Elbette bu turizm sektörü gökten zembille inmedi. Ülkemizde 70’li yılların sonu itibarıyla bir karakter kazanmaya başlayan Kıbrıs Türk tarafında bulunan otelleri inceleyecek olursak sadece Lefkoşa Saray, Mağusa’da Salamis , Girne’de Dome ve Lapta’da Celebrity otel başı çekmekteydi. Kıbrıs Türk Turizm İşletmelerinin diğer küçük çaplı otelleri vardı ki bunların en bilindik olanlarından bir tanesi de Mare Monte Otel’di. Mare Monte aslında önce plajı, 90’lı yıllarda da Diskosu ( şimdiki Club ) ile meşhurdu . Özellikle Asil Nadir otellerinin de sektöre girmesi ile birlikte ( Jasmine Court, Girne View, Palm Beach ) adada turizm sektörü yavaş yavaş kimlik değiştirmeye başladı. Bu kimlik değişirken; haliyle yatak sayısı artmaya başlamış Personel ihtiyacı giderek Kıbrıslı ailelerden değil (74 sonrası gelip yerleşenler) de dahil yurt dışından temin edilmeye başlanmıştı.
Lapta Bölgesi otelleri
Bu yazının ana karakterini oluşturan hatlar aslında bir dost muhabbetinde eski Seksenli yılların sonunda Lapta bölgesi otellerinde kim nerede çalışıyordu kimler vardı, o dönem ne güzel günlerdi diyerek başladı. Sevgili Cimi, Hüseyin Hocam ve Cemali kardeşim ile koyu bir muhabbete dalmıştık . Onlara aşağıda yazdıklarımı anlatırken şaşkınlıklarını da gözlerinden okudum açıkçası.
Celebrity ve Otelcilik maceram.
Daha 16 yaşındayken Celebrity Otel’de müzisyen olarak çalışmaya başladığım zaman bu turizm sektörünün aşısını almaya başlamış büyüklerimizin yaptıklarını nasıl bir tesisi ayakta tutmaya çabaladığını , Celebrity Otel , Chateau Lambousa ( 1990 ) yılında açılmış o dönemdeki ikisinin de sahibi , ve hala daha oraların sahibi saygıdeğer Johnaziz Kent’i , Yeğeni Şahane İnsan, casinoları idare eden (iki tane vardı hem Chateau hem Celebrity de ) hala daha görüştüğüm Taner Abim , müdür Mehmet Günsoy abimizi , Enver Özerem Bey’i , Lapethos Otel sahibi rahmetli Salih Sanpa, damat, iyi dost güzel insan Serhat Apakgün abim ve sonradan kendisini tanıma fırsatı bulduğum LA Hotel sahibi rahmetli ( Latif Ahmet ) o dönemlerde bölgeye damga vuran insanlardı.
Celebrity gerçekten de bir okul gibiydi. Rahmetli Volkan ( Arap ) abimiz - köylümüz Piskobulu , ( F&B ) Resepsiyonda Şafak Hanım, Eski Akdeniz Köyü Muhtarı, şimdi Caretta Restaurant sahibi Tarık kardeşim, Fevzi Teke, ( F&B ) Mehmet, Mustafa Saltanat kardeşler , Sultan Yeşim hanım , ( Housekeeping)…
Birlikte çalıştığım zamanlarda kimleri tanıma fırsatı bulmamıştım ki Lapethos’da Lapta Belediyesi Su işlerinden sorumlu Deniz hanım ( Lapethos Resepsiyon) , Seray Hanım (Hanımeller restoran sahibi) Lapethos Resepsiyon, Mustafa Aktuğ (Eski Lapta Belediyesi Başkanı , o dönemlerde Pool , Lobby Bar) Hasan Cimi kardeşim, Serkan Sukuşu F&B , Celal kardeşim F&B ve şimdilerde ismini hatırlamadığım daha birçokları .
O dönemlerde otellerde o kadar çok Kıbrıslı insanlar çalışıyordu ki (74 hemen sonrası gelenler ve aileleri de bence Kıbrıslı oldular ) Neredeyse yüzde 80-85 hep bu insanlardan oluşuyordu. Lapta bölgesi otelleri Mart itibari ile sezonu açar, Ekim sonuna bu otel otellerimiz müthiş bir yoğunluk içerisinde çalışıyordu.
Hele o zaman bizim gibi gençler Celebrity Disko’yu hınca hınç doldurur, en güzel İngiliz kızlar bu diskoda vardı. Böyle elini kolunu sallaya sallaya da giremezdiniz çünkü o dönemlerde “Damsız” girilmez kuralı vardı. İstersen dünyanın zengini ol, diskoda kurallara uymayan derhal kapı dışarı edilirdi.
Celebrity Lobby Bar
Hiç unutmam, sabah yapılan kahvaltıdan sonra otelde misafir bulmak hemen hemen çok zordu. Çünkü insanlar farklı bölgelerde düzenlenen turlara katılırlar, adanın dört bir tarafını gezer, tarihi ve kültürel varlıklar hakkında bilgi sahibi olur ve mutlaka gittikleri yerlerden kartpostal alır ve tatilde iken komşularına, ailelerine tatildeyken kartpostal atardı. Akşamüzeri saat beş gibi otele geri geri dönülür, banyolar yapılır, küçücük lobi barda misafirler en az iki üç sıra olur, içkiler içilir, ama o güzelim ortam sanki de müthiş bir eğlenceye gidecek gibi, akşamı kucaklar gibi en şık kıyafetler giyilir, parfüm kokusundan lobi de başınız dönerdi. En güzel kızları da bu zamanlarda görücüye çıkardı. Çok güzel günlerdi. Hem de çok.
Eskilerin hatıralarında kalan “ Love Boat “
Müthiş bir dekor ve O dönemin Princes şirketlerine bağlı ve her hafta televizyonda farklı bir macerasını izlediğimiz “Love Boat”dan ismini alan bu güzelim Restaurant yaz kış kalbur üstü insanların yemek yediği, eğlendiği, müthiş bir mekandı.
Garsonlar açık büfede olan yemekleri ezbere bilir, yemekler hakkında misafirlere bilgi verilir,
Bazen alakart yemekler , yapılışına göre bile bilgi verildikten sonra misafire öyle servis edilirdi. Garsonların mendil üzerine konan tırnakları, saçları sakalları kontrol edilir deodorant kontrolleri yapılır öyle servise çıkarılırdı. Müthiş bir disiplin vardı anlayacağınız.
Çarşamba geceleri ise Celebrity bungalovların orada havuz başında Kıbrıs geceleri yapılır, tüm bölgelerden oraya turistlerin yanında, yerli misafirler de gelir eğlenirdi. Düşünün bir gecede, Esenyeller, (ben, babam, amcam) İsmet Pişmiş, Arif Edizer, Mehmet Ateşliden oluşan Martılar , Rahmetli Aşkım, Turgay Salim ( şimdilerde Kıbrıslı sanatçı Buray’ın Babası ) İstanbul Rum’u Eleni Calliopi, ve mutlaka bir Dansöz ) hafta sonu eğlencelerini sonlandırırdı. Saat 12.00 en geç 12.30’da müzik sona erer eğlence diskoda devam ederdi.
İyi ki o dönemlerde çalışmışım, bu insanları tanımış, turizm kültürünü almışım. Şimdiki duruşumuzu o günlere borçluyum diyebilirim. Ancak başarının anahtarı hep yeniliği aramak ve kendimizi geliştirmekle oldu. Geçmişini bilmeyen geleceğe ışık tutamaz.