Rum Sözcü Nikos Hristodulidis’in uzun süre önce ABD Başkanı Donald Trump’ın Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i Beyaz Saray’a davet etmesi için istişarelerde bulunulduğunu açıklamasına rağmen bugüne kadar ne böyle bir davet yapıldığı, ne de Hristodulidis’in meseleyi devam ettirdiği haber verildi.
Haftalık Simerini “Kıbrıslı Başkanlar İstenmeyenler… Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Farklı Yöntemlerle Tanınmaması” başlıklı haberinde Anastasiadis’in sadece ABD Başkan Yardımcısı ile bir görüşmesi olduğunu, ABD Başkanı’nın alışılageldiği gibi görüşme salonuna geçip konuk başkanı selamlaması gerekirken Trump’ın bunu bile yapmadığını yazdı.
Bugüne kadar Beyaz Saray’dan büyüklü küçüklü birçok devletin başkanının gelip geçtiği ancak Anastasiadis’in davet edilmediği, bölge ülkelerinin tamamını ziyaret eden Trump’ın Güney Kıbrıs’a uğramadığı belirtilen haberde, bir Kıbrıslı Başkan’ın bir ABD Başkanı ile ilk ve son görüşmesinin III. Makarios-Kennedy görüşmesi olduğu hatırlatıldı.
“Amazon’un kabile reisleri bile Beyaz Saray’da kabul edilirken, hiçbir Kıbrıslı başkan o zamandan beridir böyle bir onura mazhar olmadı” ifadesine yer veren gazete, bütün Rum Yönetimi başkanlarının, ABD başkanları ile Yunan liderlerin Beyaz Saray’daki görüşmelerinde, Amerikan tarafının Kıbrıs sorunuyla ilgili niyetini öğrenmek için “yalvaran pozisyonunda olduğunu” belirtti.
Genel politika böyle
Gazete “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin seçilmiş liderlerinin ve dolayısıyla Kıbrıs devletinin Birleşik Devletler tarafından aşağılanması ve tanınmaması tesadüf değildir, ABD’nin Kıbrıs’a karşı genel politikasının sonucudur” ifadesine yer verdi, özetle şunları ekledi:
“ABD’nin tavrı aslında, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin var olmadığına,iki varlık bulunduğuna, Guterres’in isteği üzerine, birinin Kıbrıslı Rumları, ötekinin de Kıbrıslı Türkleri temsil ettiğine inandığını gösteriyor. ABD’nin bütün düzeylerde ve her şekilde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasından, sahte devleti tanımamasından bağımsız olarak, (ABD’nin) eylemleri tam aksi niyetin habercisidir.
Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı’nı ABD Başkanı ile görüşmek üzere Beyaz Saray’a davet etmiyorlar çünkü aynısını ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ lideri ile de yapamaz. Anastasiadis’i Trump ile görüşmek için davet etse, Türkiye ile ilişkileri ve tepkiler yüzünden, Akıncı’yı da davet etmek zorunda kalacak. Bu tür eylemler de niyetini ve Kıbrıs sorununa yaklaşımını ortaya çıkaracak.
ABD’nin, Amerikan silahı satmayı yasaklaması da Kıbrıs Cumhuriyeti’ne başka bir düşmanca tavrıdır.”
Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2017, 10:28