Yunanistan; 1963 yılında adaya gizlice silah çıkarmak suretiyle, iki toplumlu ortak devleti bertaraf etti…
Silahlı saldırılar sonucunda Kıbrıslı Türkler hem can, hem de mal kaybına uğradı…
Binlerce insanımız evini, malını, mülkünü terk etmek zorunda kaldı…
On binlerce insanımız yurt dışına göç etti…
Yunanistan, bununla yetinmedi…
Bu kez 15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta faşist darbeyi gerçekleştirdi…
Aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan Başpiskopos Makarios’u askeri darbe ile devirdikten sonra, ENOSİS konusunda acele etmeyen çok sayıda Kıbrıslı Rum’un hayatına son verdi...
Namlular; Kıbrıslı Türklere yöneldiği zaman ise Türkiye; Garanti anlaşmalarından kaynaklanan hakkını kullanarak adaya müdahale etti...
O sıcak günleri yaşayanlar; Türk askerinin Kıbrıslı Türkler tarafından nasıl bir coşkuyla karşılandığını anlatırken, gözyaşlarını tutamazlar...
İkinci büyük olay neydi bilir misiniz?..
Gazimağusa’da surlar içine sıkışmış olan ve Rumların otomatik tüfeklerle yürüttüğü saldırılara karşı koyabilecek gücü kalmayan insanların kurtarılması...
Türkiye’ye gönderilen son mesaj şuydu:
“Ya gel kurtar, ya da teslim olacağız... Yok edileceğiz...”
Türkiye gitti ve Gazimağusa’daki insanları da kurtardı...
Gelelim üçüncü hayati konuya...
Güneyde esir kamplarına toplanmış Kıbrıslı Türklerin kurtarılması ve özgürlüğüne kavuşması gerekirdi...
Bunun için Kıbrıs Türk Toplumu Lideri Rauf Denktaş ile Rum Toplumu Lideri Glafkos Klerides arasında 2 Ağustos 1975’te ‘Nüfus Mübadelesi Anlaşması’ imzalandı…
Bunu bilmeyen siyasilerin de öğrenmesinde fayda vardır…
Birleşmiş Milletler’in huzurunda imzalanan bu anlaşmanın bir sonucu olarak kuzeydeki Rumlar güneye, güneydeki Türkler de kuzeye geçti...
Herkes kendi bayrağı ve yönetimi altında yaşamaya başladı…
İki kesimlilik de bu anlaşma çerçevesinde oluştu…
Değiştirilemez gerçekler
Bir defa herkes bazı gerçekleri artık aklının bir köşesine yerleştirmeli ve söyleyeceklerini, yapacaklarını ona göre ayarlamalıdır...
Hiçbir şart altında 1974 öncesine dönülemez...
Türkiye’nin garantörlüğü asla iptal edilemez...
Türkiye ile Kıbrıslı Türkler arasındaki güçlü bağlar asla koparılamaz...
Hiçbir güç tarafından yok edilemez...
Önce karşı tarafa bir bakalım...
1974’te Yunan Cuntası sayesinde yüzlerce Kıbrıslı Rum hayatını kaybetti...
İki yüz bin insan göçmen oldu...
Çok büyük acılar yaşandı...
Kıbrıslı Rumlar planlı bir şekilde kalkınarak uzun yıllar sonra zengin oldu...
Kuzeydeki gelirin kat kat üzerine çıktılar...
En fakirinin bile bankalarda birikmiş parası vardı...
Sonra ne oldu?..
“Ellada... Ellada...” diyerek, taptıkları Anavatanları tarafından çıkarılan devlet tahvillerinden satın aldılar...
Yunan bankalarına yüklü miktarda para akıttılar...
Bir süre sonra Ellada battı...
Bankalar iflas etti...
Ve Kıbrıslı Rumların paraları buharlaştı...
Son 43 yıl içinde ikinci büyük ‘Ellada’ darbesi...
Buna karşın, Yunanistan’a saldıran olmadı...
Yunan bayraklarını indiren bir tek Kıbrıslı Rum olmadı...
Olmaması da doğaldır…
Çünkü Yunanistan, Kıbrıslı Rumların Anavatanı, garantörü ve en büyük güvencesidir…
Aynı şekilde Türkiye de bizlerin tek güvencesidir…
İki toplum da bu gerçeği biliyor…
Öyleyse; yeni bir ortaklığa giderken, taraflardan birini anasından ayırma gayretleri boşunadır…
Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlara karşı kin ve nefret duyguları olmadığı gibi, saldırma niyeti de yoktur…
Yunanistan’ın garantörlüğünün devamına karşı değildir…
Ancak; Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklere yeniden saldırmayacağı konusunda kimse emin değildir…
EOKA-B’nin yerini alan faşist ELAM’ın, Kıbrıslı Türklere yönelik saldırıları gelecek açısından kaygı vericidir…
Öyleyse; onlar da Türkiye’nin garantörlüğünün devamına karşı çıkmamalıdır…
Çözüm olacaksa, karşılıklı saygıya ve son 43 yılda kansız, belasız bir yaşam sürmemizin teminatı olan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamına bağlı olacağını herkes bilmelidir...
“Türkiye çeksin, gitsin” diyen Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas’ın, Rum egemenliğine dayalı çözüm önerisini kabul edecek Kıbrıslı Türklerin sayısı yok denecek kadar azdır...
Hele garantörlüğü dışlayacak bir çözüm asla onay alamaz...