Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Güney Kıbrıs ile İsrail arasındaki ilişkilerinde, iki ülke Münhasır Ekonomik Bölgelerinde doğal gaz yataklarının tespitinin ardından güçlü bağlar bulunduğunu belirtti. 

   Alithia gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, bu açıklamayı, Güney Kıbrıs ve İsrail Halkları Dostluk Anıtı’nın açılışında yaptığını yazdı. 

   Habere göre Anastasiadis, konuşmasında iki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişine değindi ve iki ülke arasındaki ilişkilerin, 1994 yılında Glafkos Klerides döneminde başlayarak, Güney Kıbrıs’ın İsrail’de büyükelçilik açmasıyla birlikte, çok önceden güçlenmeye başladığını ifade etti. 

   İlk yüksek düzeydeki ziyaretlerin, 1998 yılında İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ın Güney Kıbrıs’a, 2000 yılında ise Glafkos Klerides’in İsrail’e gitmesiyle karşılıklı olarak gerçekleştirildiğini belirten Anastasiadis, iki ülke arasındaki ilişkilerin, Tasos Papadopulos döneminde Güney Kıbrıs ve İsrail Münhasır Ekonomik Bölgeleri’nin imzalanmasıyla doruğa çıktığını, daha sonra Dimitris Hrisyofyas ve Şimon Peres’in karşılıklı ziyaretleri, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun (Güney Kıbrıs) ziyaretiyle devam ettiğini anımsattı. 

Ziyaret 15 haziran’da

   Anastasiadis, Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilmesinin ardından, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesine olanak tanıyacak olan ikinci bir İsrail ziyaretini 15 Haziran’da gerçekleştireceğini ifade etti. 

    Bölgede, doğal gazın bulunmasının ardından iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni perspektiflerin yaratıldığını ifade eden Anastasiadis, bunun, geçtiğimiz Ağustos ayında, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasında imzalanan enerji ve su alanlarındaki işbirliğine yönelik Karşılıklı Anlayış Memorandumu ile açıkça ortaya konduğunu belirtti. 

   Anastasiadis, Güney Kıbrıs ile İsrail’in, karşılıklı yarara yönelik olarak tüm alanlarda ilişkilerin stratejik ve özlü bir şekilde geliştirilmesi için ortak vizyonu paylaştığını söyledi. 

   Anıtın açılışına da değinen Anastasiadis, Limasol’da inşa edilen bu anıtın, Limasol’da Yahudi toplumunun ve İsrail’den olan yatırımcıların uğrak yeri olduğuna da dikkati çekti.