Dünya sıralamasında en büyük iki ekonominin sahibi olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin 2016 yılı bloomberg verilerine göre 18,6 trilyon USD and 11,2 trilyon USD gayri safi yurt içi hasıla hacimlerine sahiptir. Çin’in büyüme oranları ABD’ye göre daha yüksek olduğundan dolayı gelecek tahmininde yapılan projeksiyona göre 2027-2028 yılları arasında yaklaşık 10 yıl sonra ekonomi hacimlerinin başa baş noktasına geleceği ve akabinde Çin ekonomisinin dünya listesinde birinci sıraya yükseleceği öngörüleri yapılmaktadır. Ekonomik büyüme hızlarına baktığımızda ABD’nin % 3 civarlarında büyümesine karşın Çin % 7 civarlarına yakın bir büyüme trendi içerisinde bulunmakta ayrıca ithalatından daha fazla ihracat yapısı bulunmakta olduğunu hesaba katarsak bu öngörünün tutarlılığının son derece muhtemel olduğu gözlemlenmektedir.
Ekonomik gidişat böyleyken iki ekonomi devi arasında ticaret savaşları adıyla adlandırılan ticaret ve vergi politikaları değişiklikleri ABD’nin attığı ilk tedbir kararları sonrasında karşılıklı misilleme şeklinde gelişim gösterdi. Bu bağlamda Mart ayında ABD hükümeti çelik ve aleminyum ithaline sırasıyla % 25 ve % 10 ek gümrük vergisi getirmiştir. Çin ise ABD menşeli 128 ürüne yüzde 15 ile yüzde 25 tarife getirilmesi kararını aldı. Bu gelişmenin hemen ardından ABD yönetimi, Çin'in, Amerikalı şirketlerin teknolojilerini ve fikri mülkiyetlerini ele geçirmeye yönelik usulsüz faaliyetleri gerekçesiyle bin 300 Çin menşeli ürününe yüzde 25 ek gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıkladı. Genel olarak Çin'in savunma, havacılık ve imalat sektörlerini hedef alan listede, nükleer reaktörler, toryum ve uranyum bileşikleri, demir-çelik, alüminyum ve bunları içeren alaşım metaller, gaz türbini, fırın, hava ve gaz sıvılaştırıcı makineler, laktik maya, bazı ilaç ve aşılar gibi farklı birçok ürün çeşidine yer verildi. Pekin yönetiminin, ABD'nin sadece Çin'i hedef alan bu hamlesine tepkisi gecikmedi. Çin Ticaret Bakanlığı, ABD'den ithal edilen 50 milyar dolar tutarındaki ürüne yüzde 25 gümrük vergisi getirileceğini bildirdi.
ABD’nin gümrük vergisi kararı küresel bazda da endişelere ve tepkilere yol açtı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Almanya'nın Hamburg kentinde yaptığı açıklamada, AB'nin Harley-Davidson motosiklet, Bourbon viski ve Levis kot pantolonları gibi Amerikan ürünlerinin ithalatına gümrük vergisi koymaya hazırlandığını duyurdu. Buna ek olarak küresel ticareti denetleyen ve regüle eden Dünya Ticaret Örgütü endişelerini dile getiren bir basın açıklaması yaptı ve ticaret savaşının kimsenin lehine olmayacağı yönünde ifadede bulundu.
Korumacı politikalar küresel ticaret hacmini azaltacağından dolayı ülkelerin ithalat ve ihracat kapasitesini azaltıcı bir hamle olarak düşünülebilir. Dolayısı ile ekonomik yavaşlama hatta gerileme birçok ülkeyi böyle bir durumda etkisi altına alacağı anlaşılmaktadır. ABD ile 1 Milyar doların üzerinde çelik ihracatı bulunan Türkiye’nin de ticaret savaşlarından etkilenmesi ve finansal göstergelerinin olumsuz etkilenmesi söz konusu olabilir.
Piyasamızda kullanılan üç temel döviz kuru aşağıdaki tablodan görüleceği üzere bir yıllık süre zarfında 248 günlük gözlem sayısı kullanılarak bilgilendirici istatistik ve volatilite analizleri yapılmıştır. Bu bağlamda tablolardaki eğilim (skewness) sağa kaymış, dolayısı ile döviz kurları Türk lirasına göre pozitif ayrışmıştır. Haliyle bir yıllık zaman zarfındaki değer değişimlerinin çoğunluğu döviz kurları lehinde yaşandığı gözlemlenmektedir. 3 temel döviz kurunda yıllık volatilite (belirsizlik) % 10 civarlarında seyretmektedir. 3 puanı normal karşılanan kurtosisin 4 puan üzerinde bulunması ise değer değişimlerinin daha geniş banda yayıldığına işaret etmektedir. Standart sapma ortalamadan yüksek olduğundan dolayı (Ör:% 0,04’e % 0,63) kurlardaki değişim getirilerinde farklar bulunduğu ve döviz kar-zarar bandının dönemlere göre genişlediği ve belirsizliği arttırdığını ifade etmekte yarar vardır.
Dünya ticaret savaşları ve kurlardaki volatilite
- 09 Nisan 2018, 09:30
- 709
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi