Fileleftheros gazetesi; Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in; İngiltere Başbakanı Borris Johnson’la telefon görüşmesi yaptığını ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerini “önlemek” için harcadıkları çabalar ve kapalı Maraş’ın sahil kesiminin BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararları “hilafında açıldığına” dair bilgi verdiğini yazdı.
Habere göre Rum Sözcü Kusios, Johnson’un Türkiye’nin Kıbrıs’taki ve bölgedeki faaliyetlerini “kınadığını” ve Kıbrıs sorununa dair daha aktif bir rol almak niyetini ilettiğini söyledi.
Haravgi ise Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ilk gayrı resmî sosyal görüşmesini BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Elisabeth Spehar’ın ev sahipliğinde 3 Kasım’da gerçekleştireceğini “İki Liderin Görüşmesi Ağır Havada” başlığıyla manşete çekti.
Gazete bu ilk görüşmenin, Cumhurbaşkanı Tatar ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’daki ortak basın toplantısında yaptıkları açıklamalarına Rum tarafından gelen sert tepkilerin ortasında gerçekleşeceğine işaret etti.
Piknik tepkisi
Bu arada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ilk yurtdışı ziyaretini gerçekleştirdiği Ankara’da, iki devletin artık müzakere masasına konulması gerektiği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kuruluş yıldönümünde KKTC’yi ziyaret edeceği ve belki kapalı Maraş’ta piknik yapacağı açıklaması Rum tarafında büyük tepkiyle karşılandı.
Rum Yönetimi, Sözcü Kiriakos Kusios aracılığıyla tepkisini dile getirirken siyasi partiler, Tatar ile Erdoğan’ın açıklamalarını eleştirdikleri açıklamalar yayımladı.
Fileleftheros’un haberine göre, Rum Yönetimi Sözcüsü Kiriakos Kusios “Türk tarafının, Kıbrıs sorununun çözüm zeminiyle ilgili açıklamaları BM kararlarına tamamen zıt” olduğunu, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın piknik açıklaması da “Türkiye’nin politikasının kışkırtıcı ve her türlü hukuk ilkesine aykırı olmaya devam ettiği” iddiasında bulundu.
Kusios “Türk yetkililerin, bu kez şahsen Türk Cumhurbaşkanı ve yeni Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar’ın Kıbrıs sorununun çözüm zeminiyle ilgili sözleri, BM kararlarına ve Güvenlik Konseyi kararlarına, 25 Kasım 2019’da Berlin’deki üçlü görüşmede yapılan Ortak Açıklamaya tamamen zıt olan niyetlerini açıkça gösteriyor” ifadesini kullandı.
Kusios Türkiye’nin “her türlü hukuk ilkesinin hilafında olduğunu” iddia ettiği faaliyetlerine Libya, Suriye, Dağlık Karabağ, “Yunan kıta sahanlığı” ve Rum “MEB”indekileri örnek gösterdi.
Rum tarafının Kıbrıs sorununun müzakere ile BM kararları, Güvenlik Konseyi kararları ve bugüne kadar kaydedilen yakınlaşmalar, Avrupa müktesebatı, AB ilke ve değerleri zemininde çözümüne bağlı olduğunu söyleyen Kusios “Kıbrıs AB üyesidir ve öyle olmaya devam edecektir. Bizim taraf Kıbrıs sorununa ifade ettiklerim zemininde çözüm için diyaloğa devam etmekte kararlıdır” dedi.