banner564

İçini döktü

Anastasiadis “AB üyeliği, çözüm için en güçlü silah” dedi

İçini döktü
banner598

   Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Avrupa Birliği’nin (AB) Rum tarafına, Kıbrıs sorununa adil bir çözüm talep etme çerçevesi sağladığını, çözümün, Doğu Akdeniz’de jeopolitik istikrar için ön koşul olduğunu söyledi. Rum lideri,AB üyeliğimiz, çözüm için elimizdeki en güçlü silah” dedi.
   Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis de, Kıbrıs müzakerelerinde iki taraf arasında birçok konuda önemli mesafe bulunduğunu söyledi.

   Simerini, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Güney Kıbrıs’ın AB’ye katılım yıldönümü nedeniyle Rum Haber Ajansı’na verdiği mülakatı ve Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in aynı vesileyle Londra’da düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmayı okurlarına aktardı.
    Anastasiadis, bugün Güney Kıbrıs’ın AB’nin sağladığı araçları Kıbrıs sorununa olabildiğince adil bir çözüm talep etmek için kullanabileceğini, AB üyeliği öncesinde böyle bir olanağı olmadığını söyledi.
   AB’ye tam katılımın, geleceğin meydan okumalarıyla başa çıkabilmesi için Rum yönetimine yardımcı olduğuna işaret eden Anastasiadis, şu iddiaları ortaya attı:

 

“Türkiye’ye en iyi cevaptı”


   “Kıbrıs’ın, hükümetin etkin denetim uygulamadığı bölgelerde müktesebatın ertelenmesiyle, hükümranlığının tamamıyla Birleşik Avrupa’ya tam üye olması, 1974’ten beri en büyük olumlu tersine dönüş ve Kıbrıs sorununu 1974’te çözülmüş addeden Türkiye’ye en iyi cevaptı.
Kıbrıs sorunu halen çözülmemiş olabilir ancak Türkiye’nin üyelik sürecine paralel olarak, (Güney) Kıbrıs’ın tam üyeliği, Kıbrıs sorununun özünü ve parametrelerini yeniden tayin etmiştir.
   Kıbrıs sorunu şu veya bu şekilde, Türkiye’nin AB’ye üyeliği veya AB’ye katılım süreci için bir ön şarttır. Aynı mantıkla, Kıbrıs sorununun çözümü artık, bölgemizdeki jeopolitik istikrarın yinelenmesi açısından özlü gereklilik olarak tanınıyor. Bu çerçevede, -yukarıda anlatılanlara uluslararası ilginin de varlığıyla- yeni bir müzakere süreci başlamıştır, gerçekten sonuç vermesini diliyorum.”

 

AB’nin sürece aktif katılımını istiyor


   Kıbrıs müzakere süreci ve AB’nin bu süreçte oynayabileceği role de değinen Anastasiadis, “Biz AB’nin Kıbrıs sorununa daha aktif ve daha özlü katılımını talep ettik. Bunu da büyük ölçüde başardık” dedi. Rum lider özetle şöyle devam etti:
“Unutmayalım ki Avrupa müktesebatı, insan hakları ve temel özgürlüklerini güvence altına alacak sürdürülebilir bir çözüm uygulanması için elimizdeki en büyük silahlardan biridir. Bunu güvence altına alacak olan müktesebatın uygulanmasıdır. Tamamen kullanmakta kararlı olduğumuz güçlü bir silahtır. AB’ye katılımımız aracılığıyla, küçük bir ülke olarak karar dayatamıyor olabiliriz ancak itibarlı olursak kendi menfaatimize etkileyebiliriz. AB’nin bize sağladığı araçları olabildiğince adil bir çözüm elde etmek için kullanabiliriz. Bugün talep ettiklerimiz bunlardır. AB’ye üyeliğimizden önce böyle olanaklarımız yoktu.”

Kasulidis: Aramızda önemli mesafe var

   Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ise, Türk tarafının; iki tarafın bir al ver sürecine hazır olduğu yolundaki açıklamalarının, müzakerelerdeki ilerleme konusunda uluslararası alanda genel bir coşku yaratma çabası çerçevesinde olduğunu iddia ederek, taraflar arasında birçok konuda önemli mesafe bulunduğunu savundu.

   Kasulidis, “Dünya Dış Rumlar Federasyonu Gençliği (NEPOMAK)” tarafından, Güney Kıbrıs’ın AB’ye katılımının yıldönümü nedeniyle Londra’da Westminster’deki parlamento salonunda düzenlenen etkinlikte konuştu.

   Kasulidis, çözüm müzakerelerine değinirken “tarama prosedürü, birçok konuda iki taraf arasında önemli mesafe olduğunu gösterdi. Dolayısıyla mevcut durumu güllerle bezenmiş gösterme yönündeki her türlü çaba ancak, Türk tarafının müzakere masasına koyduğu aşırı tezleri örtmek için bir sis perdesidir” iddiasında bulundu.
   Müzakerelerin geleceğine değinirken 6 Mayıs’ta bütün başlıklara ilişkin derinlemesine görüşme ve müzakere başlayacağına işaret eden Kasulidis, Anastasiadis hükümetinin Kıbrıs sorunuyla ilgili 4 cephede çaba harcadığını belirterek bunları şöyle sıraladı:
   “Birincisi Ortak Açıklama’dır. İkincisi, Türkiye’nin prosedüre katılımıdır -ki bu da Kıbrıslı Rum müzakerecinin Ankara’yı ziyaretiyle gerçekleşti-. Üçüncüsü, AB’nin müzakere prosedüründeki rolünün yükseltilmesi; dördüncüsü ise güven yaratıcı önlemlerin ileri götürülmesidir.”

Güncelleme Tarihi: 02 Mayıs 2014, 01:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner474