Genelkurmay Başkanlığının 27 Aralık 2013'te bulunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ın, "orduya kumpas" yorumu hatırlatılarak, "Bu yöndeki haber ve yorumlara kaynak teşkil eden köşe yazısındaki iddiaların Başbakan Siyasi Başdanışmanı olan bir milletvekiline ait olduğu, benzer iddiaların son dönemde başkaca üst düzey yetkililer tarafından da dile getirildiği, bunun yanında belirtilen hususların çeşitli davalarda haklarında işlem yapılan TSK personelinin, bazı sivil toplum örgütlerinin kamuoyuna yansıyan şikayetleri/açıklamaları ile örtüşür mahiyette olduğu bir bütün olarak dikkate alındığında, CMK'nın 160'ıncı maddesi anlamında soruşturma başlatılmasını gerektiren bir halin mevcut olduğu kıymetlendirilmektedir" denildi.
Ellerinde Nur mu Var Topuz mu?
Suç duyurusu dilekçesinde, Star gazetesinin 24 Aralık 2013 tarihli nüshasında Yalçın Akdoğan tarafından, "Ellerinde Nur mu Var, Topuz mu?" başlığı altında alınan köşe yazısında ve buna bağlı olarak yazılı ve görsel medyada, "devlet yapısı içerisinde teşkilatlanan bir yapının Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas kurduğu" şeklinde haber ve yorumlara yer verildiği belirtildi.
"Bahse konu yazı, haber ve yorumlarda, emekli ve muvazzaf birçok Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında adli işlem yapılmasına neden olan Retrobet olayların, yargı süreçlerinin ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya yönelik faaliyetlerin anılan yapılanma tarafından kurgulandığının ima edildiğinin belirlendiği" ifade edilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Anılan hususların doğru olması halinde Türk Silahlı Kuvvetlerini ve personelini hedef alan faaliyetleri yürüten kişilerin, yetkili makamlara bildirimde bulunmayan ve gerekli işlemleri yerine getirmeyen kamu görevlilerinin eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 220'nci maddesinde düzenlenen 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurma', 267'nci maddesinde düzenlenen 'İftira', 271'inci maddesinde düzenlenen 'Suç uydurma', 279'uncu maddesinde düzenlenen 'Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi', 283'üncü maddesinde düzenlenen 'Suçluyu kayırma', 288'inci maddesinde düzenlenen 'Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçları başta olmak üzere, çeşitli suçlara vücut verebileceği değerlendirilmektedir.
Bilindiği üzere 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160'ıncı maddesi 'Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar' hükmünü amirdir.
Bu yöndeki haber ve yorumlara kaynak teşkil eden köşe yazısındaki iddiaların Başbakan Siyasi Başdanışmanı olan bir milletvekiline ait olduğu, benzer iddiaların son dönemde başkaca üst düzey yetkililer tarafından da dile getirildiği, bunun yanında belirtilen hususların çeşitli davalarda haklarında işlem yapılan TSK personelinin, bazı sivil toplum örgütlerinin kamuoyuna yansıyan şikayetleri/açıklamaları ile örtüşür mahiyette olduğu bir bütün olarak dikkate alındığında, CMK'nın 160'ıncı maddesi anlamında soruşturma başlatılmasını gerektiren bir halin mevcut olduğu kıymetlendirilmektedir."
Örnekler gönderildi
Dilekçede, bu gerekçelerle, "hukuka aykırı olarak TSK'yı ve personelini hedef alan faaliyetleri yürüten kişiler ve yetkili makamlara bildirimde bulunmayan, gerekli işlemleri yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatılması maksadıyla, ilgili haber ve yorumların yer aldığı haber örneklerinin de Ek'te gönderildiği" bildirildi.
Güncelleme Tarihi: 07 Ocak 2014, 02:51