Dünyanın gündeminde terör var...
Fransa’dan sonra, Belçika sokaklarında silahlı askerler, zırhlı araçlar geziyor...
Lokantalar saat 18.00’de kapılarına kilit vuruyor...
Metrolar, tren istasyonları kapatılıyor...
Fransa ve Belçika düzeyinde olmasa bile, İngiltere’de, İtalya’da ve daha birçok Avrupa ülkesinde IŞİD’e karşı ciddi önlemler alınıyor...
Güney Kıbrıs’a gelen 5’i Türk, biri Cezayir kökenli 6 kişi, saatlerce sorgulandıktan ve gerekli istihbarat bilgileri alındıktan sonra ülkeye sokulmadan geri gönderildi...
Limasol limanı için ‘kırmızı alarm’ verildi...
Ve Türkiye...
Dün hepimizi tedirgin eden şok bir olay yaşandı...
Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesi sonrasında hemen herkes “Şimdi ne olacak?” sorusuna yanıt aradı...
Rusya’nın ilk tepkisi, Dışişleri Bakanı Lavrov’un bugün Türkiye’ye yapacağı ziyareti iptal etmek oldu...
Ardından, Rus turistlere “Türkiye’ye gitmeyin” çağrısı yapıldı...
Rus seyahat acenteleri anında bu çağrıya karşılık verip, Türkiye rezervasyonlarının iptal edildiğini duyurdu...
Geçtiğimiz yıl 4 milyon 400 bin Rus vatandaşının Türkiye’yi ziyaret ettiğini düşünürsek, bu ilk tepkinin ekonomik açıdan çok büyük zararlar vereceğini anlayabiliriz...
Bu ilk tepki; Antalya, Bodrum, Marmaris’teki otellerin 2016’da büyük krizler yaşamasına yol açacak...
Bizdeki gündem para
Etrafımız ateşle çevrildi...
Suriye’de savaş artarak sürüyor...
Göçmen krizi, artık Türkiye’nin de kaldıramayacağı boyutlara ulaştı...
Hele dün Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizin derin etkilerini, dövizde başlayan yükselişle çok ciddi bir şekilde hissedeceğimizi anlamak zor değildir...
Ne var ki; bizde Dikilitaş’ın etrafında dönenlerin dünyadan haberleri yok...
Ya da bu kadar ciddi olaylar onları ilgilendirmiyor...
Hiç kimsenin harekete geçme, önlem alma ve kemer sıkma gibi bir düşüncesi yok...
Aralık ayı yaklaştıkça 13’üncü maaş tartışmaları da artıyor...
Erenköy belediyesinde çalışanların normal maaşları ödenemezken, bu devletin 13’üncü maaşı nereden bulacağı ve nasıl ödeyeceği sorulmuyor?..
Devletin, kamu bankalarına olan bir milyar Euro’yu aşkın borcu da duruyor...
Partizanlıkta ünlü Kooperatif Merkez Bankası’nın, batmış KTHY’den, Elektrik kurumu’ndan ve yine batmış Sosyal Sigorta Kurumu’ndan alacaklarını nasıl tahsil edeceğini kimse sorgulamıyor...
Buna karşın hükümet, sendikalardan gelecek tepkileri düşünerek 13’üncü maaş ödemesinde ısrar ediyor...
Devletin parası olsaydı, 14’üncü maaşı da ödeyebilirdi...
Ama Türkiye’nin mali yardımlarıyla maaş ödeyebilen bir devletçik, bugüne kadar sürdürdüğü ‘bolluğu’ nasıl devam ettirecek?..
Bir sonraki yılın bütçesinden avans çekerek mi?..
Yani TC’den 2016 için beklenen kredilerin bir kısmını avans olarak mı çekeceğiz?..
Bunun sonrası yok mudur?..
Böylesi bir durumda bile bizler ne Kıbrıs sorununu, ne de terörün etkilerini doğru dürüst tartışamıyor, fikir üretemiyoruz...
Hepsinden önemlisi önlem alamıyoruz...
Nasıl olsa birileri kurtaracak, yardım edecek, eksileni verecek rahatlığıyla yaşamaya devam ediyoruz...
Ama gelişmeler, bizdeki coğrafyanın da değişebileceğini gösteriyor...
Ve bu süreçte akıllı davranışlara, hesaplı icraatlara her zamankinden fazla ihtiyaç vardır...
Vakit çok geç olmadan uyanmalıyız...