Terör örgütü EOKA lideri için müze açılması ve hapishanede sırf Türk olduğu için bir tutuklunun vahşice öldürülmesine göz yumulması, güneyde Türk düşmanlığının hala daha yaygın olduğunun kanıtıdır.
Bu iki olay, Rumlar arasında Türkleri düşman kabul edenler bulunduğunu, bu nedenle Türklerin güneye gitmesinin bile güvenli olmadığını gösterir.
Tüm Rumların Türklere karşı düşmanca duygular ve tutum içinde olduğu ileri sürülemez. Fakat, 1956-59 yıllarında Rumlar içindeki EOKA’ üyeleri de sadece birkaç yüz kişi idi. Buna rağmen ada kana bulanmıştı.
Halen güneyde ELAM gibi pervasızca Türk düşmanlığına öncülük eden siyasi parti bulunması, aşırı silahlanma, yetkililerin açıklamalarında bizi eşit ortak kabul etmediklerini ve yönetim gücünü bizimle paylaşmaktan yana olmadıklarını ortaya koyması, federal çözümün barışın bozulmasına sebep olacağını gösterir.
Bütün, kötü niyetli, maksatlı propaganda, yalan söylem ve iddialara karşın, 1974’ten sonra ülkemiz en uzun süreli, istikrarlı, güvenli, bozulma riski bulunmayan gerçek bir barış içinde bulunuyor.
Kuzeyde askeri tesislerin fotoğraflarını çeken Rum’a tutuklu olduğu süre içinde hiçbir fiziki zarar verilmemesine ve iyi muamele edilmesine karşın, Rum tarafında tutuklu Türkün diğer tutuklular tarafından vahşice katledilmesine göz yumulması, herkesin özellikle federasyoncuların ders alması gereken bir olaydır.
Güneydeki futbol karşılaşmalarında pankartlarda yazılanlar ve atılan sloganlar, Rumlar içinde Türk düşmanlığının yaygın olduğunu gösterir.
Küçük adamızda iki halkın barış ve huzur içinde yaşamasından daha iyi hiçbir şey olamaz. Ancak bunun, iki ayrı yönetim altında ve yan yana yaşamakla mümkün olabileceği, denenerek ve çok ağır bedel ödenerek kanıtlanmıştır.
Acı deneyimlere rağmen halen Rum gençleri; aile ocağında, okullarda ve askeri kışlalarda davalarına sıkı sıkıya bağlı birer militan gibi yetiştirilmekte, küçük yaştan beyinlerine adanın sadece kendilerine ait olduğu ve Türk düşmanlığı işlenmektedir. Okullarda, Türk düşmanlığını körükleyen panolar hala daha kaldırılmadı. Kilise ENOSİS idealini canlı tutmaktadır.
Güneydeki Okullara, askeri kışlalara, resmi kuruluşlara ve ulusal günlerinde caddelere Yunan bayrakları çekilmesi ENOSİS idealinden vazgeçilmediğini gösterir.
Geçmişte çekilen acılara, Rumların gizlemediği tutumuna ve yaşanan dönemdeki tüm gerçeklere rağmen, iki halkın zorla birleştirilmesi, göz göre göre en sağlam ve garantili barışın dinamitlenmesi demektir.
Rum tarafının, nüfus ve ekonomik avantajına dayanarak zamanla bizi hegemonyası altına alacağını ve azınlık durumuna düşüreceğini hesaplayarak birleşme üzerinde ısrar ettiği biliniyor.
Bizde ise birleşme yanlılarının dayanağı, gerçeklerle bağdaştırılamayan boş hayallerdir.