Kıbrıs’ın her iki kesimi de bu yıl turizmde önemli gelişmeler sağladı...
Kuzey Kıbrıs’ta, turist sayısının artmasında Türklerin yanı sıra İsrail ve Arap ziyaretçilerin önemli etkisi vardır...
Son 8 ay içinde Ercan’dan ‘turist vizesiyle’ giriş yapanların sayısının bir milyon 200 binin üzerine çıkması elbette sevindiricidir...
Bunlar arasında çalışmak için gelenlerin yanı sıra, öğrenci velileri ve asker yakınları da vardır...
Ancak, otellerdeki doluluğun artması, turizm açısından önemli gelişmelerin olduğunun kanıtıdır...
Güney Kıbrıs’ı sadece Ağustos ayında ziyaret eden turist sayısı ise 523 bindir...
Böylesi bir rekorun benzeri yoktur...
Eylül ayının ikinci yarısına girdiğimiz halde Güney Kıbrıs’taki otellerin tamamı halen doludur...
Bu doluluğun en önemli nedeni ise İsraillilerin, en büyük bayram kutlaması olan ‘Roş Aşana’ (Yılbaşı Bayramı) nedeniyle adaya akın etmesidir...
Güneydeki otellerin tamamı dolu olduğu halde, bir miktar İsrailli’nin kuzeydeki otellerde konaklamak istemesinden daha doğal bir şey olabilir mi?..
Rumlara göre olamaz...
Larnaka’ya gelen yolculara akıl almaz işkenceler yaparak, bir sonraki seyahatte kuzeye geçemeyeceklerini söyleyip, caydırıcı olmaya çalışıyorlar...
Üstelik tüm ada toprağının AB toprağı olduğu gerçeğini unutarak bunu yapıyorlar...
Avrupa Birliği de Rumların bağnaz, ırkçı hareketlerini görmezden geliyor...
Oteller hırsızlıkmış
Kendi vatandaşlarının kuzeydeki otellerde konaklamasını englleyemeyen Rum Yönetimi’nin, Larnaka’dan giriş yapan yabancılara karşı uyguladığı bu utanç verici politikanın temelinde KKTC ekonomisini çökertmek vardır...
Bunda başarılı olabilmek için de kuzeydeki tüm otellerin kendilerine ait olduğunu söylüyor; hırsızlık tesislerde kalmanın yasak olduğunu iddia ediyorlar...
Bir defa bu sahte propaganda artık etkisini ve ciddiyetini yitirmiş durumdadır...
Çünkü son 10 yıl içinde Kuzey Kıbrıs’ta temelden yapılmış çok sayıda otel vardır...
Bunların büyük bir çoğunluğu 5, hatta 7 yıldız ayarındadır...
Arazilerin bir kısmı ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ üzerine kayıtlıdır...
Kıbrıslı Türkler; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olduklarına göre bu arazilerin üzerinde onların da hakkı vardır...
Bir başka gerçeği daha unutuyorlar...
Larnaka ve Baf Havaalanları’nın arazileri de Türklere aittir...
Mal sahiplerinin izni ve onayı alınmadan, ayrıca tek kuruş ödemeden havaalanı yaptıklarını ve tüm uçuşların bu şekilde gerçekleştiğini gizliyorlar...
KKTC’nin yetkilileri ise bu gerçekleri vurgulama ihtiyacı hissetmiyor ve haklı olduğumuz bir davayı bu tür ihmallerden dolayı zayıflatıyorlar...
Öyleyse tek umut Ankara’nın bu konuda izleyeceği 2 yönteme bağlıdır...
Birincisi Kıbrıs gerçeklerini uluslararası alanda çok etkili bir şekilde anlatmak...
Bir diğeri, Kuzey Kıbrıs’a gelmek isteyen İsrailli ve Arap turistlere ulaşım olanağı sağlamak...
THY isterse, KKTC’ye yönelik hava ambargosunu kırmak çok kolaydır...
Haftada 2 kez İsrail-Adana-Ercan ve Beyrut-Adana-Ercan aktarmasız uçuşu yapılamaz mı?..
Zarar mı eder THY?..
Ederse bunun boyutu, Rumların ambargosu altında çektiğimiz acılardan daha mı fazladır?..
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla bu basit sorunu hemen çözebiliriz...
Böylece KKTC şaha kalkar...
Şimdi tam zamanı...