Bu hafta sizlere KKTC’deki kamuoyunda gündem olan ve her vatandaş olarak sıcaklığını hissettiğimiz konuları inceleyip görüşlerimi paylaşma arzusundayım. Bu konuları üç başlıkta toplayacak olursak;
2016-2018 TC-KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolüne Dair;
Üç yıllık bir süre dilimini kapsayan ve iki ülke arasında imzalanan Ekonomik ve Mali işbirliği protokolü imzalanmamasından ötürü, en önemli konu olarak KKTC’deki kamuoyunu meşgul etmektedir. Söz konusu protokol neden ve niçin bu kadar gecikmiş veya geciktirilmiştir. Bu protokolün gecikme veya geciktirilme sebeplerine bakacak olursak;
• TC’deki 2015 yılındaki genel seçimlerin 1 Kasım 2015 yılında olması ve sonrasında kurulacak kabine çalışmalarının 2015 yılı sonuna kadar sürmesi,
• KKTC’de yeni kurulan CTP-UBP koalisyonunun yeterli çalışmayı zamanında yapamaması veya yapmaması,
• 2013-2015 Ekonomik ve Mali İşbirliği protokolünde yer alan ev ödevlerini o dönemin hükümeti olan CTP-DP hükümetinin yerine getirmemesi veya getirememesi,
• KKTC’de yeni kurulan CTP-UBP koalisyonunun imzalanacak olan, 2016-2018 TC-KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokoldeki görüş ayrılıklarının bulunmasıdır. Bu görüş ayrılıkları, koalisyonda bulunan iki siyasi partinin tamamen siyasi ve ekonomik ideolojilerinden ötürüdür. Hatta imzalanacak protokolün içeriğinde hükümetin büyük ortağı olan CTP bile çeşitli görüş ayrılıkları oluşmuş ve yürütmedeki bir Bakanın bir Başbakanı istifaya davet etmesine varıncaya dek artan görüş ayrılıkları hep beraber tanık olduk. Kısaca kendi içlerinde bile uyumsuz olan CTP kanadı, koalisyon ortağı ile görüş ayrılığında olması protokolün gecikmesinin en önemli nedenidir…
Bu protokolün imzalanmamasının ülke Ekonomisine ve Maliyesine getirecekleri;
• İlk önce bilmemiz gereken KKTC’ Devleti’nin altyapı projelerinin %90’na yakını TC Devleti’nin hibe veya kredi olmak üzere karşılandığıdır. 2015 yılında TC Devleti tarafından Hibe ve Kredi olarak verilen toplam kaynağın sadece %80’i kullanılmıştır. KKTC Maliyesinin desteklenmesi (Bütçe Açığına) için verilen kaynağın ise %67’si kullanılmıştır. Yukarıda belirttiğim gibi 2013-2015 Ekonomik ve Mali İşbirliği protokolünde yer alan ev ödevlerini o dönemin hükümeti olan CTP-DP hükümetinin yerine getirmemesinden ötürü, 2015 Mali yılındaki Kamu Maliyesine gelecek olan kaynağın kaynak sadece %67’si kullanılmış veya kullandırılmıştır. Bu durum 2015 Mali Yılında Kamu Maliyesinin yılsonu Bütçe açığının artmasına ve 2016 Mali yılı Bütçesinin de sıkıntılı başlamasına sebep olmuştur (Nakit sıkıntısı),
• 2016-2018 TC-KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolünün imzalanmadığı her gün KKTC Devletinin altyapı sorunlarını çözememek demek, KKTC’ye her yıl TC tarafından aktarılan kaynağın kullanılamaması demektir. Bunun sonucunda tüm sektörlerin durma noktasına gelmesi ve KKTC Ekonomisinin çarklarının durması anlamına gelmesi demektir,
• TC tarafından kredi başlığı altında verilen Kamu Maliyesine katkı yani Bütçe açığının finanse edilmemesi sonucunda, Kamu Çalışanlarının Mart 2016 sonu Maaşları %60’ı ödenebilmiştir. Protokolün imzalanmaması demek bundan sonraki aylarda da maaş ödemlerinin kesintili olabileceğinin işaretidir.
Tabii ki 2016-2018 TC-KKTC Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolünün içeriğinin ne olduğu hakkında kamuoyuna bilgi verilmediğinden ötürü özellikle de Başbakanlık sınıfta kalmıştır. Çünkü Hükümet etmenin son yüz yılda en önemli işlevlerinden bir tanesi şeffaflıktır. Fakat içeriğini bilmediğimiz bu protokol hakkında olumlu veya olumsuz görüş de vermek ne kadar etik olacaktır. Dolayısıyla protokolün neler getireceği ve neler götüreceği net bilinmediğinden ötürü yermek veya övmek anlamsız olacaktır. Fakat söyleyebileceğim o dur ki, yılların getirmiş olduğu idari, ekonomik ve sosyal konulara çözüm üretebilecek, ülke gerçekleri ile bağdaşabilecek bir protokolün imzalanması ülke insanının yararına olacaktır…..
Kamu Çalışanlarının Mart 2016 Maaşlarının %60 ödenmesi;
Yukarıdaki bilgiler ışığında İmzalanmayan Ekonomik ve Mali işbirliği protokolü neticesinde Kamu Maliyesi nakit sıkıntısı yaşamaktadır. Fakat Kamu çalışanlarının Mart 2016 maaşlarının 4,000 TL maaş alanın tam maaş alması 4,000 TL ve üzeri maaş alanın ise %60’ının yani %40 kesintili maaş alması hesaplanmış ve o şekilde uygulamaya konulmuştur. Bu uygulama öncesinde Bakanlar Kurulu Kararı var mı? Yoksa Maliye Bakanlığı mı böyle bir karar aldı….
Kamu Çalışanlarının Mart 2016 maaşlarındaki bu uygulamanın tam bir fiyasko ve utanç verici olduğu aşikârdır. Çünkü 3,999 TL maaş alan tam maaş almış (3,999 TL), 4,000 TL maaş çeken bir kamu görevlisi Mart 2016 ayı sonunda 2,400 TL maaş almıştır. Hatta düşünün ki, 6,500 TL normal maaşı alan bir kamu görevlisi Mart 2016 ayı sonunda 3,900 TL maaş almıştır. Hâlbuki Kamu maliyecisi olarak yapılması gereken; en üst maaş alandan en alt maaş alana doğru bir kesintinin yapılması idi. Yani 6,000 TL ve üzeri için % 60’lık bir ödeme, 5,000 TL ve üzeri için %70’lik bir ödeme, 4,000 TL ve üzeri için %80’lik bir ödeme 3,000 TL ve üzeri için %90’lık bir ödeme ve son olarak 3,000 TL ve altı için ise %100 ödeme yapılması en akıllı maliyece çözüm olacaktı. Bu tür ödeme şekli hem Kamu çalışanları açısından son derece olumlu olacaktı. Yukarıdaki uygulama yapılmış olsaydı kamu kaynağının daha etkin ve rasyonel kullanılması sağlanarak kamu vicdanı açısından da olumlu olacaktı……