banner564

Hayal kırıklığı

  Müzakere sürecine ilişkin filmi geriye doğru saralım...
  İlk 4 başlığın görüşülmesi sırasında, Kıbrıs Türk tarafı ‘İki bölgelilik’ ve ‘siyasi eşitlik’ üzerinde ısrarla dururken, Rum tarafı bunlara itiraz etmedi...
  Fakat kurnazca bir müzakere yöntemi izledi...
  Önce Avrupa’nın temel ilkelerinden biri olan 4 özgürlüğü kabul etmemizi istedi...
  Serbest dolaşım, Serbest yerleşim, Mülkiyet ve Serbest ticaret serbestliği...
  Türk tarafı ‘büyük sakıncalar içermesine’ karşın bunu kabul etti...
  En önemli sakıncası ise, çözümden sonraki 2-3 yıl içinde ‘serbest yerleşim ve mülkiyet hakkı’ çerçevesinde Türklerin yoğun olduğu bölgelere Rumların yerleşme hakkını elde etmesiydi...
 Nitekim, Birleşmiş Milletler Temsilcisi Eide, mülkiyet özgürlüğünün bu anlama geldiğini bir toplantı sırasında Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sert ifadelerle anlattı...
  Türk tarafının, ilk 4 başlık üzerindeki müzakereler tamamlanmadan toprak konusuna geçmesi de iyi niyetten öte ‘saflık’ politikasının sonucuydu...
  Rum tarafının bu kez Kıbrıslı Türklere hak vereceği düşüncesiyle böylesi bir saflık yaparak toprak konusunu görüşmeye başladık...
  Sözcü Barış Burcu’nun açıklamasına göre; Rum tarafı bu konuda milim gerilemedi...
  Hatta Anastasiadis 78 bin ile 92 bin arasında Rum’un geri dönüşüne olanak sağlayacak bir düzenleme isterken, Kıbrıs Türk tarafına emir verircesine “Bu ilk ve son teklifimdir” dedi...
  Müzakere yönteminde böylesi emirler olabilir mi?..
  Maalesef oldu...
  Ananın akıttığı zehir
  Yine Sözcü Barış Burcu’nun ifadesine göre, Kıbrıs Rum tarafı, Türk tarafının ortaya koyduğu iradenin yarısını bile ortaya koymadı...
  Toprak konusunun son aşamasında bile, Dönüşümlü Başkanlığı kabul etmedi...
  Ve müzakerelerin başından beri çok umutlu olduğunu söyleyen Kıbrıs Türk tarafı, Cenevre görüşmelerinden herhangi bir sonuç alamadı...
  Sözcü Burcu, “Hayatımın en büyük hayal kırıklığını yaşadım” demek zorunda kaldı...
  İyi ki hayatının en büyük hatasını yapmadı...
  Hayal kırıklıkları bir süre sonra ortadan kalkabilir...
  Ama kaybedilenler geri gelemez...
  Özellikle Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın, ikinci Cenevre görüşmelerine saatler kala yaptığı açıklamaya baktığımız zaman, Rum-Yunan tarafının garantilerle ilgili olarak da ‘emir verme’ siyasetine sarıldığını görebiliyoruz...
  “İşgal kuvvetlerinin tamamı çekilecek, garantiler iptal edilecek” diyor...
  Böylesi bir gelişme sonrasında Yunanistan, AB üyesi olduğu için Kıbrıs’ın garantörlerinden biri olmaya devam edecek...
  Kıbrıslı Türkler de Türkiye’nin garantisinden mahrum kalacak...
  Maronit’ler ve Latin’ler gibi bu adada eriyip, gidecek...
  ENOSİS gerçekleşmiş olacak...
  Müzakere heyetimize başarılı gayretlerinden dolayı herkesin teşekkür etmesi gerekiyor...
  Buraya kadar canla, başla çalıştılar ama başaramadılar...
  Bunun sorumlusu değişmez Rum siyasetidir...
  Anlayanlar, anlamayanlara anlatsın...
YORUM EKLE

banner608

banner473