Meclis eski başkanlarından ve başbakanlardan Sibel Siber, siyasi eşitliğin tartışılmayacağı bir çözüm modelinin masaya gelmesi gerektiğini belirterek, "Zorlamayla federasyon olsa bile bu barışı değil savaşı getirir" dedi.
Nihayet ülkemizde aklı başında insanlardan da Cenevre öncesi mantıklı değerlendirmeler gelmeye başladı. Zira 40 yıldır aynı şeyleri tekrarlayan siyasi partiler, siyasi parti temsilcileri son dönemde yaşanan gelişmeleri okuyamayacak kadar sığ politikaları savunmaya devam ediyorlar.
Aslında burada hakkını yememek lazım Ana muhalefet lider Tufan Erhürman bu gidişatın iyi olmadığını görmüş, bu durumu CTP kurultayında dile getirmiş ama CTP içinde bu görüşünü üyelere ve Parti Meclisine dinlettirememişti.
Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin gerçekleşen 27. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkan Tufan Erhürman, bir konuşma yapmış CTP’nin biran önce yeni yol haritaları belirlemek amacı ile Siyasi Kurultay yapması gerektiğini söylemişti.
CTP o siyasi kurultayını yapamadı, bu söylemin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçti. Arada çok önemli bir süreç olan Cumhurbaşkanlığı yarışı oldu.  
Ve bir önceki Cumhurbaşkanlığı sürecinde olduğu gibi CTP adayı Cumhurbaşkanlığı yarışını ancak 3. olarak tamamlayabildi. Zira halkımız artık iki toplumun bir arada yaşayabileceği olasılığını çok zayıf bir olasılık olarak görmekte.
Gerek Güney Kıbrıs’ta yapılan araştırmalar gerekse Kuzey Kıbrıs’ta yapılan anketler iki toplumun birlikte yaşamak istemediğini çok net olarak göstermekte. 
Dr. Sibel Siber’in ve onun gibi düşünenlerin bu süreçte yeni siyaset üretmeleri yeni modelleri ortaya koymaları son derece önemlidir.
Bu yeni modellerin ne olacağını tartışmamız gerekiyor. 
Sonuç olarak Dr. Sibel Siber’in dediği gibi “Siyasi eşitliğin tartışılmayacağı bir çözüm modeli lazımdır. Çünkü tıkanıklık buradadır.”
 
Sanki de ilk defa oluyor? 
KKTC’de siyaset günlük sığ tartışmalar ile yapıldığı için kimsenin geçmişi kurcalamak gibi bir derdi yok. Dün mecliste olanlar malum.  Biz kimin ne dediğine ya da kimin kime nasıl cevap verdiğine dair bir diyeceğimiz yok. 
Zaten tüm olup biteni Meclis TV sansürsüz olarak verdi. Aynı tartışmalar bir özel TV’de olsa kesin Yayın Yüksek Kurulu ceza verdi. Ama söz konusu olaylar Meclis TV’de olduğundan küfür de yayınlanabilir başka bir şeyde.
Neyse biz gene esas konumuza geri dönelim. Malum YDP’de bir kurultay var. Ve bundan önce gördüğümüz kurultay manzaralarının benzerleri yaşanıyor. 
Ve “kurultay için her yol mubah” anlayışı ile de atamalar yapılıyor. Daha öncede olmuştu, hatta cezaevindeki bir arkadaşı bir daireye müdür olarak atandığını da görmüştük. 
O yüzden dün mecliste sanki de ilk kez böyle bir şey KKTC’nin başına geliyormuş gibi kör düğüşü yapan vekil dostlarımıza sesleniyoruz “sanki de ilk kez oluyor.” 
Doğru ve yanlışlığını tartışmıyorum bile.  Belli ki bu sonuncu da olmayacak. Bu kurultay süreçleri aynı mantıkta aynı anlayışla devam ettiği sürece bu ve bunun gibi benzeri atamalara alışacağız.
  
MESAJLAR

Ömer CİHAN: KKTC’ye hoş geldiniz. Sizin gibi genç ve dinamik bir arkadaşın yardım heyetinin başına atanmasından hayli umutluyuz. Pek çok önemli projenin altına imza atacağınızdan hiç şüphemiz yok. Hayırlara vesile olsun. 

Ersin TATAR: Cenevre öncesi temaslarınız devam ediyormuş. Özellikle son günlerde İngiltere’den bazı önemli isimler ile istişare ediyormuşsunuz ve son durumu onlara anlatıyormuşsunuz. 

Erkut ŞAHALİ: Sanki de ilk kez böyle bir atama oluyor. Daha öncede oldu. Ah keşke bu kavgaları borcunu ödeyemeyen esnaflar için yapsanız. Neyse geçmiş olsun, oldu bir kere. 

Dr. Sibel SİBER: Ne kadar doru bir tespit yaptınız. Keşke diğer siyasetçilerimizde bu tespitinizi bir taban kabul etse ve bundan sonraki siyasi düşüncelerini bunun üzerine inşa etseler. 

Tufan ERHÜRMAN: Hocam CTP’nin eski Cumhurbaşkanı adayı Sibel Siber’in değerlendirmelerini nasıl buluyorsunuz? Sizce de federasyon modeli kalktı mı masadan. 

İbrahim ÇAKIRDAĞ: Ah Hocam ah dün mecliste yaşananları sizde ekranlardan izlediniz mi? Kim öğretti bu küfürlü konuşmaları bu vekillere. Emekli bir öğretmen olarak siz ne diyeceksiniz bu olan bitene? 

Tolga ATAKAN: "KKTC'den başka ülkede bu saçmalık yaşanamazdı” diyorsunuz da bundan öncekileri ne yapacağız? Öyle saçma şeyler yaşadık ki artık her şey normal gelmeye başladı vatandaşa. Bu da en kötüsü tabi.

Gürkan KARA: Müsteşar olduktan sonra bazı eksi dostlarınızı ihmal ettiğiniz yönünde şikâyetler almaya başladık. Elbette devlet işleri çok önemli ama unutmayın bu işler bitince yine eski dostlarınız olacak yanınızda. 

Sevim Beşok ESENDAĞLI: Diyetten sonra şimdi de doğa yürüyüşlerine başlamışsınız. Anlaşılan bu sefer işi gerçekten çok sıkı tutuyorsunuz ve de en doğrusunu yapıyorsunuz.  Durmak yok, yola devam. 

Talip SANCAR: Her tablet bir gelecek kampanyasına yapmış olduğunuz desteklerden dolayı bizde size teşekkür edelim. Zira sayenizde pek çok kişi kampanyaya katılmış oldu ve pek çok öğrencimiz tabletine kavuşmuş oldu. 

Mahmut ERDEN: Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Dokuz köyü bilmem ama dün yaptığınız açıklamadan sonra bir yerlerden sizi uzaklaştırmak için düğmeye basılacağı kesin gibi. 

Dr. Koral ÇAĞMAN: Aman doktorum çok geçmiş olsun, Allah’tan zamanında müdahale edildi de bir felaketin eşiğinden dönüldü. Neyse artık stentli siyasetçilerimiz arasındaki yerinizi aldınız. 

Süleyman ERGÜÇLÜ: Açılım süreci ile aylardan sonra Büyük Han kapılarını yeniden açmış ve eski dostlarınıza kavuşmuşsunuz. Eh artık bu Cumartesi nişanlınız ile birlikte gidersiniz.