banner564

Güven için zamana ihtiyaç vardır

  Orta Doğu’da inanılmaz bir trajedi yaşanıyor...
  Irak’ta bombalı saldırılar hala devam ediyor...
  Suriye’den milyonlarca insan göç etti...
  Türkiye’ye sığınanların sayısı 4 milyonu geçti...
  Bu nüfus; 7 tane AB üyesi Lüksemburg veya 10 tane Malta nüfusuna eşittir...
  Bunların ikametgahı, gıdası, sağlık ve eğitim sorunları için Türkiye’nin harcamış olduğu para 10 milyar doların üzerine çıktı...
  Türk milleti, yaşanan bazı sıkıntılara karşın, Suriyeli mültecilere kucak açan lider ülke oldu...
  Diğer yandan sırf daha iyi bir yaşam için Avrupa’ya yönelik mülteci akını tüm hızıyla devam ediyor...
  Yeni doğmuş bebekler, çocuklar, analar, babalar yollarda hayatlarını kaybediyor...
  Avrupa’nın güçlü ülkeleri ise bu trajedi karşısında sadece daha çok kendilerine gelecek zararı tartışıyor...
  Milyonlarca insanın perişanlığı, açlığı, susuzluğu ve can kaybı pek önemsenmiyor...
  Ve tüm bu olanlar, Kıbrıs’ta çözüm arayışlarının devam ettiği bir döneme denk geliyor...

Bizi sevdiklerini söyleyemeyiz
 
  Kıbrıs sorununa bulunacak herhangi bir çözümde Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğüne ihtiyacımız vardır...
  Hiç kimsenin bu konuda bizlere akıl hocalığı yapma hakkı yoktur...
  Ne Rusya’nın, ne de Fransa’nın...
  Rum toplumu içinde ezici bir çoğunluğun bizleri sevmediğini, bizlerle birlikte yaşamak istemediğini biliyoruz...
  Bunu bile bile yanlışlığa düşmemiz halinde hiç kimsenin gözümüzün yaşına bakmayacağını da aklımızın bir ucuna yerleştirmeliyiz...
  Daha bir yıl önce, Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rum öğrencileri yakınlaştırmaya çalışan İngiliz Okulu’nun Müdür yardımcısı Andonis’i görevinden aldılar...
  Dünya Barış Günü adı altında 1 Eylül günü düzenlenen ‘iki toplumlu’ etkinliğe Türk tarafından 7, güneyden ise sadece bir sendikanın destek vermesini geçiyorum...
  Rum televizyonlarından bir tanesi dahi bu etkinliği izlemedi ve ekranlarda yansıtmadı...
  Rum solcu sendikası PEO’nun başkanı dahi bu durumu protesto etmek zorunda kaldı...
  Bizdeki kanalların hemen hepsi ‘ortak etkinliği’ geniş bir şekilde yansıtırken, Rum TV’leri
bunu önemsemedi...
   Kuşkusuz; dün sabahın erken saatlerinde Türk ve Rum polisinin Pile’de yasadışı kumar merkezlerine ortak baskın düzenlemesini ve bir İLK’e imza atılmasını da görmezden gelemeyiz...
   Bunun bir başlangıç olmasını ve iki tarafın, daha birçok konuda işbirliği yapmasını diliyoruz...
   Büyük acıların yaşandığı bu güzel ülkede, iki toplumun artık barış ve huzur içinde yaşamasını herkesten fazla istiyoruz...
   Ne var ki; güvenlik kaygılarımızı herkes anlamalı ve bizleri Türkiye’nin etkin garantisinden uzaklaştırmak isteyenlere ‘bunun için uzun yıllara ihtiyaç duyulduğunu’ söylemelidirler...
   Çözüm olması durumunda ‘ortak devletin’ nasıl çalışacağını ve iki topl arasındaki ilişkilerin nasıl gelişeceğini görmeliyiz...
   ELAM gibi terör örgütlerinin faaliyetlerini yasaklayıcı adımların atılıp, atılmayacağını da görmeliyiz...
   Önümüzdeki 15-20 yıl içinde herşey yolunda giderse, o zaman bu konuyu yeniden ele alırız...
YORUM EKLE

banner608

banner473