Cemre AKAR

   Kuzey Kıbrıs’taki genç girişimcilerden, Zirve Sigorta Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çukurovalı, sektörün gelişiminden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

   Diyalog’a ‘Pazar konuğu’ olan ve sorularımızı yanıtlayan Çukurovalı, sigorta sektörünü değerlendirirken “Bizim kendi öz sermayemizle kurulmuş olan yerli şirketlerimiz özellikle son dönemde çıkan yasayla daha da güçlenmiş ve bugün Güney Kıbrıs sigorta sektörünü dahi özendirir bir pozisyona gelmiştir” dedi.

   Ahmet Çukurovalı sorularımızı şöyle yanıtladı:

   Soru : Öncelikle  kendinizden bahsedebilir misiniz okurlarımıza? Ahmet Çukurovalı kimdir? Ticarete nasıl atıldı?

   Yanıt: 1986 yılında Lefkoşa da doğdum. Aslen Çukurovalı olup Lefkoşa da ikamet etmekteyim. Orta ve lise öğrenimimi tamamladıktan sonra Üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümünü seçtim ve 2009 yılında bu bömlümden mezun oldum. İngiltere’de yüksek lisans yaptım. Üç yıldan bu yana Zirve Sigorta da yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaktayım. Zamanımın çoğunu  kibrissigortasektoru.com web sitesini geliştirmeye ayırıyorum. Pek yakında Kıbrıs’ta bir ilk olacak sigorta dergimizi de sektörün sözcüsü olması için yaşama geçireceğiz.

   Soru: Çok genç bir yaşta büyük bir sigorta şirketinin yönetimindesiniz. Bu başarınızı ve süreci nasıl açıklarsınız? 

   Yanıt: Zirve Sigorta 1996 yılında yerel sermaye ile kurulmuş bir şirketimizdir. Babam Raif Çukurovalı şirketin ortaklarından ve kurucularındandır. Ayrıca tahsilini bankacılık ve sigortacılık üzerine yapmış ve de hep bunlarla uğraşmıştır. Bu nedenle bende de bu yönde ilgi oluştuğundan küçük yaşta  başlayarak pratik ve teorik yönde sigortacılığı öğrenmeye çalıştım. İlerleyen süreçte yüksek lisansımı işletme üzerine yaparak kendimi geliştirmeye devam ettim. Dünyada ekonominin lokomotifi banka ve sigorta şirketleridir.  Bu yüzden de sigorta şirketinde görev almaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.

Dünya ile entegre olundu

   Soru: Sektörde ne gibi tecrübeler edindiniz, tespitleriniz nedir ? 

     Yanıt: KKTC kuruluşlu yerel sermayeyle kurulmuş sigorta şirketlerimiz bugün tüm dünyaya ismini başarıyla yazdırmış durumdadır. Kimse bunun farkında değil ama ülke üzerinde izolasyon olmasına rağmen dünyayla ayni anda entegre bir bütün halinde çalışan tek sektör sigorta sektörü ve yerel sigorta şirketlerimizdir. Siz bugün arabanızı sigorta ettiğiniz zaman, bunun riski öncelikle Türkiye’ye oradan Avrupa’ya ve tüm dünyaya eş zamanlı yayılıyor. 

   Bugün Türkiye de dahi sigorta şirketleri yabancı sermayenin eline geçmiş durumdadır. Bizim kendi öz sermayemizle kurulmuş olan yerli şirketlerimiz özellikle son dönemde çıkan yasayla daha da güçlenmiş ve bugün Güney Kıbrıs sigorta sektörünü dahi özendirir bir pozisyona gelmiştir.

    Düşünün ki daha birçok yerli şirketimiz var ve bunu bugün KKTC Devleti dahi söz konusu gerçekleşecek bir risk deprem veya herhangi bir doğal afet sonrası ödeyemez pozisyondadır. Güzelyurt’ta olan sel su baskınları sonrası devlet açıklama yapmış ödeyeceğini söylemiş, Ulukışla da yine olmuş ve yine devlet açıklama yaparak ödeyeceğini söylemiştir. 

   Kıbrıs Türk Hava Yolları iflas etmiş ve Bankacılık Sigortacılık Vergisi yüzde 3’ten yüzde 5’e çıkarılarak batırılan kurum için Sigorta Şirketleri de dibe çekilmeye çalışılmıştır. Bu kadar başarılı bir sektör için devletten tek beklentimiz halka açıklama yapılarak, tüm dünyada olduğu gibi evleri yandığı zaman, doğal afet olduğu zaman siyasete insanları alet edecek şekilde zarar ziyanın devletin ödeyeceği değil risklerini sigortalatmaları mesajının verilmesidir. 

