KKTC’de siyasetin düzeyi, partilerin ilkeleri ve gerek dış politikada, gerekse iç sorunlar karşısındaki tavırları çok daha ciddi bir şekilde tartışılmalıdır...

  Bu ilk adım sonrasında halkın doğru tercih yapabilmesi için yeni alternatifler ortaya çıkarılmalı ve onlar da sorgulanmalıdır...

  Bunun dışında çok erken bir zamanda ‘Kıbrıs sorunuyla ilgili’ bir referanduma gidilmelidir...

  KKTC vatandaşlarının oy kullanacağı bu referandumda halka çözüm konusundaki düşünceleri sorulmalıdır...

  1-Kıbrıs sorununa iki bölgeli, iki toplumlu bir çözüm bulunmasını hala destekliyor musun?..

  2-Çözüm olması için sıfır asker, sıfır garanti şartını kabul ediyor musun?..

  3-Crans Montana Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında KKTC’nin 2018’deki Rum seçimlerine kadar yeniden müzakere için beklemesini kabul ediyor musun?..

  4-KKTC’nin müzakereleri sonlandırması ve yeni bir kalkınma seferberliği başlatmasını destekliyor musun?..

Herkes boyunu görmeli

 
  Referandumdan çıkacak sonuçlara göre herkesin boyunu görmesi ve yeni bir değerlendirme yapması doğru olandır...

  Aksi halde bu karmaşık yapı ile Rum tezlerine destek vermenin ve halkımızı karamsarlığa sürüklemenin dışında hiçbir şey yapamayız...

  Öyleyse Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı referandum konusunda öncülük görevini üstlenmelidir...

  Çünkü iki yılı aşkın bir süre müzakere masasında ‘kabul edilebilir bir çözüm’ olacağına inandırılan ve masada tutulan kendisidir...

  İki yılı aşkın bir süre masada tutulduktan sonra garantileri tartışma konusu haline getiren Rum Yönetimi’nin, sıfır asker, sıfır garanti şartlarıyla yüzleşen yine kendisidir...

  Müzakere masasında uzlaşı arandığı saatlerde, Rum heyetinin bavulları hazırladığını itiraf eden Sayın Akıncı’dır...

  Anastasiadis’in ‘kapı vurma’ kabalığı, Rum Meclisi’nin Enosis kararı, mülkiyet konusunda Kıbrıslı Türklerin haklarını yok etme girişimleri ve ekonomimizi darmadağın edecek kriterler karşısında ‘başarısızlığı ilan eden’ kendisidir...

Ne diyorlar kulak verin

 
  Ve tüm bu olup bitenler karşısında dün Saraya davet edilen siyasi parti liderlerinin söylediklerini iyice tahlil etmekte fayda vardır...

  İki sol parti hala federasyonun tek çare olduğunu söylüyor...

  İki sağ parti Rum tarafı ile uzlaşı olamayacağını belirtiyor...

  Sosyal medyada ise ikiye bölünen insanlar karşılıklı suçlamalarla kendi kendilerine zarar veriyor...

  Olacak şey değildir...

  Adam sadece garanti ve güvenlik konusunda değil, tüm konularda bizleri sıfırlamak istediğini açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor...

  Biz hala “amaaaaa” diyerek, müzakerelerin devam etmesinden başka çare olmadığını, aksi halde dünya ile birleşemeyeceğimizi söylüyoruz...

  Ne münasebet?..

  Dünya ile ticaret yapıyoruz...

  Ürettiğimiz mal kaliteli olunca satabiliyoruz...

  Sen önce neden üretemediğimizi sorgulamalı, çareler üretmelisin...

  Siz önce partizanca ülke yönetmekten vazgeçmelisiniz...

  Sizler önce kendi kendinizi yargılamalısınız...

  Bunun için de ilk adım referandumdur...

  Son sözü halk söylesin...