banner564

Düşen faizler ve artan döviz ortamında yerel ekonomi açılıyor

 Küresel bazda toplam vaka sayısı 27.04.2020 tarihinde 3.006.055’e tırmandı. Kapanan vakalarda 883.140 kişi sağlığına yeniden kavuşurken, 207.265 kişi ile % 19 oranında ölüm sayısı gerçekleşti. Kayıt edilen verilere göre Türkiye’de vaka sayısı 110.130’a çıkarken, 2.805 ölüm gerçekleşmiş, Güney Kıbrıs’ta vaka sayısı 817’ye yükselirken 14 ölüm yaşanmış ve KKTC’de 108 vaka sayısı tespit edilirken, 4 kişi ise hayatını kaybetmiştir. Dünya genelinde ise hala vakalar ve ölümler artarak devam ediyor.
  Global olarak yayılan Coronavirüsü endişeleri ile USD, GBP ve TL faizlerinde indirimler yaşanmıştır. 11 Mart 2020 ve 25 Mart 2020 tarihlerinde İngiltere Merkez Bankası salgının ekonomiye etkisini azaltmak için politika faizini 50 baz puan, ardından da 15 baz puan indirerek % 0,10’a indirdi. TC Merkez Bankası 2020 finansal yılında 17.01.2020, 20.02.2020, 18.03.2020 ve 23.04.2020 tarihlerinde ise dört kez faiz indirimi yönüne gidilerek politika faizinin % 12’den % 8,75’e çekti. ABD Merkez Bankası ölümcül korona virüsün ekonomiye olumsuz etkilerine karşı faiz oranlarını 03.03.2020 tarihinde 50 baz puan düşürerek % 1 -% 1,25 bandı, ardından 16 Mart 2020 tarihinde ise 100 baz puan indirerek % 0 -% 0,25 bandına çekti. TL ve Dolar faizlerinin inmesini müteakip KKTC Merkez Bankası mevduat faizlerini iki kez indirerek TL’de % 6,50, USD’de % 0,25’e çekti. KKTC Merkez Bankası munzam karşılık oranını 24.02.2020 tarihi itibari ile TL’de % 2,25’e, 11.03.2020 tarihinde ise USD’de 0,25’e indirmişti. Mayıs ayında geçerli olmak üzere KKTC Merkez Bankasının TL faizlerinde 100 baz puan bir indirim yönüne gitmesi muhtemel görünmektedir. 
  Türk lirasında politika faizinin % 8,75’e çekilmesi, Mart sonu itibari ile % 11,86 olan yıllık enflasyonun % 3,11 altında kalmış ve reel faiz negatif seyretmeye devam ettiğinden dolayı paranın değeri üzerinde yaratılan baskı artmakta ve Türk lirası değer kaybetmeye devam etmektedir. Zira, yurt içi kişilerin yapmış olduğu döviz yatırımları ve yurt dışı yabancı yatırımların azalması da Türk lirasının değer kaybetmesinin nedenlerinden birini teşkil etmektedir. Bu bağlamda, 2019 yıl sonunda Türk hisseler ve tahviller piyasalarında yabancı sermaye yatırımları 48,27 Milyar dolarla kapatmıştı. 17 Nisan 2020 itibari ile toplam yabancı portföyü 30,66 Milyar USD seviyesinde 17,6 Milyar dolar azalan yönde seyrettiği gözlemlenmiştir. Yurt içi yerleşik kişilerin yabancı para cinsinden mevduatları ise 195,6 Milyar seviyesine tırmanmıştır. Böylelikle, döviz likiditesinde yabancı kaynaklı çıkışların arttığı ve döviz talebinin arttığı müşahede edilmiştir.
  Dünya genelinde virüsün yarattığı kısıtlamalar ve önlemlere binaen oluşan ekonomi içerisinde yer alan çeşitli sektörlerdeki faaliyetlerin durması ve/veya kısıtlanması neticesinde otorite ekonomi çevrelerince ekonomik resesyona doğru gidildiğine işaret ediliyor. Zira, ülkemizde de olduğu gibi yurt dışı ülkelerde de turizm, hava ve kara ulaşımı, gıda sektörü dışında kalan birçok perakende ve toptan satış, kültür & eğlence, restoran & bar sektörleri durma noktasına geldi. Eğitim ve bankacılık sektörü ise faaliyetlerini elektronik ortamda (online) sürdürdü ve geliştirdi. İçinde bulunduğumuz koşullarda teknolojik altyapıya yatırım yapmış ve e-işletme (elektronik) faaliyeti gösteren şirketler hizmetlerine devam etmektedirler. Dolayısıyla, son yıllarda hızla artan e-işletmenin önemi salgın sonrası yükselmiş ve hatta artık elzem hale gelmiştir.
  KKTC’de Bakanlar Kurulu yapmış olduğu taslak çalışmayla birlikte KKTC’de kayıtlı 10 bine yakın Küçük ve Orta Boy işletmenin bir bölümünün uzmanların belirttiği tedbir ve önlemler alınarak kontrolü biçimde faaliyetlerine başlama aşaması için hazırlanmaktadır. Söz konusu kararda şirketler 3 aşamalı olarak açılması öngörülmekte, kararın uygulamaya girmesi için resmi gazetede yayınlanması beklenecektir. Ardından, ekonomik çarklar yavaşça yeniden dönmeye başlayacaktır. Şirketler işletme faaliyetlerine başlarken gelirler artacak, personelleri ödenecek ve gelirlerden doğan vergilerle devlet de kazanacaktır. Yeni ekonomik düzende teknolojik altyapısını hazırlayan işletmeler kısa ve orta vadede rekabet avantajının faydalarını tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de elde edecektir. Virüsün gölgesinde yerel ekonomil faaliyetler başlayacak, ancak birçok ülkede olduğu gibi kapalı ekonomi ile ülkeler kendi kendine yeterli hale gelmenin eşiğinde olacaklardır. Zira, küreselleşme yerini uzun bir süre daha lokalleşmeye bırakacağı düşünülmektedir. KKTC’ye hayırlı ve sağlıklı olmasını temenni ederim.

 
 
 

YORUM EKLE

banner471

banner473