banner564

“Yapıcı belirsizlikler olmamalı”

Rum tarafı Anastasiadis’in Londra ziyaretinden memnun

“Yapıcı belirsizlikler olmamalı”
banner598
 

Kıbrıs Rum yönetimi başkanı Nikos Anastasiadis, “Birleşmiş Milletler’in (BM) birçok kararında yer aldığı şekliyle egemenlik konusu hakkında yapıcı belirsizlikler için zemin olmaması gerektiğini” söyledi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, İngiltere’deki temaslarıyla ilgili yaptıkları açıklamalarda Kıbrıs sorununa değindiler.
Rum gazetelerine göre, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in önceki gün, İngiliz Lordlar ve Avam kamarası milletvekillerini Kıbrıs sorunu hakkında “bilgilendirdi” ve “egemenlik konusunda yapıcı belirsizliklerin olmaması gerektiğini” söyledi.

Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümünün, “hiç kimsenin, federal devletin bütünlüğünden kuşku duymasına, altını oymasına veya ayrılıkçı eylemlerle bölünmesini ileri götürmesine imkan vermeyecek bir şekilde olması gerektiğini” belirterek, “BM’nin birçok kararında yer aldığı şekliyle egemenlik konusu hakkında yapıcı belirsizlikler için zemin olmaması gerektiğini” söyledi.
“Bu ilkeden sapılmasının Kıbrıs halkının geleceğini ve kalıcı bir çözüm perspektifini tehlikeye atacağını” iddia eden Anastasiadis, “sunduğu bütün önerilerin, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs sorununa ilişkin kararları ve iki toplumun liderleri arasında imzalanan doruk anlaşmalarında belirlenen çözüm temeliyle aynı çizgide yer aldığını” öne sürdü.
Anastasiadis, Kıbrıs Rum tarafının, “ortak açıklamada uzlaşı sağlanabilmesi için iyi niyet ve yapıcı bir tutum sergilemesine karşın çözüm temelinin aşındırılması ve ayrı devletler yaratılması yönünde öneriler sunulmasıyla karşılaştıklarını” da iddia etti.

 

Kasulidis: İngiltere’nin tutumu ölçülü

 

Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis de,  Londra ziyareti gazetecilere açıklama yaparak değerlendirdi ve İngiltere’nin “ölçülü tutumundan” söz etti.

Kasulidis, “İngiltere’nin Kıbrıs sorununun çözümü ve ortak açıklamada uzlaşıya varılması çabalarına yönelik katkısının, taraflara hareket etme özgürlüğü veren ve onları üçüncü tarafların baskısı altındaymış gibi hissettirmeyen ölçülü tutumu olduğunu” belirtti.
İngiltere’nin her altı ayda bir BM raporlarını hazırlayan asıl ülkelerden biri olduğunu ve bu raporları her zaman desteklediğini ifade eden Kasulidis, “bu durumda İngiltere’nin 1251 sayılı raporu desteklememesini beklemenin tuhaf olacağını” öne sürdü.
Bir gazetecinin, Anastasiadis’in İngiltere temaslarının tamamlanmasının ardından birçoklarının Güvenlik Konseyi’nin raporunu beklediği ve bunun rastlantı mı olduğu şeklindeki sorusuna ise Kasulidis, “Belki de rastlandı, Londra ziyareti bitene kadar hiçbir şeyin olmamasıdır. Ancak zannedersem rapor sözlü olacak, Sayın Downer tarafından Güvenlik Konseyi’ne yapılacak ve ardından ilk rapor taslağının yazımına başlanacak, oylanması da ayın sonunda olacak. Biz her türlü ihtimale hazırız” yanıtını verdi.

Rum siyasi partileri memnun


Öte yandan Rum siyasi partilerinden AKEL, DİKO ve EDEK, Anastasiadis ile İngiltere Başbakanı David Cameron’un görüşmesinin ardından yapılan ortak açıklamadan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Partiler, söz konusu açıklamada, “tek egemenlik, uluslararası temsiliyet ve vatandaşlığa sahip tek devlet” ifadelerine değinilmesinin, özellikle zamanlaması açısından olumlu olduğunu belirtti. AKEL’in açıklamasında, İngiltere’nin bu görüşünü ilk kez belirtmediği, daha önce de Güney Kıbrıs ile İngiltere arasında 5 Haziran 2008 yılında imzalanan memorandumda benzer ifadenin yer aldığı hatırlatıldı.


