Güney Kıbrıs ile İngiltere arasında, İngiliz Üsler bölgesi içerisinde kalan arazilerin ve taşınmaz malların imara ve kalkınmaya açılmasına ilişkin imzalanan anlaşmanın,
bölge sakinleri ve ekonomi açısından olumlu unsurlar taşıması ile bilikte, “Üslerin askeri ve tek olan niteliğinin teyit edildiği belirtildi.
Rum Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs ile İngiltere arasında, İngiliz Üsler bölgesi içerisinde kalan arazilerin ve taşınmaz malların imara ve kalkınmaya açılmasına ilişkin imzalanan anlaşmayla ilgili değerlendirme raporu hazırladı.
Fileleftheros Gazetesi “Anlaşmanın Gizli Kozları-Üslere İlişkin Metnin Değerlendirilmesine Yönelik Hükümetin Raporunu (belgesini) İfşa Ediyoruz” başlıklı haberinde, Rum Hükümeti tarafından, İngiltere ile imzalanan anlaşmanın değerlendirilmesine yönelik raporu ele geçirdiklerini belirterek söz konusu raporda, gün yüzüne çıkmamış bir çok yeni unsurun yer aldığını yazdı.
Gazete, anlaşma çerçevesinde bölge sakinleri ve ekonomi açısından olumlu unsurların bulunması ötesinde, “Üslerin askeri ve tek olan niteliğinin teyit edilmesine ilişkin” bir unsurun da ortaya çıktığını belirti.
Raporun detayları
Raporun ayrıntılarına geniş bir şekilde yer veren gazete, raporda “İngilizlerin, Üslerin toplam alanının, askeri gereksinimleri için gerekli olan sadece yüzde 22’sine ihtiyaç duyacağı; İngilizlerle yapılan anlaşma gereği, İngilizlerin, İngiliz Üsler bölgesine yerleşecek kişilere yönelik idari ve adli yetkileri Rum Yönetimi’ne devrettiği; İngilizlerin, anlaşmayla birlikte bir çalışmanın, askeri gereksinimleri etkilemesi durumunda sadece özlü bir role dönüşecek gözetmen rolünü muhafaza ederek kentsel gelişim konularına ilişkin yetkileri Rum Yönetimi’ne devrettiği” şeklinde ifadelerin yer aldığını aktardı
Anlaşma içerisinde, Rum Yönetimi ile İngiliz Üsleri arasında idari sınırların yokluğunun teyit edildiğini ve İngiliz Üs topraklarına yönelik göçmen akınının özlü olarak kontrol edilmesinin de teminat altına alındığını belirten gazete, endişelerin dile getirildiği “Cebelitarıklaştırılma” tehlikesi konusunda ise söz konusu raporda, bunun “uzak ve var olmayan bir ihtimal” olarak addedildiğini kaydetti.
Yüzde 78’lik alan devrediliyor
Raporda ayrıca İngiliz Üslerinin, üsler bölgesinde bulunan yüzde 78’lik alanı devrettiğine de dikkat çekildi.
Güney Kıbrıs ve İngiltere arasında imzalanan anlaşmayla birlikte, İngiliz Üsleri içerisinde kalan sakinlerine, 1960 anlaşmasıyla birlikte yapılan haksızlıkların da düzeltildiği konusuna da raporda dikkat çekildiğini yazan gazete, anlaşmanın, Güney Kıbrıs’ın yıllara dayanan “Kıbrıs’taki İngiliz Üslerinin, Birleşik Krallığın sadece askeri amaçları için kullanıldığı” şeklinde tezini destekleyerek, Kıbrıs’taki üslerin daha çok askeri niteliğini ortaya çıkardığını da belirtti.
Anlaşmanın, İngiliz Üsleri sınırları içerisinde kalan sakinlerin ve mal sahipleri için de, iyimserlik ortamı yaratmasının önemli bir gelişme olarak addedildiğine değinen gazete anlaşmanın özellikle zor olan ekonomik bir dönemde ekonomik kalkınma ve faaliyet açısından perspektif yarattığını kaydetti.
Rum tarafının kazanımları
Gazete, rapora dayanarak, anlaşma ile birlikte Rum tarafının sağladığı kazanımları şu başlıklar altında verirken başlıkların altında ise bunların ayrıntılarını aktardı
“1.Üsler içerisindeki kalkınmaya artık olanak sağlanmasıyla İngiliz Üslerinin yüzde 78 oranındaki toprağının imar bölgelerine katılımı
2.İngiliz Üsleri içerisindeki sakinlerin, Güney Kıbrıs’ın geriye kalan diğer nüfusu ile eşit haklara sahip olmasının sağlanması
3. İngiliz Üsleri içerisinde taşınmaz mala sahip olunması ve taşınmaz malın kalkınmasına ilişkin hak sahiplerine yönelik tüm sınırlandırmaların kaldırılması
4. İngiliz Üslerindeki durumun, Güney Kıbrıs’ta ne geçerli olduğu ve İngiliz Üsleri sakinlerinin yaşamlarının normalleştirilmesine ilişkin olarak uyumlaştırılması
5.İngiliz Üsleri bölgelerinin ekonomik kalkınması ve genel olarak Rum ekonomisinin kalkınması olanağı
6.Birleşik Krallık tarafından, belirli durumlarda, İngiliz Üslerindeki yeni kamu altyapılarının finanse edilmesinin üstlenilmesi”.