   Soru:  KKTC’de uzun yıllardır aile şirketleri haricinde genç yüzlere alışkın değiliz. Yani Avrupa’dan farklı bir anlayış var. Fakat sanırım son zamanlarda bu durum değişmeye başlıyor. 

Bu konuda neler söylemek istersiniz?

   Yanıt: Genç girişimcilere her zaman ihtiyaç vardır. Yeni gelen genç beyinler gelişen teknolojiyle değişen dünya düzenine kolay adepte olarak yenilik yaratabilmektedir. Fakat her işte her zaman tecrübenin çok önemli bir faktör olduğu da bir gerçektir. Bizim ülkemizde de yavaş yavaş genç kesime şans verildiğini görebilmekteyiz. 

Kazalarda azalma bekleniyor

   Soru: Sigortacılık yasası size göre ne getirecek, ne götürecek?

   Yanıt:Yeni geçen 60/2010 sigorta yasasına bağlı olarak birçok tüzükler hazırlanmıştır ve hazırlanmaktadır. Bu tüzüklerden bir tanesi de “Hasarsızlık ve zamlı prim uygulaması tüzüğü”. Bu tüzüğe bağlı olarak 1 Mart 2014 tarihinde bilgi işlem merkezi çalışmaya başlamıştır. Şu anda aracına sigorta poliçesi alacak bir kimsenin yaşı, araç motor gücü ve önceden hasarı olup olmadığı önem arz etmektedir. Şirketler sigorta poliçesi üretirken aracın ve sürücülerin bilgilerini sisteme giererek sorgulama yapıyorlar ve fiyat ona göre belirleniyor. Beklentilerin başında gelen trafik kazalarının azalma göstereceğidir. Çünkü bundan böyle kaza yapanla yapmayanın farkı olacak. Kaza yapan daha fazla prim ödeyeceğinden hatta fazla kaza yaparsa ileride aracına kasko poliçe alacak şirket bulamayacağından araç kullanırken çok daha dikkatli olacaktır. Araç sigorta poliçeleri bundan böyle daha adaletli olacaktır. Kaza yapmayan indirim alırken kaza yapan fazla prim ödeyecektir. 

   Soru:  Güzel ülkemizin en büyük sorunlarından biri de trafik kazaları.  Trafik  kazalarının önüne geçilebilmesi için sigorta şirketlerinin alabileceği önlemler var mıdır?

   Yanıt: Trafik kazalarını azaltmada esas görev devlete düşmektedir. Ölümlü ve ağır yaralı kazaların birinci nedeni yollardır. Yollarda hiçbir güvenlik önlemi yoktur. Çift şerit yolların kenarları bariyersiz yapıldığından onlarca insan boşyere yaşamını yitirmiştir. Ana yollar üzerindeki kavşaklar esasa uygun olmayıp rasgele yapılmıştır. Ayrıca araba ithalinde hiçbir kısıtlama yapılmadan ülke koşullarına ve mevcut yollara uygun olmayan araçlar ithal edilmektedir. Aileler hiç sonunu düşünmeden küçük yaştaki çocuklara hız limiti ve motor gücü yüksek araçlar alarak kazalara davetiye çıkarıyorlar. Çünkü bu araçları kullanmaya başta yollarımız müsait değildir daha sonrada sürücüler kurallara uyacak kadar eğitimli değildir.

   Soru:   Sigortacılığın ekonomideki yeri nedir?

   Yanıt: Sigorta sektörü çok önemli bir sektördür. Sigorta ülke ekonomisindeki yeri çok büyüktür. Sigorta olmadan ekonomiler büyüyüp gelişemez. Zaten sigortacılık asırlar önce ticaretin bu ihtiyacından doğmuştur. Ticaret yapan işini büyütürken veya ithalat ihracat yaparken kendini güvene almak ister. Bu da ancak sigortayla olabilir. Kısaca ekonominin büyümesi için sigortaya ihtiyaç vardır.

   Trafik kazalarının azalmasında ise en önemli unsur herşeyden önce trafik kurallarına uyulmasıdır. Kazaların büyük oranı kurallara uyulmaması neticesi meydana gelmektedir. Trafikte sabırlı ve kurallara uyarak hareket ederek kazaları en az düzeye indirebiliriz.”