Yunan savaş uçakları “konuşlansın diye” inşa edilen ve 25 Mart 1998’de açılan Baf’taki “Andreas Papandreu Hava Üssü”nün, 22 yıl aradan sonra yeniden aktive olduğu belirtilerek, Yunanistan dışında ilk defa Fransız uçaklarının da üssü kullanmasının önemli bir gelişme olduğu belirtildi. 
   Haftalık Kathimerini’de yer alan haberde, üssün,  Rum ve Yunan hükümetlerinin 90’lardaki siyasi tercihlerinin “en üst başarısı” ve Ortak Savunma Sahası Doktrini’nin “mızrak ucu” olduğuna ve Yunan savaş uçakları konuşlansın diye yapıldığına işaret edildi. Üsse, 1995’te icra edilen “Nikiforos”(Muzaffer) kod isimli ortak tatbikat  (4 Yunan F-16’sı) dışında hiç Yunan savaş uçağı inmediğine dikkat çekildi.
   Rum yönetiminin “savunma politikasındaki rota değişikliği” ve silahlanma programlarını yeniden aktifleştirmesiyle üssün yeniden gündeme geldiği kaydedilen haberde, “savaş uçaklarını konuk etmek olan ana maksadı yerine Rum yönetiminin komşu ülkelerle ilk askerî işbirliği anlaşmalarının güçlü bir aracı haline geldiğine işaret edildi.
   Üssün İsrail savaş uçaklarının tatbikat imkânı olarak kullanıldığını ve ABD’nin Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmasını ardından altyapılarının ilk ciddi sınamaya tabi tutulduğuna işaret edilerek, Fransa ile yapılan askerî işbirliği anlaşmasından sonra Fransız savaş uçaklarının üstte bulunmaya başladığı kaydedildi. 

‘Evnomia’ ortak tatbikatı

   26-28 Ağustos’da Ada’nın Güney deniz bölgesinde icra edilen “Evnomia” kod isimli 4’lü (Güney Kıbrıs, Yunanistan, Fransa ve İtalya) ortak tatbikatın, hava üssünün operasyonel olanaklarının ilk kapsamlı sınanması olduğuna işaret edilen haberde, tatbikata katılan 2 Fransız Rafale ve 2 Yunan F-16 tipi uçağın üssü kullandığı kaydedildi.
   Haberde, 4 ülkenin ortak tatbikata hangi imkânlarla katıldığı da aktarıldı.  
   Fileleftheros ise, Rum Savunma Bakanı Haralambos Petridis ve RMMO Komutanı Korgeneral Dimokritos Zervakis’in 26-28 Ağustos’ta icra edilen “Evnomia” kod isimli tatbikata ilişkin değerlendirmelerini aktardı.
   Habere göre, Petridis, “4’lü tatbikatla “Doğu Akdeniz’de güvenliği ve Avrupa çıkarlarını koruma mesajı”; Zervakis ise 4 ülkenin “bölgesel istikrarı ve deniz güvenliğini koruma ve Doğu Akdeniz’de seyir özgürlüğünü devam ettirmede işbirliği konusundaki kabiliyet ve bağlılığını gösterdiğini” söyledi.