Ercan Havalimanı kaça yapıldı merak etmez misiniz?
Yer teslimi tamamlanmadan inşaatına başlanan, devletin sözleşmede belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle uzadıkça uzayan, arada pandemiye yakalanan Ercan Havalimanı’nın kaça mal olduğunu ben de bilmiyorum doğrusu.
Sorsak, kesin ve net bir yanıt alamayacağımı düşünüyorum üstelik. Zaten asıl soru şudur: Değerlemesi nedir; bugün kaça kadar çıkar? Bugün yapmak isterseniz, bugünkü malzeme ve işçilik maliyetleri ile kaça mal edebilirsiniz acaba?
Bence ortada ihtiyacımızı aşan bir havalimanı var ama bunu da biz istedik. Şartname hazırladık, ihaleye çıktık. İhalede en uygun teklifi verenle işe koyulduk. Sürecin nasıl yaşandığını hepimiz biliyoruz. Devlet kendi hazırladığı ve ihaleyi kazanan firmaya imzalattığı sözleşmeye uymadı; hala da uymuyor. Buna karşın Ercan tamamlandı ve devreye girdi.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, yatırımcının inşaatı tamamlamak için hala daha süresi olduğu halde Türkiye’yi devreye sokarak havalimanını “baskıyla açtırdıklarını” söylemişti. Liman açıldı, her yere ışık saçıldı ama Elektrik Kurumu faturayı “inşaat tarifesinden” çıkarmaya devam etti. Bu uzlaşmazlığın yankıları hala devam ediyor. Yatırımcı “elektrik borcun var” diye sıkıştırılmaya çalışılıyor.
Park ve trafik sorunu vardı. Değirmenlik Belediyesi ile bazı çalışmalar yapıldı ve sonuçları dün açıklandı. Rahatlama olur mu bilmiyorum ama biz zaten suçlama yapacak konu arıyoruz; Ercan İşletmesini suçlamaya devam edeceğimize kesin gözle bakabiliriz.
Kıbrıs Türk basını ve kamuoyu her tartışmalarda T&T firmasını suçlu görüyor. Milletvekilleri televizyonlara çıkıp, ödenmeyen elektrik ücretlerinden ve vergilerden söz ediyorlar. Yayın organları Ercan’dan yapılan açıklamaları “iddia” olarak damgalayıp inandırıcılıklarını azaltmaya özen gösteriyor.
Ortada, bugünkü değerini tahmin etmenin bile zor olduğu 500 milyon doları aşan bir yatırım var… Yatırımcı bu kaynağı nasıl temin etti? KKTC devleti bu yatırım için “devlet teminatı” mı verdi mi? Bu teminatı geçerli sayarak yatırımcıya kredi veren banka oldu mu? Başka hangi ülkede, böyle bir yatırım devlet teminatı olmadan yapılıp bitirildi acaba?
Yatırımcı, KKTC ile imzaladığı sözleşmeyi ipotek ederek kredi kullanabilmiş midir?
Bu soruların yanıtı “hayır” ise, yatırımcı firma olarak T&T, yatırım için gerekli olan kaynağı hissedarlarının öz kaynaklarından veya onların teminatı ile alınan kredilerden sağlamış olmalıdır. Bu durumda bütün risk, yatırımcının üstündedir. Buna karşın KKTC devleti, yatırım henüz amorti edilmeden yani yatırım miktarı geri alınmadan cirodan %48.75 oranında pay almaya başlamıştır. 2024 yılı içinde 700 milyon TL’den fazla gelir ettiği açıklanmıştır. Üstelik, KDV almaması gereken havacılık hizmetlerinden bile KDV’yi almaya başlamıştır. KKTC devleti sadece ALMIŞTIR; verdiği hiçbir şey yoktur!
Durum bu olduğu halde, KKTC Hükümeti ve ilgili kurumları, yatırımcının “kötü bilinmesi” için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Milletvekilinin biri “T&T bizi soyuyor” derken, bir diğeri “elektrik borcunu ödemiyor” diyebiliyor. Kıb-Tek’in aracı bakımsızlıktan kaza yaparsa, sendikacı ortaya çıkıp “Ercan’ın borcunu tahsil etseydiniz onlarca yeni aracımız olurdu” diye suçu yine Ercan işletmesinin üzerine yıkabiliyor.
Biz yatırımcılardan hoşlanmıyoruz; onları sevmiyoruz! Turizmden inşaata kadar her alanda tutumumuz budur. Yatırım yapmıyoruz; yabancı yatırımcıdan nefret ediyoruz ama refah içinde yaşamak istiyoruz.
Belli ki biz kendimizi, “Allah’ın sevgili kulları” olarak görüyoruz!
Ercan’ın bugünkü değeri belki de bir milyar doları buluyor. Yatırımcının bu kaynağı geri almaya hakkı olduğunu düşünen kaç kişiyiz?