banner564

Geçmişi unutmadan geleceğe bakmak

   Bugün; sadece Kıbrıslı Türkler için değil, bölgemiz için, insanlık için, görev yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeyen Birleşmiş Milletler için önemli bir gündür...
   Bundan 40 yıl önce adada gerçekleşen Barış Harekatı’nı, herkesin iyi tahlil etmesi ve özellikle gençlere doğru, dürüst anlatması gerekir...
   Bugün; sadece Kıbrıslı Türklerin yok edilmekten kurtulduğu gün değildir...
   Faşizme destek vermeyen Kıbrıslı Rumların, Yunan askerleri tarafından öldürülmesini engelleyen, Cunta darbesini sonlandıran bir gündür...
   Başpiskopos Makarios’un sürgünden dönmesini ve yeniden Cumhurbaşkanlığı sarayına yerleşmesini sağlayan, Yunanistan’a demokrasiyi geri getiren bir gündür...
   1964’ten, 1974’e kadar, tam 10 yıl süreyle Rumlar tarafından katledilen, evlerinden ve köylerinden kovulan Kıbrıslı Türkleri korumaktan aciz Birleşmiş Milletler’e ve garantör ülkelerden İngiltere’ye “sen yapmazsan, biz yaparız” denilen gündür...
   Türk ordusunun modernleşmesi için temelin atıldığı; Anadolu halkına ‘Yurdumun Mersin’den öte bir devamı’ olduğunu  hatırlatan ve  “ona sahip çıkmalısının” mesajının verildiği bir gündür...
    Bugünlere gelmek kolay olmadı...
   Büyük acılar çekerek, birçok masum insanımızı kaybederek bugünlere geldik...
Kimse zarar görmesin
   Aradan 40 yıl geçti, bizler yine de Kıbrıslı Rumlara şu mesajı veriyoruz:
   “Bir daha kimsenin burnu kanamasın...”
   Kimse kimseyi öldürmesin...
   Evinden, köyünden, işinden söküp atamasın...
   İki toplum bu güzel adanın olanaklarını birlikte kullansın...
   Birlikte üretip, birlikte satsın...
   Birlikte kazanıp, birlikte harcasın...
   Geçmişi unutmayalım, ama kin ve nefret duygularını bir kenara bırakıp, yeni bir sayfa açalım...
   Dostluk ve barış için ileri adımlar atalım...
   Türkiye bu konuda yıllardan beri açık mesaj veriyor...
   Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıldan beri ‘bir adım önde’ politikasını sürdürüyor...
   Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, harekatın 40’ıncı yılında “bir tarih koyalım ve artık bu sorunu bitirelim” çağrısı yapıyor...
   Kıbrıslı Türklerin ezici bir çoğunluğu, kapsamlı çözüm planına “evet” diyor...  
Kınamayı bırakıp, gerçeklere bakalım
   Aradan uzun bir zaman geçti...
   Kırkıncı yılda çocuklarımıza, gençlerimize bugünler için ‘şükredilmesi gerektiğini’ söylemekten çekinmeyelim...
   Yediden, yetmişe hepimiz bugünlerin kıymetini bilelim...
   Nereden, nereye geldiğimizi unutmayalım...
   Elde edilen olanaklara karşın, bazı alanlarda başarısız kaldığımızı söyleyelim, yetkilileri uyaralım ve onları icraata zorlayalım...
   Yolsuzluklara, talana karşı tepkimizi en sert şekilde ortaya koyalım...
   Ama, bunları yaparken, 20 Temmuz’un önemini küçümsemeyelim...
    Bu kadar fedakarlık yapan ve yapmaya devam eden Türkiye’yi üzmeyelim...
    Kırkıncı yılda hala 40 bin askerin bizim için nöbet tuttuğunu unutmayalım...
   Anadolu halkının bağrından kesilen paralarla yılda bir milyar dolarlık Anavatan yardımının kıymetini bilmezden gelmeyelim...
   Ve kalıcı bir çözüm için Rumlarla karşılaştığımızda gerçekleri konuşalım...
   “Siz yaptınız, biz yaptık” değil, bundan sonra ne yapılacağını soralım...
   Haklarımıza saygı isteyelim...
   Bizleri yeniden azınlık durumuna düşürecek bir çözümü kabul etmeyeceğimizi ve Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçmeyeceğimizi tekrar tekrar söyleyelim...
   Türkiye, kendisini incitmeyenlere asla zarar vermez...
   Olası bir çözümden sonra, Kıbrıslı Türklere yönelik yeni bir ‘yok etme’ harekatı başlamaz ve bir başka faşist Yunan darbesi gündeme gelmezse...
   Türkiye, buraya sadece yardım eder...
   
Fedakarlıklar unutulmasın
   Kıbrıs Türk toplumunun bugünlere gelmesinde emeği geçen insanları unutmayalım...
   Dr.Fazıl Küçük’ü, Rauf Denktaş’ı, şehitlerimizi  rahmetle anıp, onların geride bıraktıklarına sahip çıkalım...
  Onların, geceli, gündüzlü çalışmalarını,  fedakarlıklarını ‘iç sorunlar’ nedeniyle  inkara kalkışmayalım...
   Bugün, çok partili demokrasi ile yönetiliyor, çok sayıda mevki yaratarak, siyaset yapabiliyorsak, bunun temelinde 40 yıl önceki harekat vardır...
   Bu vesile ile Türkiye’ye bir kez daha şükranlarımızı sunuyor, hayatını kaybedenleri rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyoruz...
   Bundan sonraki hedef adada kalıcı bir çözüm olmalıdır...
   Türkü, Rumu, Ermenisi, Maroniti, tüm insanların mutlu ve huzurlu yaşayacağı bir Kıbrıs yaratabilirsek, ne mutlu bizlere...
   Yaratamazsak; Türkiye’nin güçlü desteği ile, askeri alanda kazanılanları, ekonomide başarılarla taçlandırmalıyız...
   Bunun için daha çok çalışmalı ve üretmeliyiz...
YORUM EKLE

banner608

banner474