banner564

Hayal satmak: Türki devletlerden tanıma beklentisi!

Orta Asya devletlerinin Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirmek amacıyla sürdürdükleri çabalar somut sonuçlar vermeye başladı. 2023 yılında Berlin’de başlayan süreç, Nisan-2025 ayında Semerkant’ta düzenlenen zirve ile ete kemiğe büründü. AB, gündemde olan işler için 12 milyar Euro kaynağı serbest bıraktı.
Bu ilişkiler gelişirken, Almanya Başbakanı’nın Kazakistan liderliğindeki beş devleti, KKTC ile ilişkileri konusunda uyardığına ilişkin bir haber okuduğumu anımsıyorum. “KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğini onaylarsanız bu ilişki ileri gitmez” türünden bir uyarıydı... Sonuçta Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Güney Kıbrıs’ta elçilik açması aşamasına gelindi… Uyarıya uyuldu; ilişkilerin gelişmesi riske atılmadı…
Türki Devletler ile ilişkiler, Türkiye “ağabeymiş” ve her istediği olacakmış gibi değerlendiriliyor. Bunun gerçekliğe yansıması, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile ortaya çıkan devletlerin 1990’lı yıllardan başlayarak Türkiye’den uzaklaşmaları oldu… Türk Devletleri Teşkilatı projesi, bu gerilemeyi durdurabilir. TDT’nin bir yakınlaşmaya vesile olabilmesi için ortak çıkarlar üstüne kurulması gerekir. Bu ortak çıkar, küresel gelişmeleri gözetmeyi ve gerçekçi olmayı gerektirir… Bugünkü küresel gelişmelere karşılık ortak çıkarlarınızı birlikte savunma mekanizması geliştirebilirseniz bundan yarar sağlayacağınız açıktır. AB çok zaman almış ve gelişmiş bir örnektir ama iyi bir örnektir… 
Ne yazık ki Türk Devletleri Teşkilatı’na gerçekçi beklentilerle değil, milliyetçi duygularla yaklaşılıyor. Temelsiz beklentilerin desteklenmesi isteniyor… Bu desteklerin neye mal olacağı hesaplanmıyor bile… Böyle bir hesap yapmaya yeltenenler “ihanet” ile suçlanabiliyor… 
Devlet adamları düzeyinde değilse bile kamuoyu nezdinde böyledir… Nitekim İsrail ile ilişkilerini gözeten ve iki dostunun savaşa girmesini önlemeye çalışan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, yerden yere vurulmaya başlandı bile… 
Türk devletleri ile ilişkilerin bu şekilde değerlendirilmesinin kökeninde “milliyetçi duygular” yatttığı gibi bu duyguları harekete geçirerek siyaset yapmaya çalışanları da unutmamak gerekiyor. Olmayacağını bile bile KKTC’nin Türki devletler tarafından tanınabileceği beklentisi yaratıldı. Bu sayede “iki devletli çözüm” politikasının güçlendirilmesi ve inandırıcılığının artırılması için uğraş verildi. Şimdi, enkaz görmezlikten geliniyor ve yaşanan hezimet normalleştirilmeye çalışılıyor.
Asıl “normal” olan budur! Siyasetçiler böyledir ve siyaset de böyle yapılır! Onların normali “hayal satmaya” çalışmaktır. Ama biz bu hayali ille de satın almak zorunda değiliz! Almış olanlar hayal kırıklığının yasını tutmakta serbesttir… Her kayıptan sonra yas tutulması da normaldir zaten!


Orta Asya devletleri gayet akılcı davranıyor ve halklarını korumaya çalışıyor. Hayalci olan bizim siyasetçilerimizdi. Şimdi durumu idare etmeye çalışıyorlar!
 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Tamer Karadeniz
Tamer Karadeniz - 2 gün Önce

KKTC için maalesef ki çember daralıyor...!

banner471

banner473