Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Maraş’la ilgili son gelişmelerin herkesi endişelendirdiğine işaret ederek, devletin tüm dairelerinin gerçek verileri toplamaya ve değerlendirmeye çalıştığını söyledi.
Kombos, Hukuk Dairesi, İçişleri Bakanlığı ile düşüncelerin paylaşıldığını, tüm hukuki ve siyasi olanakların incelendiğini belirtti.
Kombos, “bir yandan, Kıbrıslı Rum vatandaşımızın kendi nedenlerine bağlı olarak bir karar verdiğini, diğer yandan ise Kıbrıs Rum mallarını satın alınmasına dair Çavuşoğlu’nun teşviklerini görüyoruz” şeklinde konuştu.
Bu konunun göğüslenmesi amacıyla devletin tüm olanakları tükettiğini söyleyen Kombos, bu konuyla ilgili belirli bir stratejinin beklenip beklenilmemesi şeklindeki bir başka soru üzerine bunu kamuoyuyla paylaşmasının mümkün olmadığını birçok bakanlığın konuya müdahil olduğunu, bunun büyük bir ekonomik boyuta sahip olduğunu ayrıca birçok da hukuki konunun bulunduğunu söyledi.
Başsavcılıkla mükemmel bir iş birliğine sahip olduklarını söyleyen Kombos, Başsavcılıkla bir dizi hukuki konunun yanı sıra karar vakti geldiği zaman Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in önünde seçeneklerinin olması için konunun nasıl ele alınacağını da görüştüklerini belirtti.
AB’nin Kıbrıs politikası
AB’nin Kıbrıs sorununa etkin şekilde müdahil olmasıyla ilgili bir soru üzerine Kombos, ilk önce geçmişteki AB’nin müdahil şekliyle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in bu yöndeki önerisinin ayrılması gerektiğini ifade etti.
Kombos, AB’nin geçmişte teknokratlar düzeyinde müdahil olduğunu ancak siyasi düzeyde katılımın eksik olduğunu belirtti.
AB’nin Kıbrıs sorununa gerek teknokrat, gerekse siyasi düzeyde istikrarlı bir şekilde müdahil olmasını istediklerini söyleyen Kombos, bunun süreci kolaylaştıracak bir unsur olduğu düşüncesinden de bahsetti.
Kıbrıs sorununda şu anda var olan çıkmazdan da söz eden Kombos, BM’nin diğer tarafın kabul edeceği temsilciyi atama zafiyetinin bulunduğunu söyledi. Kombos, AB’nin siyasi bir şahsiyeti atamasının, müzakerelerin yeniden başlamasının kolaylaşacağına inandıklarını ifade etti.
Kombos, AB tarafından atanacak kişininin Türkiye-AB ilişkisinde de aracı olarak faaliyet göstereceğini belirtti.