Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, umut pompalamaya devam ediyor...

  Aralık sonuna kadar müzakerelerin tamamlanacağını ve Mart’ta referandumun yapılabileceğini iddia ediyor...

  Ama referandumda nasıl bir sonuç çıkacağını pek hesaplamıyor...

  Annan da öyle yapmıştı...

  Her iki toplumun da Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinden yana oy kullanacağını düşünerek, tarihi bir hata işlemşti...

  Çözüm konusunda umutlandırılan Kıbrıslı Türkler ise hem ciddi bir moral çöküntüsü yaşamış, hem de Avrupa Birliği tarafından aldatılmıştı...

  Aradan 12 yıl geçtikten sonra ikinci bir referandum hiç de fena olmaz...

  Kıbrıslı Türklerin ikinci kez “evet” oyu kullanabilmeleri, elbette ortaya çıkacak plana bağlıdır...

  Peki Rumların tavrı bu kez ne olacak?..

  Onlar yeni bir planın ortaya çıkmasını beklemeden tavırlarını şimdiden belli ettiler...

  Yapılan kamu araştırmasının sonuçları bunu açıklıkla ortaya koyuyor...

  Şimdi araştırma sorularına geçelim:

  -Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri kullanmakta olanlara (ister Kıbrıslı Türk, ister başkası) söz hakkı verilmesini kabul eder misiniz?

  Yüzde 87,8 ile ‘hayır’...

  -TC kökenlilerin adada kalmalarını kabul eder misiniz?..

  Yüzde 90,5 ile ‘hayır’...

  -Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüklerinin devamını kabul eder misiniz?

  Yüzde 80,6 ile ‘hayır’...

  -Peki NATO’nun garantörlüğünü kabul eder misiniz?..

  Yüzde 60,7 ile ‘hayır’...

  -Dönüşümlü başkanlığı kabul eder misiniz?..

  Yüzde 58,6 ile ‘hayır’...

  -Türk askerinin 10 yıllık bir süre içinde kademeli olarak çekileceği bir çözüm planını kabul eder misiniz?..

  Yüzde 55,5 ile ‘hayır’...

Değişen birşey yok

  Soruların yanıtlarına baktığımız zaman, Kıbrıslı Rumların tavırlarında son 11 yıldan bu yana herhangi bir değişikliğin olmadığını görüyoruz...

  Tabi ki üzülüyoruz...

  On binlerce Yunanlı’nın güneyde yaşamasına karşın; KKTC vatandaşı olmuş Türklerin adada kalmasını istemiyorlar...

  Garantörlük sisteminin devamına karşı çıkarken, NATO’nun garantisini dahi kabul etmiyorlar...

  Peki bu ülkeyi kim koruyacak, kimler garanti altına alacak?..

  Onlara göre; AB üyesi bir ülkenin başka garantörlere ihtiyacı yok...

  Ne var ki; nüfus açısından azınlıkta olan Kıbrıslı Türklerin garantörü Türkiye AB üyesi değildir...

  Yunanistan ise AB üyesidir...

  Öyleyse burada gözümüzün içine bakarak bizleri ‘hile’ yoluyla Türkiye’nin garantisinden koparmaya çalışıyorlar...

  Peki bizler bu ‘hileyi’ kabul edecek miyiz?..

  Elbette ki hayır...

  Hem de ezici bir çoğunlukla reddedeceğiz...

Çözüm nasıl olacak?..

  Rumlar, garantilerin devamına, Türk vatandaşlarının adada kalmasına, mülkiyet gibi can alıcı bir konuda şimdiki kullanıcıya hak verilmesine, hatta dönüşümlü başkanlığa karşı çıktıklarına göre; bizler ne yapacağız?..

  Çözüm konusunda kendinden emin görünen Eide kapı kapı dolaşıp para toplamaya çalışırken, Kıbrıslı Türklerin ‘her türlü tavize’ hazır olduğunu mu düşünüyor?..

  Limasol’daki evini kaybeden veya yeniden oraya dönmek istemeyen Kıbrıslı Türkü, 41 yıldan beri oturmakta olduğu Girne’deki evinden çıkarmanın kolay olmadığını bilmiyor mu?..

  Biliyorsa, hemen her konuda ‘OXI’ (Hayır) tavrını sürdüren Rumlar’dan nasıl “evet” çıkarabileceğini çok düşünmelidir...

  Hatta bir sonraki kamuoyu araştırmasında onlara şu soruyu sormalıdır:

   -Kıbrıslı Türklerin tamamının para karşılığında Türkiye’ye gönderilmesini ister misiniz?..

  Bakın işte o zaman yüzde 99,9 ile “evet” çıkar...

  Bundan adımız kadar eminiz...