Avrupa Sosyal Araştırma (ESS) Programı tarafından, 30 ülkenin katılımıyla Avrupa çapında 2017-2019 döneminde yapılan ve Kıbrıs ayağının Rum “Avrupa Üniversitesi” profesörü Marios Vrinodis tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandığı araştırma sonuçları, Rum resmî politikasının toplumun görüşlerine ters olduğunu ortaya çıkardı.
Fileleftheros gazetesi “Vatandaşları Dinlemiyorlar… Kıbrıs Sorununu Yönetenlerin Toplumun İstekleriyle Uyumsuzluğu Teyit Oluyor… Kamuoyu Araştırmasının Siyasi Mesajları” başlıklı haberinde, daha önce de, “özellikle 1999-2004 müzakere prosedürlerinin kazanımları ile oluşturulan Annan Planı için 24 Nisan 2004’te yapılan Referandum’da teyit olan, Rum tarafındaki Kıbrıs sorununu yöneten kesim ile Rum halkının istekleri arasındaki uyumsuzluğun ESS sonuçları ile yeniden gündeme geldiğini” yazdı.
Gazete, araştırmanın Kıbrıs sorunu başlığı altında, katılımcılara sorulan çözüm modeli seçeneklerinden “Üniter Devlet” modelinin yüzde 57,2 kabul, yüzde 27,4 ret ve yüzde 15,4 ne kabul ne ret, “ancak çok gerekli ise kabul”, “İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon” modelinin yüzde 27 olumlu, yüzde 35 olumsuz ve yüzde 38,1 ne ret ne kabul, “İki Devlet” modelinin yüzde 13,9 kabul, yüzde 72,4 ret ve yüzde 13,7 ne ret ne kabul ve mevcut durumun devamının da yüzde 50,8 ret, yüzde 18 kabul, yüzde 31,2 ne ret ne kabul gördüğünü hatırlattı.
Araştırmanın, katılımcıların Rum yönetiminin ezelden beridir sahip olduğu resmî çizgisini, gelmiş geçmiş bütün Rum yönetimi liderliklerinin müzakere ettiği zemini reddettiği sonucunu ortaya çıkardığına dikkat çeken gazete, şu ifadelere yer verdi:
“İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon’un reddedildiği çok açıktır, Üniter Devlet lehindeki görüş farklı bakış açılarıyla değerlendirilebilir. (Katılımcılar,) gelmiş geçmiş bütün liderlikler vatandaşlar tarafından kabul edilip edilmediğine, bu zemindeki bir anlaşmanın gelecekteki referandumda geçip geçemeyeceğine bakmaksızın müzakere ettikleri bu zemini reddediyor.”
Gazete, ESS kamuoyu araştırmasında ortaya çıkan; Güney Kıbrıs’ın siyasilere, siyasi partilere ve kurumlara güvenin düşük olduğu ülkeler arasında olmaya devam ettiği sonucunun da Rum halkının güvensizliğinin yalnız Kıbrıs sorunuyla değil kurumların genel siyasi davranış sistemiyle ilgili olduğunu gösterdiğini yazdı.