İngiliz şirketlerinin doğalgaz araştırmalarına ilgisi

Öte yandan Politis gazetesi, Anastasiadis ve beraberindeki heyetin İngiltere’de enerji konularına ilişkin de temaslarda bulunduğunu, heyette yer alan Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in bu yöndeki açıklamalarında, İngiliz hükümetinin ve şirketlerinin Güney Kıbrıs’ın sözde “enerji kaynaklarına” ilgisinden memnun kaldığını dile getirdiğini yazdı.
Habere göre, Anastasiadis, Kasulidis ve Lakkotripis’ten oluşan heyet Çarşamba akşamı Michael Fallon ve özellikle doğalgaz konusunda faaliyet gösteren bazı İngiliz işadamlarından oluşan bir heyetle, tarihi “Lancaster House” villasında biraraya geldi.

Anastasiadis, toplantıda, hükmet olarak, “komşularla bölgesel işbirliği ve ikili ilişkilerin ilerletilmesini amaçlayan, dışa dönük bütünlüklü bir politika temelinde Kıbrıs’ın dış politikasını yeniden belirlemenin ve Kıbrıs’ın dış politikasına ilişkin net bir kimlik verilmesinin hedeflerinden biri olduğunu” belirterek, Güney Kıbrıs’ın “bölgedeki ortakları ayıran kışkırtmaların değil bölgenin istikrarı ve barışın katalizörü ve ortak paydası olduğunu” iddia etti.

Fallon ise, Güney Kıbrıs’ın, “Doğu Akdeniz’de barışın ve istikrarın önemli bir ortağı ve genelde kargaşa içerisinde olan bölgede istikrarlı bir Avrupa demokrasisi olduğunu” savunarak, toplantıya enerji alanında faaliyet gösteren İngiliz şirketlerinin temsilcilerinin de çağırıldığını ve İngiliz şirketlerinin “doğalgaz yataklarının tam olarak değerlendirilebilmesi için Güney Kıbrıs’la işbirliği yapmakla ilgilendiklerini” kaydetti.

Rum Enerji Bakanı Lakkotripis’in de, İngiliz hükümeti ve şirketlerinin Kıbrıs’taki enerji konularına gösterdikleri ilgiden “cesaret aldığını” belirterek, Fallon’la yapılan toplantıda İngiliz hükümetiyle işbirliği yöntemlerini konuştuklarını aktardı.

Lakkotripis, Güney Kıbrıs’ın, “doğalgaz yataklarını değerlendire konusunda henüz anaokulunda bulunduğunu, ancak İngiltere’nin, özellikle Kuzey Denizi’nde büyük tecrübeye sahip olduğunu” vurguladı.

 

Eski okulunu ziyaret etti

 

Anastasiadis, Londra temasları kapsamında,Deniz Hukuku üzerine master diploması aldığı “University College London” (UCL) ve “Londons School of Economics” (LSE) üniversitelerinde de birer konuşma yaptı.

Anastasiadis, konuşmalarında, Güney Kıbrıs’ın uluslararası denizcilik alanında sağladığı gelişmeler ve “stratejik konumunun önemine” değindi.
Anastasiadis’in LSE’de yaptığı konuşmada, “Mısır, İsrail ve Lübnan’la Münhasır Ekonomik Bölgeler’in (MEB) belirlenmesi konusunda yapılan anlaşmaların Güney Kıbrıs ile diğer üç komşu ülke arasındaki sınırları belirlediğini, bu anlaşmaların bölgedeki hidrokarbonları değerlendirmek isteyen petrol ve doğalgaz şirketlerine hukuki güvenlik sağladığını” söyledi.

Güncelleme Tarihi: 18 Ocak 2014, 11:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner608

banner474