Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le telefon görüşmesi yaptığı ve Türkiye’nin eylemlerini şikayet ettiği bildirildi.
Fileleftheros gazetesi “Rusya’nın Katkısı İstendi” başlıklı haberinde, Rum tarafının inisiyatifiyle gerçekleştirilen görüşmede, Anastasiadis’in Putin’i “Güney Kıbrıs aleyhindeki gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini” öne sürdü.
Anastasiadis’in, telefon görüşmesinde Putin’den “Kıbrıs aleyhindeki Türk provokasyonlarını durdurmaya ilişkin çabalarına Rusya’nın katkıda bulunmasını istediğini” yazan Fileleftheros gazetesi, Rum Hükümeti Sözcüsü Kiriakos Kusios’un konu hakkında yaptığı açıklamada “Putin’in, krizin yatıştırılması için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik müdahalede bulunma sözü verdiği” iddiasında bulunduğunu iletti.
Telefon görüşmesinin, iki ülkeyi ilgilendiren ekonomik meseleler vesilesiyle gerçekleştirildiğini yazan gazete, Anastasiadis’in görüşmede Putin’i iki ülke ilişkilerini ilgilendiren veya etkileyen konuların tümü, aynı zamanda “Türkiye’nin tutumu yüzünden Doğu Akdeniz’de hüküm süren durum hakkında bilgilendirdiğini” belirtti.
Ezelden beri destek var
Gazeteye göre; Rum Hükümeti Sözcüsü Kiriakos Kusios ise görüşme hakkında yaptığı detaylı açıklamada, Anastasiadis’in Putin’e Rusya Federasyonu’nun Rum Yönetimi’ne yönelik ezelden bu yana sağladığı iş birliği ve destekten ötürü teşekkür ettiğini, aynı zamanda Rusya’nın Kıbrıs’ta görev yapan BM Barış Gücü’nün (UNFICYP) görev süresinin uzatılmasına ilişkin son kararının nihai metninin şekillenmesine olan katkısına atıfta bulunduğunu da belirtti.
Kusios, Anastasiadis’in Putin’i “Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’indeki yasa dışı faaliyetleri ve Türkiye’nin yayımladığı son Navtex, aynı zamanda Barbaros araştırma gemisinin Kıbrıs MEB’inde bulunması hakkında bilgilendirdiğini” de ifade etti.
Kusios “Bu tarz eylemlerin, hali hazırda gergin olan durumu artırdığını ve önceliklerini teşkil eden Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin müzakerelerin devam etmesi için iyi bir ortam yaratılmasına katkıda bulunmadığını” iddia etti.
Kusios “Bunun eş zamanlı olarak, Kıbrıs sorununun, BM kararları temelindeki müzakerelerin devam etmesiyle çözülmesine ilişkin istikrarlı bağlılıklarını teyit ettiğini” de öne sürdü.
Kusios, Anastasiadis’in Putin’e “Türkiye’nin Kıbrıslı Türk toplumunun haklarını koruma çerçevesinde hareket ettiğine dair tezinin geçerli olmadığını, çünkü Türkiye’nin itiraz ettiğini ve Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’inin yüzde 44’ünü talep ettiğini, aynı zamanda bunun Kıbrıs Türk toplumunun haklarını da etkileyen bir şey olduğunu izah ettiği” iddiasında da bulundu.
Kusios “Ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilgili mevzuat ve bizzat Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in önerileriyle Kıbrıs Türk toplumunun haklarını güvenceye almış olmasından ötürü, bunun geçerli olmadığını” da ileri sürdü.
Anastasiadis’in “yasa dışı eylemlerine son vermesi konusunda ikna edilmesi için, Rusya Devlet Başkanı Putin’in Türkiye’ye yönelik müdahalede bulunmasını istediğini” de dile getiren Kusios, Anastasiadis’in Kıbrıs sorununa adil, kapsamlı ve işlevsel bir çözüm bulunması için müzakerelerin devam etmesine ilişkin kararlılığını ifade ettiğini de iletti.
Maraş’ı da konuştu
Anastasiadis’in görüşmede “Maraş konusuna ve Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarını ihlal ederek kapalı şehrin açılması ve kolonize edilmesine dair tehditlerine atıfta bulunduğunu” da ifade eden Kusios, Anastasiadis’in “Putin’in bu konuda müdahalesini istediğini ve böyle bir müdahalenin katalizör olacağını ve doğrudan sonuçlara sahip olacağını düşündüğünü” iletti.
Rusya Devlet Başkanı Putin’in ise telefon görüşmesinde “Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’inde meydana gelenleri ve Doğu Akdeniz’deki durumu büyük bir endişeyle takip ettiğini” ifade eden Kusios, Putin’in “Rusya’nın daima anlaşmazlıkların, uluslararası hukuk ilkeleri temelindeki müzakereler aracılığıyla çözülmesinden yana olduğunu vurguladığını” aktardı.
Kusios “Putin’in krizin yatıştırılması için Başkan Erdoğan’a yönelik müdahalede bulunacağı aynı zamanda Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yaratıcı bir diyaloğa müdahil olacağı sözü verdiğini” de iletti.
