Onlar “Türkiye’deki referanduma kadar Kıbrıs sorununda bir hareketlilik beklemiyoruz” demişlerdi...

  Bizim taraf sürekli yalanlamış olsa da, Rum siyasileri bundan etkilenmedi... 

  Sırasıyla anlatalım:

  Önce Rum Meclisi’nde Enosis’in, Rum okullarında okutulmasına ilişkin bir karar alındı...

  Anastasiadis’in partisi buna karşı çıkmadı...

  Kıbrıs Türk tarafı bunu eleştirince, başta Rum Eğitim Bakanı, sonra diğer siyasiler bizlere şu karşılığı verdi:

  “Enosis zaten okullarımızda okutuluyor ve kutlanıyor...”

  KKTC tarafı bu karara tepki gösterdi ve Rum liderinden izahat istendi...

  Rum lideri kapıyı vurup gitti...

  Sonrasında masayı Akıncı’nın terk ettiğini söyledi...

  Bizim taraf “Müzakerelerin devamı için bu karar iptal edilmeli” dedi...

  Kapıyı vurmadan, Rumlara dişini gösterdi:

  “Ya kararı iptal edersiniz ya da masaya dönmeyiz...”

  Anastasiadis’in partisi bu kez Enosis kutlamalarıyla ilgili yetkiyi Eğitim Bakanlığına bırakan bir yasa tasarısı hazırlayıp meclise sundu...

  Komite bunu kabul etti...

  Genel kurulda oylanması 7 Nisan’da gerçekleşecek...

  Bunun üzerine Akıncı, Anastasiadis ile sosyal bir ortamda buluşmayı kabul etti...

  Aşırı sıcaklar başlamadan Zivaniyalı ısınma hiç de fena olmayacak!..

  Buluşma 2 Nisan’da...

  Enosis için katliamlar yapan EOKA’nın kuruluş gününden bir gün sonra!..

  Öyleyse şerefe...

  Ya da Eyva Brodi...

  Takvim işliyor...

  Yemekli buluşmanın ardından 7 Nisan gelecek...

  Rum meclisi ‘geri adım’ atmış olacak!..

 

Sizopulos’un önerisi

 
  Kıbrıs sorunuyla ilgili takvim ilerlerken, Rum Sosyalist EDEK Partisi’nin lideri Marios Sizopulos, Anastasiadis’e önemli bir çağrı yaptı...

  Aynen şöyle:

  “Herhangi bir anlaşmaya imza atmadan Rum halkına nasıl bir çözüm istediğini soralım... Eyyyy Kıbrıslı Helenler... İki bölgeli federasyonu, dönüşümlü başkanlığı, TC vatandaşlarına 4 özgürlüğü, Türk askerini kabul ediyor musunuz?..”

  Eğer halk bunu kabul etmiyorsa, o zaman boşuna uğraşmayın...

  Fena bir teklif değil...

  İki tarafın da yararına olabilecek bu teklifi sadece Rum liderliğinin değil, Türk liderliğinin de değerlendirmesinde fayda vardır...

  Türk halkına sorulacak sorular da bellidir...

  “Eyyy Kıbrıslı Türkler... Dönüşümlü başkanlığın olmayacağı bir çözümü kabul ediyor musun?.. Mülkiyette ilk sözün mal sahibinde olmasını, sınırsız yerleşim hakkını, garantilerin sulandırılmasını ve Türk askerinin gitmesini kabul ediyor musun?..”

  Cevap ‘evet’ ise yürüyelim...

  ‘Hayır’ ise kendimize gelelim ve evimizi temizlemeye başlayalım...