banner564

Elektrik sorunu, rantçıların “beslenme” kaynağıdır!

İş yerine gidiyoruz; elektrik yok! Uykuya daldıktan sonra ter içinde uyanıyoruz; elektrik gitmiş, klima çalışmıyor! Çatalköy’de oturanlar hayatlarından endişe etmeye başladılar; ne soludukları belli değil! Kimimiz güneş enerjisi paneli taktık, faturaları sıfırladık. Faturalar 10 bin TL dolaylarına dayandı ama yeni izin almak mümkün değil!
Açıkça bellidir ki Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu çözüm değil, sorun üretiyor. Ürettiği sorunlar ile baş edemiyor.
Bütün bunların AKSA ile yapılan sözleşmelerden kaynaklandığını iddia edenler olsa bile o sözleşmeler olmasaydı tam olarak perişan olacağımız meydandadır. Rum tarafından elektrik alırken aslında Kıbrıs Rum devletine vergi de ödediğimiz gizleniyor ama o vergiyi ödemeyi kabul etmeseydik perişanlığımız artacak, kesintilerin altında ezilmiş olacaktık.
1974 yılında hazır bulduğumuz sistemi, 20 yıl süreyle ve şimdiki kadar sorun yaşamadan kullandık. Türkiye bize bir santral hediye etti; harcadık. AKSA’nın sorunsuz olarak kullandığı ve para bile kazandığı jeneratörleri çalıştırmayı bile beceremedik, kırılanı kırıldığı yerde bıraktık.
Kara dumanın peşine düşen gazeteci arkadaşlarımız, bu dumana neden olan yakıtın aslında depolarda kirlendiğini belirtiyorlar. Makinelere bakamadığımız gibi depolara bile bakamıyor; temizlik bile yapamıyoruz.
Hatlarımız ve trafolarımız da dökülüyor. Elektrik üretsek veya temin etsek bile dağıtamıyoruz. Bu yüzden, yapabilecek olan herkese güneş paneli kurma izni vermiyor ve güneş enerjisinden yeterince yararlanamıyoruz.
Bunları herkes biliyor; herkes söylüyor.
Sendikacılar, bu sorunları da kullanarak istediği zaman grev yapıyor; istediği zaman kurumu yönetenlere küfrediyor ama durumun değişmemesi için de ellerinden geleni yapıyorlar. İstemedikleri biri kuruma servis vermeye kalkışmasın ne rüşvetçiliği kalıyor ne de yalakalığı… Özel sektör bu alana girmesin; ayrıcalıkları elden gitmesin istiyorlar. 
Bu kargaşa siyasi hayatın da en güzel malzemelerinden biridir. Yürürlükte olan sistem ile verimli ve devamlı elektrik temini mümkün değildir. Bu açıkça görüldüğü halde, siyasi önderlerimiz buna çözüm üretmek yerine, bunu kullanarak birbirlerini ama özellikle de o gün için sorumlu mevkide olanları suçlamayı ve halkı kışkırtmayı tercih ediyorlar.
Elektrik sorunu, iki-üç yıllık görev süreleri içinde çözülecek bir sorun değildir. Bakın, Türkiye’den kablo ile elektrik getirme konusu yıllardan beri tartışıldığı halde bir türlü gerçekleşemiyor. Yatırım yapılması gerekiyor ama hangi modelle ve kim tarafından yapılacağına dair bir plan bile bulunmuyor. Bunu siyasiler de biliyor ama devamlılık sağlayacak bir “ana plan” yapmaktan ve sadece onu izlemekten uzak duruyorlar.
Herkes birbirine sövüp duruyor.
Her yerde olduğu gibi bizim burada da toplumun elektrik ihtiyacından kaynaklanan bir rant var… Bu rantı bölüşemediğimiz için sonuçta elektriksiz kalıyoruz. Bu rant kavgasına taraf olanlar, elektrik bekleyen ve kullandığı elektriği ödemeye hazır olanları sömürüyor. 
Hem sömürüyor hem de eziyet çektiriyor!
Bu keşmekeş, elektrik temininde olduğu gibi su temini için de geçerlidir. Benzer bir durumu limanlar konusunda da görebiliriz. Bir rant kavgasıdır gidiyor. İnsan topluluklarının olduğu her yerde rant vardır zaten, önemli olan bu rantı nasıl ve hangi esaslara göre dağıttığınızdır. Rantı ele geçirmek isteyenlerin toplum yararına işler yapmasını, ileri teknoloji ve bilgili insanlar kullanmasını sağlayabilirseniz, bu ranttan herkes faydalanmış, toplumsal refah düzeyi artmış olur… 
Biz rantı düşman ilan ederken gerçekte bu rantı cebine atmaya çalışanların kurbanlarıyız. 
Ve böylece yaşayıp gidiyoruz…


Elektrik rantını kim yiyecek diye kavgaya tutuşanlar bizi elektriksiz bıraktı!

YORUM EKLE

banner471

banner473