Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Türkiye’nin güvenlikle/ garantiler başlığında verdiği ilk işaretleri “çok hayal kırıcı” bulduğunu belirterek “Ne üssü ne de garantilerin devamını görüşürüz.
Türkiye’nin bu pozisyonu referans noktası değildir” dedi.
Politis Kasulidis’la yaptığı söyleşiyi “Güvenlikle İlgili Türk Pozisyonu Non-Starter’dir… Dışişleri Bakanı Kasulidis Politis’e Garantiler ve Güvenlik Hakkında Konuştu” başlığıyla manşete çekti.
Türkiye’den garantiler konusunda, ilk diye nitelediği bazı işaretler aldıklarını belirten Kasulidis, “Kıbrıs sorunu bu ilk pozisyonla, yani bir yandan sadece Kıbrıs Türk eyaletiyle ilgili olacak garantiler aracılığıyla müdahale hakkını koruyup öte yandan Kıbrıs’ta, bitiş tarihi olmayan, askeri üs bulundurmasıyla çözülemez” diye konuştu.
Türkiye’nin egemen İngiliz üsleri tipinde bir askeri üs mü istediği sorulan Kasulidis “İngiliz üsleri tipinde mi emin değilim ama Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk eyaleti içerisinde, Türk komutan tarafından komuta edilecek bir üs istiyorlar” cevabını verdi.
Bu öneriyi Anastasiadis’e (New York’ta) ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın mı ilettiği sorulduğunda sözlerine “Bu yanlış bir algıdır. Biden yorumlamış olabilir ama herhangi bir öneri iletmedi. Türk pozisyonu hakkında Biden’dan işittiklerimden daha iyi bir görüntüye sahibim ” diyerek başlayan Kasulidis özetle şunları aktardı:
“Amerikalılarla ilişkimiz ve görüşmelerimiz Türk tezlerini bize aktarmaları için değil. Söylediklerimizin genele yayılması içindir. Kıbrıs sorununda kartlar açıldığında daha uzlaşıcı olsun diye Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin beşi birden, her biri kendi nüfuzuna göre Türkiye’yi etkilemesi gerekir. Amerikalılarla ilişkimizi bu istikamette görüyoruz.”
Kasulidis Rum tarafının Türkiye’nin güvenlikle ilgili pozisyonunu “non-starter” (referans noktası olmayan) bulduğunu vurguladı “Kıbrıs sorununun çözüm fırsatı açısından, Türkiye’nin güvenlik konusundaki bu pozisyonu, tekrar ediyorum, non-starter’dir. Bu pozisyon ile müzakere başlamayacak. Non-starter demek, görüşmeye oturmayacağız demektir. Türkiye’nin ilk ve son sözü bu ise, ne üssü ne de garantilerin devamını görüşürüz.”
Nato da olmaz
“Güvenlik/garantiler konusuna NATO çerçevesinde çözüm bulunabilir mi?” sorusuna, NATO’nun, saldırıya uğrayan üyelerine yardıma koşan bir savunma örgütü olduğunu, dahası ordularla işleyen askeri bir örgüt olduğunu hatırlatan Kasulidis “Askeri niteliktedir. Bu nedenle Türkiye haklı olarak neden ben değil de NATO diyecektir” yanıtını verdi.
Kasulidis, Güvenlik ve Garantiler konusunda “Kıbrıslı Türklerin fiziki güvenliğini, çözümün hayata geçirileceği kesinliğinden ayırdıklarını” belirterek şunları ekledi:“Türkiye’nin olası jeostratejik taleplerinin, yukarıda söylediklerimle hiçbir alakası yoktur. Kıbrıslı Türklerin fiziki güvenliği ve çözümün hayata geçirileceği kesinliğinin güvenceye alınmasını müzakereye hazırız. Yani, Kıbrıs Türk toplumu –Ada’nın küçük toplumu olarak- yakın tarihimize dayalı bir güvensizlik hissederse, bunu göğüsleme yöntemini buluruz. Aynı şekilde çözümün uygulanmasıyla ilgili güvenlik supaplarını da.
“Durum 1963’tekinden farklı”
1963’e nazaran yeni durum, kendi kendini yönetecek, polisi olacak, bütün organları olacak bir Kıbrıs Türk eyaleti kurulmasını öngörecek. Bugünün 63’ten diğer bir farkı da merkezi hükümette, federal hükümette; daha küçük toplumun güvende hissetmesine yönelik bütün güvencelerin var olacağıdır. Bugün, çıkmazlar da olmayacak çünkü 63’teki bütçenin onaylanmasıyla alakalı çıkmazla hiçbir kıyas olmaması için, çıkmazların etkin çözüm mekanizmaları öngörülecek.
Son olarak da, bugün AB üyesiyiz, 63’te değiliz. AB üyesi ülkeler AB’nin, ihlal eden herhangi bir üyesini yeniden düzene sokmak için tedbirlerle müdahale hakkı olan yasal bir düzene tabidir. Kocas’ın (Yunanistan Dışişleri Bakanı) Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye arasında Dostluk ve İstikrar Antlaşması imzalanmasına dair ilke fikri-önerisi oldu. Bu antlaşma aracılığıyla çeşitli konulara emniyet supapları ekleyebiliriz. Başkan Anastasiadis’in Kıbrıslı Türklerin fiziki güvenlik sorununun, bireysel olarak polis yoluyla göğüslenmesi önerisi de bu kapsamdadır. Askeri yol her zaman orantısız sonuç verir. Oran ilkesi burada işleyemez. Polis üç aşamalı olacak: Kıbrıs Türk eyaletinin yerel polisi. Zorlanırsa, federal hükümetten yardım isteyecek. Bugün Kıbrıs Cumhuriyeti polisinin Çevik Kuvveti gibi bir grubu olacak Federal hükümet cevap vermek zorunda olacak. Üçüncü aşamada ise Kıbrıs’ta çok uluslu bir polis gücü olacak ve istenmesi halinde o da müdahale edecek.”
Güncelleme Tarihi: 17 Ekim 2016, 09:52