Rum tarafında tutuklanan Afik Grup CEO’su Simon Mistriel Aykut’un Lefkoşa Rum Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davasının 18 Ekim'e ertelenme sebebinin, Rum mahkemesinin davayı görme yetkisinin gündeme getirilmesi olduğu bildirildi.
Fileleftheros’un “Aykut Davasında Benzeri Görülmemiş Siyasi İmalı Savaş” başlıklı haberine göre dünkü duruşmada savunma avukatı Nikoletta Haralambidu ile savcı Andreas Aristidis, Rum mahkemesinin davayı görmeye devam edip edemeyeceği konusunda birbirine zıt argümanlar ortaya koydu.
Gazete Rum mahkemesinin Rum Yönetiminin otoritesi altında olmayan bir bölgede işlenmiş olduğu iddia edilen suçu yargılama yetkisinin ilk kez sorgulanmakta olduğuna işaret ederek, alışık olunmayan bu durum karşısında Ağır Ceza Mahkemesi’nin davayı 18 Eylül’e ertelediğini yazdı.
Haberde, savunma avukatı Haralambidu’nun önceki yargı sürecine itiraz ederek Rum mahkemesinin, Rum Yönetiminin otoritesi altında olmayan bir bölgede işlendiği iddia edilen bir suçu yargılamaya yetkili olup olmadığı konusunu gündeme getirdiği, teamül hukukuna, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve diğer uluslararası yargı organlarının içtihadına atıf yaptığı kaydedildi.
Ne olmuştu?
Aykut, Haziran ayında kuzeyden güneye geçmeye çalışırken tutuklanmıştı. Afik Group bir yıl önce takibe alınmıştı Cyprusmail’de yer alan habere göre; kuzeyde çoğu Rum toprağı üzerinde olduğu iddia edilen çeşitli inşaat projelerini gerçekleştiren Afik Group, Güney Kıbrıs Barosu Başkanı Hristos Klerides'in Afik Grubu İcra Kurulu Başkanı Afik Yaacov'u temsil ettiğinin ortaya çıkmasıyla gündeme gelmişti. O dönem bir hükümet yetkilileri, Cyprus Mail gazetesine yaptıkları açıklamada, davayı dikkatle takip ettiklerini söylemişti. Yaacov'un, Klerides'in avukatlık bürosunun bulunduğu adreste, Danilen Ltd. adlı bir şirketi Lefkoşa'da tescil ettirdiği belirtilirken, Politis, avukatlık bürosu ile Yaacov arasındaki iddia edilen bağlantının, avukatları denetleme ve kara para aklamayla mücadele düzenlemelerine uymalarını sağlama yükümlülüğünün bir parçası olarak ortaya çıktığını yazmıştı. Hukuk bürosu o dönem, kuzeyle ilgili konularda insanlara yardım etme ve kolaylaştırma yönündeki haberlerin veya büronun yasadışı faaliyetlerle herhangi bir bağlantısının " yanlış olduğunu ve kötü niyetli ve art niyetli amaçların sonucu" olduğunu belirtmişti.
Başkasının Malını Gasp Edip de SATMAK Uluslararası bir SUÇ değilmidir yani ? Neyin müdafaasını yapıyoruz ki ! Çalıp Sattığımız Rum Mallarını mı gidip de AB Ülkesinde müdafaa Edeceğiz ? KKTCnin Yağma ve Gasp Kuralları Dünyanın Hangi Ülkesinde geçerlidir ki ? Bizlere Mal Sahibinden izinsiz değil de Malın Parasını sahibine verip de ondan Sonra Satın demezler mi yani ??