Neden dünyaya geliyoruz?
Çoğalmak için.
Çocukların çocuğu olduk,
Çocuklarımızın çocuğu olacak.
Bütün canlılar için aynı olan gerçek. Canlıların birkaç ortak özelliğinden biri.
Çiçekler tohum olur, tohumlar çiçek.
Bu sonsuza kadar böyle sürecek.
Ama neden?
Çünkü Yaradan, o her kim veya ne ise, cansız kaya parçaları ile dolu bir kâinat görmek istemiyor. Sayısız canlı ile kaplı, suları ve gökleri olan, durmadan değişen, ölen ve canlanan, her zaman güzel olan gezegenlerin renkleri okşasın gözlerini istiyor, baktığında. Uzanmak için çayırlar, yıkanmak için mavi yeşil sular, altında uyumak için ağaçlar.
*
Eskiden baktığınızda görürdünüz.
Emin olamazdınız, ama o.
Yan yana koşan iki geyikten biri. Saksağanın yanından ayrılmayan eşi. Okyanustan dönüp su yukarı zıplayan balık.
Güneş batınca uykuya çekilen.
Belki aslanın parçaladığı geyikti, belki aslan.
Ağaçların arasında bir çıtırtı. Hızla kaybolan bir gölge. Yalnız olmadığınız hissi.
Emin olamazdınız, ama o…
Dünyaya gelmek iyi bir fikir değil. Sorsalardı ‘İstemem, ben almayayım’ derdim. Değer mi?