Rum meclisinde alınan ENOSİS kararı iptal edilmeden ve Anastasiadis'in "azınlıkla çoğunluk eşit olamaz" görüşü değişmeden, Rumlarla federal anlaşma yapılması mümkün değildir.
Buna rağmen BM ve bazı cumhurbaşkanı adaylarımız müzakerelere kaldığı yerden devam edilmesinden yanadır. Bu durumda halkın bilinçli oy kullanması için, basında taraflarca üzerinde uzlaşıldığı ileri sürülen konular hakkında gerçek durum halkımıza anlatılmalı.
1.1960 anlaşmasında bakanlar Kurulunda 3 Türk’ten 2’sinin, Mecliste ise 15 Türk’ten 8’inin onayı ile karar alınmasına karşın, kaldığı yerden devam edilecek müzakerelerde karar mekanizmalarında sadece 1 Türk’ün onayının kabul edilmesi tehlikeli değil mi?
2.C.Montagna’daki görüşmelerde hiçbir karşılık almadan verilen haritada topraklarımızın %20’sini iade etmemiz, 25 yerleşim yerini terk edilmemiz ve burada yaşayan yaklaşık 25 bin vatandaşlarımızın yeniden göç etmesi kabul edildi mi?
3.Türk bölgesine nüfusumuzun %20’si kadar Rum’un yerleşmesi kabul edildi Mi? Kabul edilmesi durumunda 50-60 bin Rum, Türk bölgesine yerleşeceği için iki bölgelilik sulandırılmayacak mı? Türk bölgesine gelecek Rumlar eski mallarına yerleşmekte ısrar edeceği için, binlerce vatandaşımız yeniden göçmen durumuna getirilmeyecek mi?
4.Kuzeye yerleşecek Rumların Türklerle eşit vatandaşlık haklarına, seçme ve seçilme haklarına sahip olması kabul edildi mi?
5.Dört özgürlük ilkesi çerçevesinde isteyen Rum ve Yunanlılara Türk bölgesine yerleşme, mülk edinme, çalışma ve iş kurma hakkı tanındı mı?
Bu hakkın tanınması durumunda bir süre sonra geçmişte olduğu gibi Rum hegemonyası altına sokulmayacak mıyız?
6 Türkleri temsil edecek kişilerin, seçilmesinde çapraz oy kullanılması üzerinde anlaşmaya varıldı mı?
Çapraz oy kullanılması kabul edildiği takdirde ayrı seçme ve seçilme hakkımızdan feragat etmeyecek miyiz? .
Böylece haklarımızı savunabilecek kişiler yerine, Rumlara yakın kişiler seçilmeyecek mi?
7. Kıbrıs cumhuriyeti anlaşmalarında sahip olduğumuz veto hakkımızdan vazgeçildiği doğru mu?
8. Anavatandan gelip ülkemize yerleşen ve çalışan kuzeyli soydaşlarımızın olası anlaşmadan sonra ülkemizden ayrılması kabul edildi mi?
9.Anlaşmadan sonra askeri bölgelerin, yeni orman alanlarının, dini yerlerin (kilise ve manastırların) sahiplendirilmemiş arazilerin, eski Rum arazilerinin 1/3 ünün iadesi kabul edildi mi?
10.Devletimizden, ayrı egemenlik hakkımızdan vazgeçmemiz ve kurucu ortak adı altında Rum’un başat olacağı federal çatı altında iki eyaletli yapıda varlığımızı sürdürmemiz mümkün olabilecek mi?
11.Tek halk, tek egemenlik tek uluslararası temsiliyet ilkeleri üzerinde anlaşma sağlandığı doğru mu?
12.Bu ilkelerin kabulü durumunda çoğunluğu Rum olan tek halk içinde eriyip kaybolmayacak mıyız?
13. Yaklaşık 350 bin dolayında olan nüfusumuz 220 bin ve 635 bin olan Rum nüfusu da 803 bin kabul edildiği ve bu rakamın değişmemesi için nüfusumuzun ¼ oranında sabitlenmesi kabul edildi mi?
14.Her 4 Yunanistanlıya verilecek vatandaşlık karşılığında 1 Türk’e vatandaşlık verilmesi kabul edildi mi? Bu durumda Avrupa üyesi olması nedeniyle vatandaş olmadan isteyen Yunanlılar Türk bölgesine yerleşebileceği için, hiçbir Türk’e vatandaşlık verilmeyeceği ve azınlık duruma düşeceğimiz aşikar değil mi?
15.Çalışma izinlerinin merkezi hükümet tarafından verilmesi kabul edildi mi? Edilmiş ise Rum’un başat olacağı merkezi hükümetin çalışma izinlerini yenilenmemesi durumunda Türk vatandaşları ülkemizi terk etmek zorunda kalmayacak mı?
16. Mülkte global takas yerine, ilk tercih hakkının eski ml sahiplerine tanınması nedeniyle, ülkede yıllarca ekonomik kaos yaşanmayacak mı?
17.Garanti anlaşmasının tartışmaya açılmasını kabul ederek, anavatanın baskılar altında kalmasına ve korumasız kalmamıza sebep olabilecek açılım yapıldı mı?
18. Garanti anlaşmasının tartışılmasına izin verilmesi sonucu, Berlin’de 30 haziranda Guterres’in sunduğu öneriye göre:
Tek yanlı müdahale hakkı ve Garanti Anlaşması sonlandırılmalı. Bunların yerine, tüm Kıbrıslıların kendilerini güvende hissedecekleri yeni bir emniyet sitemi oluşturulmalı.
a) Kıbrıs dışından bazı unsurları da içeren yeni bir uygulama mekanizması oluşturulmalıdır.(Çözümün uygulanmasında Garantörler kendi yükümlülüklerinin uygulandığının gözlemesi/ ve denetçisi olamazlar.
b) Asker sayısında 1. Günden itibaren bir azalmaya gidilmeli ve daha sonra da üzerinde anlaşılmış bir takvim çerçevesinde ittifak Anlaşmalarında yer alan sayıya ulaşana kadar aşamalı bir azalma olmalı.
c) Tüm askerin çekilmesi için bir gözden geçirme veya sona erme hükmü olup olmayacağı ve bunun takvimi en üst düzeyde görüşülmeli.
Bizim müzakerecilerin kabul ettiği Guterres güvenlik sistemi, Girit senaryosunun tekrarlanmasına ve yok edilmemize sebep olmayacak mı?
Yukarıdaki konularda uzlaşma sağlanmış ise, görüşmelere kaldığı yerden devam edilmesi durumunda, Türk tarafının kazancının ne olacağı ve bu koşullardaki bir anlaşmanın sürdürülebilir olup olmayacağı halkımıza anlatılmalı.
Görüşmeler hakkında halkımız aydınlatılmalı
- 30 Eylül 2020, 09:50
- 133
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi