banner564

Disiplin ve devlet otoritesi 

Ülkemizde siyasilerin demokrasinin arkasına saklanarak popülizmi ön planda tutması sonucu, yönetimimiz maalesef istenen düzeyde hizmet verememektedir. Başıbozukluk, görev ihmali, umursamazlık ve asayişteki sıkıntılar, herkesi rahatsız edecek boyutlara ulaşmıştır.
Bu nedenle, artık devlet hizmetlerdeki sıkıntılar ile başarısızlık ve sorunlar, tepeden başlanarak aşağıya doğru düzeltilmelidir.
    Devletimizin istenen düzeyde hizmet verebilecek duruma getirilebilmesi için öncelikle,  popülizm ve partizanlığa son verilmeli, yasaların ödünsüz uygulanması sağlanmalı.
    Bu çerçevede, devlet kuruluşlarındaki yöneticilerin, sürekli olarak hükümet değişikliklerine paralel olarak değiştirilmesinden vazgeçilmeli.
             Çünkü yaklaşık birkaç yılda yenilenen hükümetlerle yeniden atanan Müsteşar ve Müdürler, kısa bir süre sonra ayrılabileceğinin bilincinde olduğu için, görevleri esnasında mümkün derece kimseyi karşısına almadan  hareket etmeye özen göstermek zorunda hareket eder.
             Yöneticiler, kendilerini atayan siyasi partiyi, partilileri ve hiçbir koşula bağlı olmadan, istedikleri zaman grev ve eylemler ile siyasiler üzerinde baskı kurduğu bilinen sendikaların tepkisine sebep olabilecek, sorunlara el atmaktan çekinirler .
Bunun sonucu olarak, devlette çalışanlar seçilmiş yetililer ile atanmış yöneticilerden çekinmemekte; aksine siyasi yetililer ile atanmış yöneticiler, personelden çekinir.
Devlet çalışanları nasıl olsa görevlerinde yapabilecekleri ihmal ve hatalar nedeniyle, hiçbir koşulda bedel ödemek zorunda bırakılmayacaklarını bildiklerinden,  büyük bir  umursamazlık içinde hareket eder.
Her koşulda kendilerine hiçbir şey yapılmayacağının rahatlığı içinde olan bazı memurlar; pervasızca ayrılıkçı, sahte, uyduruk gibi aşağılayıcı tanımlarla devletimize  bile hakaret eder. Böyle eylemler de maalesef demokratik hak olarak yutturulur.
Kuşkusuz devlet çalışanlarının görev ve sorumluluklarını yerine getirilmesindeki laçkalıklarda, yürürlükteki Kamu yasasına göre, devlete kapağı atanlara, hiçbir koşulda etkili bedel ödettirilememesinin de büyük payı vardır.
Popülist ve  hatalı yönetim anlayışı sonucu:
 Yapıcı uyarılara rağmen, devlet görevlilerinin  denetim ve gözetim görevi yapması ve böylece yasalara aykırı davranılmasının caydırılması sağlanmıyor;
Her nedense siyasi iktidarlar, devlet görevlileri denetim ve gözetim yapmadan,  yasalara uyulmasının sağlanamayacağını dikkate almıyor;
Devletin sokakta hissettirilmemesinden cesaretlenen yabancılar bile, artık güne birlik ülkemize gelerek, soygun yapmakta, cinayet işlemekte ve rahatça ayrılabilmektedir;
Hesap sorma mekanizması uygulanmadığı için, görevini yapmayan, maiyetindeki personeli gerektiği gibi çalıştırmayan, yasaların uygulanmasını sağlamada umursamaz davranan, devletin saygınlığına gölge düşüren, ülkeye zarar veren, vatandaşların sağlığını risk altına sokan, hiçbir seçilmiş,  atanmış ve devlet personelinin bedel ödemesi sağlanmıyor;
Uygar ülkelerde hatta güneyde, devlet yönetiminde hata yapan, en üst makamlarda bulunanlar hakkında bile dava dosyalanıp cezalandırılabilmelerine rağmen, KKTC’de en alttaki devlet görevlisi bile görevindeki hata nedeniyle, cezalandırılamıyor. Hiçbir sorumlu  hatasından dolayı  görevden alınmamakta ve istifa etmemektedir.
Oysa hükümetler, çalışanların tüm haklarını vermekte gösterdiği titizliği, halka gereken düzeyde hizmet verilmesinde de göstermeli .Bunun yolu da devlette disiplinin  ödünsüz tesisi ve devlet otoritesinin ayrıcalıksız herkese hissettirilmesidir. 

YORUM EKLE

banner471

banner473