Fileleftheros Türk tarafının, bir Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğinin işlemesi ana hedefiyle, Kıbrıs müzakerelerinde bir çöküşün ertesi gününe hazırlanarak perde gerisinde hareket etmekte olduğunu iddia etti.
Haberi “Kıbrıs Türk Devletçiğini ‘Kilitliyorlar’” başlığıyla manşete çeken gazete, “iyi bilgili” bir kaynağa dayanarak, Türk tarafının, müzakerelerin çöküşünden sonra bir Kıbrıs Türk devletçiğinin işlemesi hedefini hayata geçirmek için iki eksende hareket ettiğini savundu, özetle şunları yazdı:
“1- Avrupa Birliği’nin de ilgi gösterdiği bir konu olan, Avrupa müktesebatına uyum konusunu ‘kovalıyorlar.’ Brüksel bu konunun, çözüm öncesinde Kıbrıs Türk toplumunun hazırlığı kapsamında olduğunu söylüyor. Türk tarafı işgal rejiminin ‘yapıları’ ve ‘mevzuatının’ uyumunun, bir ‘gerçeklik’ olduğuna inanıyor. Sahte devletin, Kıbrıs sorunu çözülsün veya çözülmesin Avrupa’ya hazırlandığı, her halükarda Avrupa normlarıyla uyumlu bir varlık olacağını güvence altına almak istiyor.
2-Nami ve Özersay’ın uluslararası temasları her düzeyde değerlendiriliyor. Bu ikilinin, aralarındaki rekabet nedeniyle siyasi açıdan birlikte çalışmıyor olsalar da, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, işgal rejiminin uluslararası siyasi haritada olması için hazırladığı programı izlediği ortadadır. Bu hareketlilik, sözde çapraz prosedürün bir sonucudur. Öğrendiğimize göre Ankara, üç ana eksenle (ABD, Avrupa Birliği (Komisyon ve üye ülkeler) ve İslam İşbirliği Teşkilatı) ilgili bir plan hazırladı. Bu hareketler daha çok, Türk tarafının, Kıbrıs müzakerelerinde bir çöküşün ertesi günü senaryosunu doğruluyor.”
“Kamuoyunun olası bir anlaşmaya hazırlanmasına çoktan başlandı”
Arabulucuların prosedürün ilerlemediğini görerek, güven yaratıcı önlemler yoluna geri döndüğünü savunan gazete, şöyle devam etti:
“Bu, Mağusa gibi büyük güven yaratıcı önlemlerle ilgiliyse kolay bir şey değildir. Diplomatik düzeydeki hareketliliğin paralelinde, prosedürden bir anlaşma çıkması halinde, kamuoyunun bu muhtemel anlaşmaya hazırlıkları çoktan başladı. Yabancı bir diplomatın Kıbrıslı (Rum) muhatabına ‘bu sefer meselenin kaderine terk edilmesi söz konusu değil’ diyerek aslında Kıbrıs sorunundaki bir anlaşmanın kabul edilmesi için ‘uygun ortam’ hazırlanması çabalarına atıfta bulundu.
Bu çerçevede, her iki tarafta da ‘bu sefer çözülecek’ ortamı işleniyor. Yabancı unsur, konjonktürün bir anlaşma için uygun olduğu görüşünde ancak anlaşmanın içeriğiyle ilgilenmiyor, hareketlilik ve ilerleme ‘makinelerini rölantide’ tutmak isteğiyle, çeşitli etki yaratma hareketlerine hazır görünüyor. İki müzakerecinin (Özersay ve Mavroyannis) Güney Afrika’ya yapacağı seyahat de bu çerçevededir.”
“Müzakerelerde ikinci aşamaya geçilirken rum başkanlık köşkü endişeli”
Haftalık Mahi de, “Başkanlıkta Perde Gerisiyle İlgili Endişe” başlıklı haberinde, müzakerelerin büyük bir süratle ikinci ve özlü aşamaya ilerlediğini ancak iki tarafın ilke tezleri arasında uçurum tespit eden Rum Başkanlık Köşkü’nde, uluslararası unsurun ve perde gerisinde yoğun faaliyet gösteren önemli oyuncuların bu uçurumdan korkmaması nedeniyle endişe hakim olduğunu yazdı.
Haftalık Kathimerini de, şu ana kadar yapılan resmi ve perde gerisi diplomatik temasların, güven yaratıcı önlemlerle ilgili paralel prosedür olmadan müzakerelerin ilerlemeyeceğini gösterdiğini yazdı.
Gazete, Kudret Özersay ve Andreas Mavroyannis arasındaki müzakerelerin, aradaki uçurumun üzerine köprü kurulamadığından “batağa saplandığı” yorumunda bulundu ve Amerikalıların, ancak güven yaratıcı önlemlerle ilgili paralel bir prosedürle mutlu sona ulaşma perspektifi olabileceğine inandıklarını belirtti.
Gazete, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Mayıs ayında ABD’de yapacağı görüşmenin, Kerry’nin Kıbrıs’ı ziyareti konusunda anahtar olarak Güncelleme Tarihi: 14 Nisan 2014, 12:07