HK Ajans

Salih Yılgörür, Mağusa’da doğup büyümüş ve üniversiteden mezun olduktan sonra iş bulmak ve kariyer yapmak adına yaşamını İstanbul’da sürdürmeye karar vermiş. Şimdilerde İstanbul’da Tabanlıoğlu Mimarlık Şİrketi’nde Partner olarak çalışıyor. Yurt dışında da birçok ülkede inşaatlar yapıyorlar. İstanbul’da da şu anda Taksim Meydanı’nda AKM’nin yapımında görev almış durumda. Ülkeye barış gelmesi adına umutlarını dile getiren Yılgörür’ün ekonomiyle ilgili de görüşleri var. İşte detaylar…

Soru: Kaç yıldır yurt dışında yaşıyorsunuz ve İstanbul’da yaşamaya iten neden nedir?

Yılgörür: 20 yıldır İstanbul’da yaşıyorum.  Ülkenin o dönemki ekonomik şartları ve mesleğim gereği daha iyi mimari projelerde bulunma ve büyük kapsamlı projelerde çalışma isteği beni yurt dışına göçe zorladı. Mesleki tatmin dışında ülkemizin şu anda da içinde bulunduğu sorunlardan biri olan işsizlik, bu kararı vermemde etkin olmuştur.

Soru: Bir mimar gözü ile baktığınız zaman ülkemizdeki yapılaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yılgörür:  Bir mimar gözü ile baktığım zaman ülkemizin yapılaşmasının iyi gitmediğini, kontrolsüz bir yapılaşma olduğunu düşünüyorum. Özellikle gelişmekte olan bölgelerin master planlarının yapılması, tarihi bölgelerin ise bu işte uzaman kişiler tarafından master planının yapılmasını ve kontrollü bir şekilde geliştirlmesi ve dönüştürülmesini arzu ederim. Ülkemizin bazı projelere uluslararası yarışmalar açması gerektiğini düşünüyorum. Mesela, Güney Kıbrıs’ta mimarlık platformunda çok önemli olan birkaç mimarın eserlerini görebilirsiniz. Benim en büyük hayalim Mağusa surlariçi için bir yarışma projesinin açılması ve iyi projelerin, fikirlerin, bu değerli bölge için hayat bulmasıdır.

Soru: İstanbul’da yaşayan Kıbrıslılar olarak KKTC’ye baktığınız zaman nasıl bir tablo görüyorsunuz?

Yılgörür:  Her Kıbrıslı’nın olduğu gibi, benim de Kıbrıs’ta yaşama hayalim var. Fakat,  burdan bakıldığı zaman ülkemizin  stabil bir platforumda durmadığını düşünüyorum. Ülkede bir karmaşanın hakim olduğunu ve herşeyin kontrolsüz ilerlediğini düşünüyorum. En büyük heyecanım 07 Ocak’ta yapılacak olan seçimlerde ülkenin bu karmaşık ve özellikle de karamsar halinden kurtaracak ve en önemlisi, Kıbrıs sorununun en doğru şekilde çözülmesine katkı koyacak bir oluşum gerçekleşmesidir. Ben, Mağusa’nın ve Kıbrıs’ın benim için bir tatil kasabası olmasını değil, hatıralarımı ve geçmişimi, ailemle paylaşacağım güvenli bir yaşam alanı olmasını istiyorum. 

Soru: KKTC’ye yatırım yapma konusundaki görüşünüz nedir yurt dışındaki iş insanları olarak?

Yılgörür:  Kıbrıs’a yatırım yapılabilmesi için önce, Türkiye’nin önde gelen büyük holdingleri bunu yapmak için bir adım atmalılar ve biz de içinde bulunduğumuz bürokrasiyi biraz daha işler hale getirmeliyiz. Yatırımların da çok şeffaf bir şekilde yapılmasını sağlamalıyız. Mesela havalimanları vs gibi kamu yapıları özelleşse de, yarışma projeleri ile hayata geçmeli bu. Benim kendi meslek alanım içinde gördüğüm bir sorun.

Soru: KKTC hükümetinden beklentileriniz nelerdir adaya yatırım yapılması için?

Yılgörür:  Bu soruya bir cevap vermek istemiyorum çünkü, şu anda değerlendirecek bir hükümet göremiyorum. Seçim sonrası görüşlerimizi tekrar tartışabiliriz.

Soru: İlerleyen dönemlerde adaya kesin dönüş yapmayı düşünüyor musunuz?

Yılgörür:  İleride ülkeye dönmeyi çok isterim tabii ki, Ailemin, çocuğumun daha sakin bir ortamda yaşamasını çok isterim. Ama, kendi içine kapalı bir ülkede değil, tüm dünyayla entegre olmuş güvenli, barış içinde yaşayan bir Kıbrıs’ta. Yani, Kıbrıs’ta barışın, birçok insanımızı özledikleri vatanlarına kavuşturacağını düşünüyorum.

Soru: Ülke ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yılgörür:  Ülkemizin potonsiyelini iyi kullanarak çok daha iyi bir yaşam elde edebiliriz. Önemli olan bu potansiyeleri hayata geçirecek doğru adımları atabilecek kararları verecek insanlara ülkeyi emanet etmek. Kıbrıs her zaman daha ileriye gitmeyi hak etmiştir. Yurt dışında çok değerli insanlar var. Ülkenin ilerlemesi için bu değerleri kazanmalı ve ülkemiz için kullanmalıyız. Ben her zaman ileriye ümitle bakan bir insanım. Nazım Hikmet Usta’nın güzel sözleri ile bitirmek isterim. Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler.