banner564

Doğruyu bulmak gerekir

   Küçük bir ülkede bazen öyle çirkin, öyle kötü şeyler yaşanıyor ki; insanın içinden isyan etmesi geliyor...
   Bir defa bu ülkenin en kötü yanı insana verilen değerdir...
   Bilgi, görgü, deneyim, başarı daima son plandadır...
  Yağcılık, yalancılık, hokkabazlık; ne yazık ki ‘hemen herkesin üniversiteli olduğu bir ülkede’ daha geçerlidir...
   En üstten başlayarak, toplumun yaygın bir kesiminde “yaparız, yıkarız” mantığı egemendir...
   Öyle zaman olur ki; bu tür tavırlarla başarılı da olabiliyorlar...
   Başları ayağa düşürüp, ayakları da başa çıkarabiliyorlar...
   Üyesi olmak için çırpındığımız Avrupa ülkelerinde bir iş için başvuru yaparken, hatta ev kiralarken, sizden ‘birçok şey yanında’ referans isterler...
   Referans veren kişi, bunu hatır, gönül için yapmaz...
   İyiye iyi, kötüye kötü der...
  Yalana başvurması halinde, gün gele kendisine de aynısının yapılacağını bildiği için daima doğruyu söyler...
   Peki bunun bir yasası var mıdır?..
   Bildiğim kadarıyla yoktur...
   Birçok ülkede, kaliteli yaşam düzeyini korumak için gerekli önlemlerin yasası yoktur...
   Ama yasa yoktur diye; kötü durumlar karşısında kimse eli, kolu bağlı oturmaz...
   Devletin ilgili birimleri, kötü olaylara izin vermez...
Bizde her şey değişti
   Çok değil, bundan 10-15 yıl öncesine kadar bu ülkede çok daha sağlıklı bir devlet yapımız vardı...
   Öğretmene, siyasetçiye, gazeteciye, avukata, üst düzey bürokratlara saygı duyulurdu...
   Resmi dairelerde, vatandaşa hizmet anlayışı ön plandaydı...
   İhtiyaçlı insanlara herkes yardım ederdi...
   Evde pişen yemekten komşuya da ikram edilirdi...
   Bilgili ve görgülü insanlardan yararlanmak isteyen çoktu...
   Şimdiki gibi onları yok etme girişimleri yapılmazdı...
   O yıllar gerçekten güzel yıllardı...
   Fakat bizler; özellikle son yıllarda siyasi çıkar uğruna tüm güzellikleri yok ettik...
   Arkadaşları, dostları ve akrabaları çiğneyerek, sonsuza dek saltanat sürebileceğimiz hayaline kapıldık...
   Halbuki; hiç kimseye ömür boyu saltanat şansı verilmiyor artık...
   Liderlik ve bakanlık görevleri sınırlandırılıyor...
   Amerika’ya bakınız...
   Obama ikinci kez başkan seçildi...
   Ama üçüncüsü olmayacak...
  Hilary Clinton, bir önceki Obama kabinesinde Dışişleri Bakanı idi...
   Başarısız mıydı?..
   Kesinlikle hayır!..
Ama yeni Obama’nın yeni kabinesinde yerini Senatör John Kerry aldı...
  Siyasetin güzelliği ve kalitesi işte budur...
   Bizdeki gibi, 50 kişilik bir köyde kardeşi kardeşe kırdırmak, insanları küstürmek veya baskı yoluyla sindirmek siyaset değildir...
   Başarılı insanları, sudan gerekçelerle susturma girişimlerinde bulunmak, kariyerleriyle oynamaya kalkışmak nasıl bir siyaset anlayışıdır?..
   Daha doğrusu nasıl bir insanlıktır?..
Biraz cesaret
   Kıbrıslı Türkler, çok zor süreçlerden geçerek bugünlere geldiler...
   Ama hiç olmazsa, özgür oldukları yılları huzurlu ve mutlu geçirmelerine yardımcı olunmalıdır...
   Bunun için de ilk adım ‘siyasetin temizlenmesi’ ve yeni bir sayfanın açılması olmalıdır...
   İşin gerçeği, siyasilerin büyük bir çoğunluğu da şimdiki durumdan rahatsızdır...
   Aile içi sohbetlerde, arkadaşlarla meyhaneli toplantılarda bunu rahatlıkla itiraf ediyorlar...
   Ama sorun cesaret ve kararlılık noktasındadır...
   Bunu yapamıyorlar!..
YORUM EKLE

banner608

banner473