Kalp, kanser ve diyabet hastalarının sayısı ürkütücü boyutlarda değildi...
  Adaletli bir sistem kurulsaydı, ister kamuda, ister özelde çalışsın, herkesin sosyal güvenlik hakları eşitlenirdi...
  Kamu hizmetinde verimlilik artırılabilir, çağdaş ülkelerdeki sistemin benzeri burada da uygulanabilirdi...
  Verimliliği artırmayı bırakın, 20 yıl önceki kamu hizmetini yüz tane mumla arar olduk...
  Peki bunun sorumlusu kimlerdir?..
  Elbette siyasiler ve bozuk düzene dört elle sarılan sendikalarla, bazı sivil toplum örgütleri...
  En üsttekiler, parti işlerini, devlet işleriyle karıştırmaya başladıktan sonra, bu ülkede kamu verimliliği diye bir şey kalmadı...
  Devlet dairelerinde ve okulların büyük bir bölümünde kılık, kıyafetten tutun, vatandaşa hizmet anlayışı ve hitap şekli dibe vurdu...
  Para ödemek isteyen insana işkence çektiren bir düzen var burada…
  Tek başına kamuda yaşanan sıkıntılar ve vatandaşa uygulanan haksızlıklar bile, Avrupa’ya olan özlemi ister istemez tetikliyor...
  “Falan ülkede su, elektrik, telefon dairesinin yolunu bilmiyoruz... Her şeyi posta ve internet üzerinden hallediyoruz” diyenleri dinledikçe, evine beş yıldan beri sabit telefon getiremeyen Lefkoşalı Mehmet Efendi, Girneli Ayşe Hanım elbette Avrupalı olmayı hayal eder...
   Bunlar inkar edemeyeceğimiz gerçeklerdir… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 10 ay Önce

Yönetilemeyen Geri kalmış Fakir ve Yoksul Ülkelerde Demokrasi ve Medeniyet bulabilmemiz mümkün değildir !
Medeniyet ve Demokrasi Refah düzeyi yüksek Gelişmiş zengin ülkelerde var olmaktadır ,
Bir zamanlar 200bin nüfusla Avrupa’ya İngiltere’ye muazzam İhracat yapabilen ve Yemyeşil tertemiz Ülkemize Gerçek Turist ve Yatırımcının yağdığı günlerimizi bilmeyenimiz yoktur ! KKYCyi kurduk kuralı küçücük Ülkemizi insan doldurduk , Toplu taşımacılığın olmadığı Ülkemizi Araba doldurduk , Yeterli Yolu Sokağı Altyapısı Üstyapısı olmayan KKTCyi maalesef bugün yaşanamayacak hale getirdik ! Tüm kurum ve kuruluşları Denetimsizlik Devlet güvensizliği ve gelecek kaygısı ile batma noktasına getirdik , Denetimsizlik ve Pahalılıktan önümüzü göremez olduk , UNSPOİLT NOTRH CYPRUS dediğimiz Güzelim Ülkemizi Doğası ve Çevresi ile Sahiplenmeyip Talan Ettik Dağlarını oyduk Ormanlarını Yaktık Havasını Denizini kirletip geri kalmış bir üçüncü Dünya Ülkesine çevirdik ? Ne Yönetebildik ve ne de Yönetildik ! Küçücük Ülkemize doldurduğumuz insanlar ile dökülen yaşam kalitemize ayak uydurmaya çalıştık ! Gelecek olmayan KKTCden giden Gençlerimiz artık Geri gelmiyor ! Kalanlarımız ise Filmin Sonu gelmeden ne yapabilirim diyor ! Gideceğimiz Köyün minaresi şimdiden görünüyor Allah Sonumuzu Hayır Eylesin !!

Öz
Öz - 10 ay Önce

Kötü Para İyi Parayı Kovar. Daha genel olarak ‘ Kötü, iyiyi kovar.’ AB kuraları neden uygulanamadığının cevabı burda olabilir mi acaba? Başta denetimsiz, icazetli bir yönetim, iyi yönetimi kovmuş mu mesela? Her şeyin sebebi olan plansızlık ve programsızlık, bu berbat yönetimden, kaynaklanmıyor mu? Alt yapısı en fazla, 200 bin kişi için ancak yeterli olan alana, 1 milyondan fazla insan yığmak başka bir nedeni olabilir mi? Mafia kurallarının hakim olması, uyuşturucu tacirlerinin cirit atması, yolsuzluğun, hırsızlığın, adam kayırmacılığının alıp başını gitmesi, başka bir sebep olabilir mi? Eee bunlar varsa bile, neden AB kuralları uygulanmaz sorusu sorulabilir mi? Sağlık, eğitim, trafik neden düzelmez? Denilebilir mi? AB gelince gökten euro yağmayacak. Böyle sözlerle kendi kendimizi kandırıyoruz. Finans alanı denen bir şey var, esası da hukuk, istikrar ve güveninirlik.Ülkeye güven gelirse, istikrar da sağlanırsa gökten olmasa bile bir şekilde ülkeye euro yağar. AB ye girildiği anla birlikte gelir, kişi başına 10-15 bin dolardan, en az 40-45 bin dolara çıkar. AB yi yüzde 50 istemiyor sözü de doğru değil, Yasal iş yapan, ganimet vurguncusu olmayan, hukuktan ayrılmayan kim neden AB ye girmeyi istemez ki? Çözüm şart. AB şart. Hantal, beceriksiz icazetli yönetimin tasfiyesi ve tamamen partilere değil yurttaşa dayalı yönetim şart. Açıklık şeffaflık şart. Hesap verebilirlik şart. Hukukun üstünlüğü şart.Laiklik şart. Eğer bunlar kimilerinin işine gelmediği için, AB istemeyebilir. Onların oranı da hiç bir zaman yarıdan fazla olamaz.

banner608

banner474