Gazete, İngiltere ile imzalanan anlaşmanın tarihi öneme de sahip olduğunu belirterek anlaşmanın her iki tarafın, geçtiğimiz Ekim (2 Ekim 2013) ayında başlayan temas ve istişarelerin sonucu olduğuna dikkati çekti.
Gazete, yine rapora atıfta bulunarak, Rum Şehircilik ve Planlama Dairesi’nin anlaşmanın imzalanmasının ardından kentsel bölgeleri tespit etmesi için 9 aya gereksinimi olacağını kaydetti.
“Gıbrıs sorunun çözümü ışığında”
Politis Gazetesi de, “Kıbrıs Sorunun Çözümü Işığında-Üsler: Londra Tarafından Anastasiadis’in Desteklenmesi Hareketi” başlıklı yorumsal haberinde, “İngiltere’nin, İngiliz Üslerinin, bir bölümünün egemenliğini feragat ederek, Güney Kıbrıs ile neden anlaşma imzaladığı” sorusunu sordu. Gazete, “bunun görünen nedenlerinden birinin, bu topraklara ihtiyacı olmaması olduğunu, İngilizlerin 254 kilometre karelik alandan askeri gereksinimleri için 56 kilometre karelik alanı kullandığını, geriye kalan, 1974 öncesinde özellikle Kıbrıslı Rumlar ve yeteri kadar Kıbrıslı Türk tarafından iskan edilen 198 kilometre karelik alanın ise, ekonomik kriz döneminde, ek ekonomik ağırlığı teşkil ettiğini” yazdı.
Bu alanın ayrıca, İngiliz Üsler idaresi ile bölgedeki Kıbrıs Rum sakinler arasındaki ilişkilerin normal olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığına bağlı olarak İngilizlerin burayı önemsememesi açısından da yegane kaynağı teşkil ettiğini belirtti.
Habere göre diplomatik kaynaklar ise, iki ülke arasında anlaşma imzalanmasının esas nedeninin, yaklaşan Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin olduğunu, İngilizlerin, İngiltere ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkilerdeki “eski iblisleri” kovarak Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e yardım etmek istediğini belirtti.
AB’deki strateji
İngilizlerin, söz konusu topraklardan feragat etmesinin ardında İngilizlerin, AB karşısındaki stratejilerine ilişkin başka siyasi nedenlerin de saklı olduğunu belirten bir diplomatik kaynak, örneğin İngiltere Başbakanı David Cameron’un Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşme sırasında AB’nin ödenek politikasına karşı olduğunu, İngiltere’nin, ülkedeki Polonyalı işsizlere, Varşova’da yaşayan ailenin diğer fertlerini kapsayacak şekilde işsizlik ödeneği vermesinin mümkün olmadığını dile getirdiğini aktardı.
Alithia gazetesi ise “Kötü İblisten Stratejik Ortağa” başlıklı haberinde İngiltere ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin kapıyı açan anahtarın, Suriye’deki son gelişmeler olduğunu yazdı.
Gazete İngilizlerin, Hristofyas’ın net olmayan politikalarına güvenmediğini, Anastasiadis’in Rum Yönetimi Başkanlığına seçilmesinin ardından karşılarında batılı çıkarlara yönelerek istikrarlı bir siyaset yürüten Anastasidis’i bulduklarını yazdı.
Gazete çok iyi haber alan kaynaklara dayanarak, iki ülke arasındaki, Suriye krizindeki işbirliğinin, İngilizler tarafından çok önemli ve yararlı olarak değerlendirildiğini belirtti.
Habere göre diplomatik çevreler, İngiliz Üsler içerisindeki mülklerin değerlendirilmesine ilişkin anlaşmanın, (Kıbrıs sorunun çözümüyle) bu toprakların büyük bir bölümünün geri verilmesi yönünde ilk adımı teşkil ettiğini belirttiler.
Diplomatik çevreler ayrıca ülkenin Batı’ya yönelmesinin ilk meyvelerini vermeye başladığına dikkati çekerken, Güney Kıbrıs’ın yeniden açılım yapmaya ve oyunlar oynama başlaması durumunda ise bazı güçlü devletlerin aynı şekilde Güney Kıbrıs’ın altından halıyı çekebileceğini de dile getirdiler.