Rum basını ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Kıbrıs’taki dini özgürlüklerle ilgili raporunda, iki tarafa eşit mesafede yaklaşıldığına ve KKTC için kurumlara atıf yapan söylem kullanıldığına dikkat çekti.
   Fileleftheros, “Dışişleri Bakanlığı Raporunda Eşit Mesafe… İşgal Bölgeleri İçin Kurumlara Atıf Yapan Söylem Kullanılıyor” başlıklı haberinde Rum tarafı için Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC için de Kıbrıslı Türkler tarafından yönetilen bölge ifadesinin kullanıldığını, eşit mesafe güdüldüğü ve dini anıtların tahribatına atıf yapılmaksızın KKTC için kurumlara gönderme yapan söylem kullanıldığını yazdı.
   Habere göre raporda Rum yönetiminin Baf’ta ibadete açık tek camiyi, bölgedeki çalışmalar nedeniyle Ekim 2017’den Mayıs’a kadar kapattığı ve bölgede yaşayan Müslümanların Ulu Cami’yi alternatif olarak kullanmasına izin vermediği belirtildi.
   Raporda Rum yönetiminin ayrıca Kıbrıslı Türklerin ve KKTC’de yaşayan yabancıların Ramazan ve Kurban Bayramları ile Mevlit Kandili’nde Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesi’ne ulaşımlarına müsaade ettiği ve 11 Haziran’da da Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın Aşağı Baf’taki camide Müslüman cemaatle iftarda bir araya gelmesine izin verdiği belirtildi.
   Raporun KKTC’yle ilgili bölümünde ise “makamlar, Ortodoks dini alanlarına erişimi iyileştirmeye başladı” ifadesine yerildiğine dikkat çekilen haberde, KKTC hükümetinin yaz dönemlerinde camilerde din eğitimi verilmesine izin vermeye başladığı, orta eğitim okullarında öğrencilerin Sünni İslam dersinde sınıftan çıkmalarına izin vereceğini açıkladığı ve FETÖ ile bağlantılı olduğundan şüphelenilenlerin tutuklandığına atıf yapıldığı kaydedildi.
   Alithia “Kıbrıs’ta Dini Özgürlükler İle İlgili State Department Raporu… Baf’taki Sorunlar Kaydediliyor” başlığıyla aktardığı haberinde, raporun Güney Kıbrıs’la ilgili bölümüne dair başka detaylara da yer verdi.
   Habere göre Yahova Şahitleri temsilcisinin, belediye mezarlıklarına erişimde ve Ay. Napa’da broşür dağıtmada zorluklar yaşadıkları şikayetine yer verilen raporda, Rum Eğitim Bakanlığı’nın ve devlet okullarının ateist öğrencilere menfi ayrımcılık yaptığı ve Eğitim Bakanlığı resmî sitesinde öğrencilere ateizmi reddetme çağrısı yapıldığı bilgileri verildi.
   Raporda ayrıca Caritas isimli sivil toplum örgütünün, Baf’ta Müslüman üniversite öğrencilerine bedensel saldırı ve tehdit olayları, Yahudi cemaatinin antisemitik tehdit olayları ve sözlü tacizler ve diğer dini azınlık gruplarının çoğunluğun dini törenlerine katılmaları yönünde baskı gördükleri ve Helen Ortodoks Hristiyanların da birkaç kez din değiştirmeleri için kendi cemaatleri tarafından dışlandıkları şikayetlerine yer verildi.