banner564

Erdoğan, Çipras, Çavuşoğlu, Kotzias

  Cenevre zirvesini Türkiye ve Yunanistan'ın iç ve dış siyasi konjonktürü temelinde de değerlendirmek gerekir.
  Cenevre Zirvesi’nin taraflarından Yunanistan, ciddi bir ekonomik kriz içindedir. Bu kriz, ülke yönetimini ve halkı çok zor şartlarda tutmaktadır. AB ile ilişkileri sağlıklı değildir. Çipras Hükümeti çok yönlü zorluk içindedir.
  Türkiye ise tarihinin en zorlu ve sıkıntılı iç siyasi sürecini yaşamaktadır. 
  Türkiye, Irak ve Suriye'de sıcak çatışmaların içindedir. Ayrıca terörle boğuşmaktadır. Ekonomide ciddi sıkıntılar vardır.
  Cenevre'de Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için zirve yapılırken Türkiye'de, TBMM Anayasa Değişikliği için gerginlikle yüklü yoğun bir çalışma içinde idi. 
  Cenevre'ye giden Türkiye Hükümetine, Kıbrıs sorununda Federal Çözüm için yapıcı tavrı üzerinden de iç siyasetin icabı, ağır saldırılar yapılmaktadır, Nitekim, Anayasa Değişikliği için Hükümete muhalefet eden CHP milletvekilinin TBMM Kürsüsünden, "Kıbrıs'ı satacaksınız " diye uyduruk harita eşliğinde yaptığı saldırgan konuşmayı medyada gördük, okuduk.
  Yani, Yunanistan ve Türkiye'de, Kıbrıs sorununa çözüm bulma aşamasında, iç siyasette çok gergin bir ortam vardır.
  Hal böyle iken Türkiye, Kıbrıs'ta Federal çözüm için Cenevre'de yapıcı bir tavır izledi. 
  Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı ile uyumunu herkes gördü. 
Kocas’ın tavrı olumsuz
  Ancak Yunanistan Dışişleri Bakanı olumsuza oynadı. Çünkü fırsatçı bir anlayışla hareket etti. Türkiye'nin iç sıkıntısı üzerinden olumsuza oynayarak, maksimalist hedeflere ulaşma yanlış anlayışına saplandı.
  Bu yanlışın yol açtığı sıkıntıları geçmişte biz ve Türkiye acılar içinde çok yaşadık.
  İşte bu bakımdan Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın bu tavrı çok yanlıştır. 
  Üstelik bu tavır, Yunanistan'a hiç bir şey katmamıştır. Aksine bu zorlu döneminde ona, bağlaşıkları indinde dahi güvensizlik gelişmesini getirmiştir.
  Türkiye ise iç siyasetteki zorluklarına karşın, Kıbrıs sorununa çözüm çabasında, Cenevre'de yapıcı tavır sergiledi. Bu tavır, dünya indinde olumlu algı yaratmıştır.
  Başka alanlarda oluşan sıkıntılarının aşılmasına bu tavır yardımcı olacaktır...
İşte bu nedenle 18 Ocak'ta başlayacak çalışmalara Yunanistan'da özellikle Başbakan Çipras'ın ağırlığını koyması gerekir.
  Çünkü, Cenevre sonrası, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları, Kıbrıs'ta Federal Çözüm yönünde Türkiye'nin istekli tavrını uluslararası alanda pekiştirmiştir. Bu açıklamalara Güney Kıbrıs basını da değer vermiştir.
  Dolayısı ile Yunanistan'da sağduyu sahibi herkes, bu önemli dönemde ağırlığını koymalıdır.
Çünkü Kıbrıs'ta çözüm, Ege'nin iki yakasında komşu olan bu iki ülkenin siyasi, ekonomik, demokratik ve yaşamın tüm alanlarında işbirliğini geliştirecektir…
  Türkiye ve Yunanistan, çok önemli iç ve dış zorlukların içinde iken, onların, birde bu eski sorun üzerinden yeniden çatışır hale gelmemeleri gerekir...
  Ana Dili Türkçe ve Yunanca olan Kıbrıs sakinlerine düşen bir görev de budur.
YORUM EKLE

banner471

banner473