Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı Avrupa Araştırmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Güney Kıbrıs’ta yayımlanan Fileleftheros gazetesinin sorularını yanıtladı.

   Türkiye’nin AB’den taahhütsüz bir iş birliği arzu ettiğini, Doğu Akdeniz’de iş birliğinin karşılıklı bağımlılığa dayanması gerektiğini söyleyen Eralp Kıbrıs sorununda çözümü zorlaştıranın da fiili durum olduğu görüşünü ortaya koydu. 
   Eralp “1974’ten beri, ara sıra meydana gelen olaylar dışında Ada’da şiddet yok.  İlginç bir şekilde, çözüme varılmasını bu kadar zorlaştıran şey belki de Ada’daki görece sükunet ve fiili durumdan duyulan memnuniyettir.” ifadesini kullandı.
  Gazeteye göre geçen yıl çağdaş bir devlet olarak 100’üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayan Türkiye’nin bugünkü perspektifleriyle, farklı düzeylerde hareket ederek, yeni cepheler açarak ve bir gece içinde yeni ittifaklar kurarak baş döndürdüğünü söyleyen Eralp Erdoğan hükümetinin 20 yılda çok güçlendiğini, ekonomi gibi içteki patojenik eksikliklerine rağmen nüfuzunu artırdığını anlattı.
   Eralp, Türkiye’nin bölgesel güç olma hedefine ulaşamamasına rağmen bölge halklarının gözündeki popülaritesini koruduğuna işaret etti. Bu hedefinin önündeki engelleyenleri: Müslüman Kardeşler örgütüne ve Sünni İslam’a desteği yüzünden olumlu görüntüsünün karalanması, AB üyelik sürecindeki durağanlık, Arap dünyasındaki ayaklanmalara karşı sokağa çıkan insanların talep ettiği değerlerden kaymalar ve kırılgan ekonomisi yüzünden bölgenin tamamında itibar kaybetmesi olarak sıraladı. Türkiye’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile ilişkilerindeki gerilimin de diken oluşturduğu görüşünü ortaya koydu.