Cenevre’de gerçekleşecek 5’li konferans öncesinde yoğun hareketlilik yaşanıyor. İngiliz Yüksek Komiseri siyasi partilerle, DİSİ yabancı diplomatlarla görüşüyor, BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca Ada’daki temaslarına devam ediyor, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis konferansa AB’nin de katılması konusunda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Türkiye temaslarını bekliyor.
Fileleftheros’un haberine göre, İngiltere’nin Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri (Büyükelçisi) Stephen Lillie ülkesinin Cenevre’deki gayriresmî 5+BM konferansında iki tarafın “kartlarını açmasını” beklediğini açıkladı. Lillie, ülkesinin Cenevre’de Kıbrıs Türk tarafının “egemen eşitliği”, Rum tarafının da “desantralize federasyonu” izah etmesini beklediğini söyledi.
Lillie, Rum siyasi partiler ile sürdürmekte olduğu temasları çerçevesinde dün DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos ile görüştü. DİKO’dan yapılan açıklamada Papadopulos’un Lillie’ye “BM Genel Sekreteri tarafların hiçbirinin, özellikle de Türk tarafının masaya, BM kararlarında öngörülen müzakere zeminini değiştirecek öneriler koymasına müsaade etmemesi gerektiğini” söylediği kaydedildi.
Gazeteye göre Cenevre öncesinde yabancı diplomatlarla temaslarına devam etmekte olan DİSİ Başkanı Averof Neofitu da, dün Avustralya Yüksek Komiseri Samuel Biver ile “Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri” görüştü. DİSİ’den yapılan açıklamada “Avustralya da millî davamızla, ülkemizin kurtarılması ve yeniden birleştirilmesiyle ilgili çabalara destek veriyor” denildi.
Ankara ziyareti önemli
Alithia gazetesine göre; Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis “AB’nin Cenevre’de gerçekleştirilecek gayrı resmî konferansa katılımı konusuna Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Türkiye’yi ziyaretinden sonra bakacağız” dedi.
Aynı gazete Borrell’in yayımladığı makalesinde “Avrupa Konseyi geçen hafta Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı” dediğini ve Türkiye ile Pozitif Ajanda’nın önemine vurgu yaptığını yazdı.
Habere göre Borrell “AB’nin güvenliğini derinden etkilemeye başladığı ve bugünü, geçmişin sorunlarının çözümünden ayırt ettiği” gerekçesiyle artık Türkiye ile on yıllardır askıda bulunan meselelerin, Türkiye ile bazı üye devletler arasındaki ikili meseleler olarak görülemeyeceği” görüşünü ortaya koydu.
Makalesinde Kıbrıs sorununa da değinen Borrell, Komisyon ile ortaklaşa sunduğu AB-Türkiye ilişkileriyle ilgili raporun bir “çifte yaklaşımı bulunduğunu ve şu 4 ana gerilim unsurunu tayin ettiğine işaret etti:
“Doğu Akdeniz’de deniz anlaşmazlıkları, Kıbrıs sorununun çözümü meselesi, bölgesel çatışmalarda özellikle de Libya ve Suriye’de farklı hedefler, Türkiye’deki demokratik standartların kötüleşmesi.”