banner564

Ercan’ın hikayesi, “devlet” olmadığımızı kanıtlıyor!

Yılan hikayesine dönen bir Ercan ihalemiz var… Ercan Havaalanı’nın olduğu yere yeni bir alan yapılması için 2012 yılında ihaleye çıkılmış ve sonuçta Aralık 2012’de yeni havaalanının yapılması için Taşyapı ve Terminal şirketleri tarafından kurulan T&T firması ile sözleşme imzalanmıştır.
Bu sözleşmeye göre, yeni inşaat 4 yıl içinde tamamlanacak; bu dört yıl boyunca devlet ile gelir paylaşımı yapılmayacak, inşaatın tamamlanmasından sonra havaalanı gelirlerinin %47,8’i devlete aktarılacaktı.
Tarih, 14 Temmuz 2023 oldu. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz törenleri için adaya gelmesi halinde bu havaalanı pistini ve tesislerini kullanması için hummalı bir çalışma yapılıyor.
Bu arada alanın eksiklikleri de meydana çıkıyor: Polis ve gümrük için alan ayrılmamış, unutulmuş! Elektrik geçicidir… Dünkü açıklamalardan anlıyoruz ki meteoroloji sistemleri de geçiciymiş… Her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Bu arada yüklenici firmanın devlete olan borçları erteleniyor, yeni vergi muafiyetleri sağlanıyor ve 2016 yılı sonunda devreye girmesi gereken havaalanının tamamlaması için T&T patronu Emrullah Turanlı’nın önünde bir tek “takla atmadığı” kaldı!
Bu arada, Ercan’da tuvaletler kullanılamıyor, havalandırma doğru dürüst çalışmıyor. “Eski” Ercan’a tek bir çivi bile çakılmıyor. Yolcular perişan, imajımız yerlerde sürünüyor.
Başbakan Üstel’in son Ankara ziyaretinin esas gündemi de buydu. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni Ercan’a inemeyecekse 20 Temmuz’da adaya gelmeyecek. Erdoğan gelmezse, kimse hesabını veremeyecek! Bu nedenle Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı, KKTC Başbakanı ve bakanları ile Türkiye Ulaştırma Bakanı, alanın açılması ve Erdoğan’ın sorunsuz bir şekilde kullanımına sunulması için yapılması gerekenleri görüşmek üzere toplandılar… 2012 yılında imzalanmış olan sözleşmenin neden uygulanmadığını halka açıklamakla yükümlü olan başbakan ve bakanlarımız, eleştiricilere laf yetiştirmekle uğraşıyorlar. Eleştirenler yeni bir havaalanı istemiyor ama onlar inadına açacaklar gibi bir algı oluştu.
Hikayeyi bu şekilde anlatırsak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin taraf olduğu ve kendi toprakları üzerinde yeni bir havaalanı yapılmasını öngören bir sözleşmeyi uygulatamaya YETERLİ VE YETKİLİ OLAMADIĞINI da anlatmış oluruz.
Anayasa hukuk profesörleri çok daha iyisini bilirler ama biz de “devlet” denilen oluşumların nasıl bir şey olduğunu az veya çok biliriz. Sadece bu hikaye bile ortada bir “devlet” olmadığını anlamak için yeterlidir. Bu hikaye, olmayan bir devletin başkaları tarafından muhatap alınmasının ve tanınmasının mümkün olmayacağını da yeterince kanıtlamaktadır.
Bu hikayedeki olumsuzlukları düzeltmek, sorumlulardan hesap sormak, KKTC’nin ve KKTC halkının çıkarlarını korumak “devlet” denilen ve tanınması talep edilen mekanizmanın başında oturan kişilerin birincil görevi olduğu halde bu yapılmamakta; bu olaydan yeni bir “kahramanlık destanı” üretilmeye çalışılmaktadır.
Bunların “devlet” ve “tanıtma, tanınma” söylemi, sadece ve sadece, makamlarını korumak için kullandıkları bir araçtır. Bu da yeterince belli olmuştur!


Erdoğan yeni piste inecekse 20 Temmuz törenlerine katılmak için adaya gelecek; inemeyecekse gelmeyecek! 2016 yılında devreye girmesi gereken havaalanının bitirilmesi için bize böyle bir “motivasyon” lazımmış demek…

YORUM EKLE

banner471

banner473