banner564

Proaktif bir  politika izlendi

Türkiye ve KKTC, 2019'da Doğu Akdeniz'deki enerji mücadelesinde masada ve sahada etkinliği artırdı 

Proaktif bir  politika izlendi
banner598

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 2019'da sahada ve masadaki kararlı duruşuyla Doğu Akdeniz'deki pozisyonunu güçlendirdi.
Kıbrıs'ta bu yıl, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları temelli sorun açısından hareketli geçerken 1968'den bu yana müzakerelerin devam ettiği ve bu yıl da girişimlerin olduğu Kıbrıs meselesinde somut sonuca ulaşılamadı.
Türkiye, 2019'da Doğu Akdeniz'de hidrokarbon kaynakları konusunda masada ve sahada proaktif bir politika izledi.
Türkiye, uluslararası hukuktan doğan egemenlik haklarını korumak ve Kıbrıs'taki garantör statüsü sorumluluğuyla başta Güney Kıbrıs Rum yönetimi olmak üzere, bölge ülkelerinin Türk tarafını yok sayarak yürüttüğü çalışmalara karşı faaliyetlerini farklı kesimlerden gelen tepkilere rağmen sürdürdü.
Bölgeye gönderilen Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis gemileri sismik araştırmalarına, Fatih ve Yavuz gemileri ise sondaj çalışmalarına KKTC'den alınan ruhsat bölgelerinde devam etti.
Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında 27 Kasım'da imzalanan "Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası", bölgedeki birçok denklemi değiştirdi.
Anlaşmayla Türkiye'nin deniz yetki alanının batı sınırı belirlenirken Türkiye, Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip ülke olarak, uluslararası hukuka aykırı hamlelerle kendi kıyılarına sıkıştırılamayacağını gösterdi.
Anlaşma sayesinde başta İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan'ın, Akdeniz havzasında Türkiye ve diğer kıyıdaş ülkeleri yok sayarak bir denge oluşturmasının da önüne geçildi.
Türkiye-Libya arasındaki anlaşmayla iki ülkenin kıta sahanlığının birbirine temas sağlaması sonucu, Kıbrıs'ta oldubitti peşinde olan İsrail, Mısır, Rum yönetimi ve Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'den Avrupa'ya doğal gaz boru hattı döşemesinin önüne önemli bir engel konulmuş oldu.
Türkiye ve KKTC'li yetkililer, Doğu Akdeniz'de iş birliğinden yana olduklarını her fırsatta yineledi.
Doğu Akdeniz'de ülkeler arasında münhasır ekonomik bölge sorunu tartışması devam ederken, Rum yönetimi geçen yıllarda tek taraflı olarak ilan ettiği sözde 13 parselden bazılarını uluslararası şirketlere ihale sonucu lisanslandırdı. 
Rum yönetimi bu yıl eylülde büyük bir kısmının Türkiye'nin kıta sahanlığı içerisinde bulunan 7'nci parsel için İtalyan ENI ve Fransız Total şirketleriyle anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaya KKTC ve Türkiye'den sert tepki geldi.
ENI ve Total konsorsiyumu ekim ayının sonunda yaptığı açıklamada, sondaja 7'nci parselden başlamaktan vazgeçtiklerini duyururken konsorsiyumun bu kararı, Türkiye'nin tepkileri üzerine aldığı da ifade edildi. 
Rumların Doğu Akdeniz'de 2000'li yılların başından bu yana Türk tarafını yok sayarak attığı adımlar, bu yıl da gerginlik sebebi olmayı sürdürdü.
Öte yandan, Doğu Akdeniz'de gaz üretimi, tüketimi ve geçiş ülkelerini bir araya getiren Doğu Akdeniz Gaz Forumu, Ocak 2019'da Kahire'de kuruldu. Forumun içerisinde Mısır, İsrail, Yunanistan, Filistin, Rum yönetimi, Ürdün ve İtalya bulunurken, Türkiye yer almadı. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473