banner564

Eğitim, faşizm ve komite

  Güney Kıbrıs’taki ‘İlerici Öğretmenler’ örgütünün başkanı yıllar önce önemli bir itirafta bulunmuş ve Rum okullarında Türk düşmanlığına dayalı eğitim verildiğini söylemişti...
  Bu ifşaatın ardından, KKTC ile Rum liderliği arasında yüzden fazla müzakere yapıldı...
  Fakat; Rum eğitim sisteminin değiştirilmesi konusu masaya ‘Türk tarafının şartı’ olarak gelmedi...
  Rum tarafı Barbaros Hayreddin Paşa gemisinin çekilmesini şart koşarken, Türk tarafı bu en hayati konuda iradesini ortaya koymadı...
  Bunun bir nedeni de gerçek dışı Rum propagandasının etkisi olabilir...
  Yani “Bunlar sadece 100 aptaldır Re Mustafa’ meselesi...
  Halbuki; aptallar 100 değil, bin değil, on bin değil, 100 binlerdir...
  Rum okullarında eğitim görenlerin ezici bir çoğunluğu ‘aptallar’ sınıfındandır...
  CTP’li bir arkadaş, Rum okullarındaki kitapların incelendiğini ve matematik derslerinde dahi Türk düşmanlığının aşılandığını söylediği zaman; KKTC’yi yönetenlerin bunu önemsememesi ve ‘inadına barış’ söylemini sürdürmesi çok üzücü ve düşündürücüdür...
   Halbuki bu konu daha ilk günden masaya bir şart olarak konmalıydı...
  “Değiştirin kitaplarınızı karşımıza öyle gelin...”
  Küçücük beyinlere Kıbrıs sorununun 20 Temmuz 1974’te ‘Barbar Türklerin (!) saldırısıyla başladığını, ata yadigarı toprakların işgal edildiğini öğreteceksin...
  Yine o küçücük çocuklara metematik dersinde “Sizin köyde 2 bin 200 kişi var, barbar Türkler 200 tanesini öldürürse, köyün nüfusu kaç olur” diye soracaksın...
  ENOSİS’i vazgeçilmez bir ülkü, EOKA’cıları da birer kahraman ilan edeceksin...
  Sonra da benimle ‘kalıcı barışı’ konuşacaksın...
  Kalıcı barış neymiş?..
  Türk askerinin gitmesi...
  Yerleşiklerin (TC kökenlilerin) gönderilmesi...
  Ata yadigarı toprakların iade edilmesi...
  
Tilki tavuğa göz koymuş
 
  Bunu bir Tilki kurnazlığına benzetebiliriz...
  Kümesteki tavuğa göz koymuş, onu bir şekilde halledecek...
  Senin ata yadigarı toprağın var da bizlerin yok mu?..
  Bizleri 1963-1974 arasında 103 köyümüzden kovan, sonra da malların üzerine oturan sen değil miydin?..
  Silahlı saldırıları başlattıktan sonra işsiz, parasız, aç ve susuz kalan Türklerin ellerindeki malları 
300-500 liradan ele geçiren sen değil miydin?..
  Hele 1974 sonrasında ‘yasal devlet’ ünvanını kullanarak, yeni yol, köprü, baraj, park, mezarlık, havaalanı ve okul yapımlarında Türk arazilerini ‘istimlak adı altında’ yok eden sen değil misin?..
  Şimdi sen kuzeydeki ‘ata yadigarı’ toprakları isteyeceksin...
  Güneydeki Türk malları için de ‘istimlak bedelini’ ödeyeceksin...
  Peki ne kadar?..
  İstimlak edildiği dönemdeki fiyatı kadar...
  Ne güzel bir tezgah bu?..

Uyanalım ve kendimize gelelim
 
  Şimdi yeniden eğitim konusuna gelelim...
  Sağduyu sahibi 5-10 tane Rum’un da itiraf ettiği gibi Rum okullarında Türk düşmanlığına dayalı eğitim sistemi değişmediği sürece, iki toplum arasında hoşgörü ve birlikte yaşam olamaz...
  Bu sistemin değişmesi için Rum liderliği yıllar öncesinden adım atmalıydı...
  Ama bu adımlar atılmadı...
  Şimdiki Rum lideri Nikos Anastasiadis; Türk düşmanlığı aşılayan bölümleri ders kitaplarından çıkarmak yerine, 15 Temmuz 1974 faşist Cunta darbesinin çıkarılmasını sağladı...
  Sadece bu hareket bile bizleri düşündürmeli ve kaygılandırmalıydı...
  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 3 ay kadar önce Kıbrıslı Türklerin bu kaygılarını müzakere masasında dile getirdi...
  Bunun üzerine ‘Ortak Eğitim Komitesi’ kurulması kararlaştırıldı...
  Komite bugüne kadar hiçbir şey yapmadı...
  Komitenin Rum Başkanı “Eğitim kitaplarının değiştirilmesini düşünüyor musunuz?” diye soran Rum gazetecilere “Kesinlikle böyle bir düşünce yok” yanıtını verdi...
  Öyleyse bu komite ne yapacak?..
  Ders saatinde Türk düşmanlığı üzerine beyni yıkanan Rum çocuklarını daha sonra Türk çocuklarıyla nasıl buluşturacak?..
  Buluştursa bile ne faydası olacak?..
  Bir bildikleri olsa gerek...
  Bu komite önümüzdeki günlerde ilk eylemini gerçekleştirecek...
  İlkokulda okuyan 50 Rum çocuğu ile 50 Türk çocuğunu bir araya getirecek...
  Hatta liderler de bu ‘büyük buluşmada’ hazır bulunacak...
  Fena mı?..
  Hiç değil...
  Yılda 4 kez böylesi bir etkinlik olursa; 200’er öğrenci buluşmuş olacak...
  On yılda 2 bin...
  Yüz yılda 20 bin...
  Ondan sonrası?..
  Allah kerim, amin...
  
YORUM EKLE

banner608

banner473