banner564

Direksiyona kimi koyacaksınız?

  Kuzey Kıbrıs’ta nüfusa oranla trafik kazaları çok fazladır...
  Özellikle ölümlü trafik kazalarına karşı mutlaka önlem alınmalıdır...
  Bu kazaların önemli bir kısmının aşırı sürat, alkol ve dikkatsizlikten kaynaklandığını hepimiz biliyoruz...
  Bunlarla ilgili en caydırıcı tedbirlerin alınmasını gönülden destekliyoruz...
  Hatta aralıksız bir şekilde yetkilileri bu konuda uyarıyoruz...
  Toplu taşımacılık araçlarını kullananların, ülke trafiğine uyumlu olmasının şart olduğunu da kabul ediyoruz...
  Ne var ki; bu ülkede doğmuş, büyümüş, vatandaş olanların hemen hepsi, toplu taşımacılık araçlarında şoför olarak çalışmayı kabul etmiyor...
  ‘Şoförlük’ mesleğini küçümsüyor...
  Taksi veya otobüs şoförü olmayı reddediyor...
  “Ben bunun için mi okudum” diyerek, iletişim, beden eğitimi, halkla ilişkiler diploması taşıdığı için öncelikle bir devlet kuruluşunda çalışmayı hedefliyor...
  Bugün olmazsa, yarın...
  Seçim günü geldiğinde parti delegesi veya yetkilisi olan bir yakını aracılığıyla bu hedefe ulaşabilmek için girişim yapıyor...
  Şoförlük mü?..
  Asla olamaz...
  Lokantaların ‘paket servisinde’ çalışmak mı?..
  O da olamaz...
  Garsonluk, aşçılık olamaz...
  Gazete dağıtım elemanı olarak çalışmak...
  O da ne demek?..
  Sabahın 6’sında işe başlamak, kapı kapı dolaşıp dağıtım yapmak...
  Benim bir tanecik evladım bunun için mi okudu!!!





Dayan devletin kapısına
  Komşunun çocuğunu aldıkları gibi benimkini de devlete alacaklar...
  Yoksa bu dünyayı onlara zindan ederim...
  Öyleyse; bu saydığımız hizmetleri kim yapacak?..
  Bu ülkede turistlere kim hizmet verecek?..
  Otobüsleri, taksileri kim sürecek?..
  Gazetelerimizi kim dağıtacak?..
  Patlayan su borularını kim değişecek?..
  Evlerimizi, iş yerlerini kim boyayacak?..
  Elektrik prizini kim takacak?..
  Çöpleri kim toplayacak?..
  Kent merkezlerindeki trafik adacıklarını kim yeşillendirecek?..
  Otomobilin lastiğini kim değişecek?..
  Çocuklarımız sırf askerliği ‘Yedek Subay’ olarak yapsın diye, herhangi bir üniversitenin, herhangi bir bölümüne gönderiyoruz...
  Mezun oldukları zaman da ne iş yapacaklarını düşünmeye başlıyoruz...
  Mezun olmuş bir kere...
  Peki ne iş yapacak?..
  En iyisi öğretmenlik...
  Şubatta 15 gün, yazda 3 ay izin var...
  Öğleden sonraları ve hafta sonları serbest...
  Her 10 günde bir gün grev...
  Resmi tatiller...
  Ödenekli izinler...
  Bundan iyisi var mı?..
  Olamaz...
  Baktınız ki başaramadınız...
  Öyleyse bir devlet dairesine girmeli...
  Sabah 9’da işe başla, 13.00’te elveda...
  Bu ne güzel, ne lükus hayat...
  Yunanistan bu yüzden battı...
  Rumlar da onları izledi...
  KKTC’nin bugüne kadar batmamasının tek sebebi, Türkiye’den gönderilen milyarlardır...
  Bir hafta süreyle geri durması halinde, bu ülkede nelerin olabileceğini düşünmek dahi ürkütücü...





Meclis’ten geçirilen yasa
  Şimdi şoförlük meselesine dönüş yapalım...
  Yüce Meclis, trafik kazalarını asgariye indirmeyi hedefleyen bir yasa geçirmiş...
  Bu çerçevede, KKTC’de ‘çalışma izni ile oturanlara’ şoförlük yasağı getirmiş...
  Niçin?..
  Neden?..
  Doğru dürüst araç kullanmadıkları için mi?..
  O zaman eğitim ve sınav şartı koyarsınız...
  İnsani bir yol denemek yerine, 5 yıldan beri bu ülkede şoförlük yapan adama bir anda “sen bu işi yapamazsın” dediğiniz anda nelerin olabileceğini hiç mi düşünmediniz?..
  Belli ki düşünmediniz...
  Öyleyse Kar-İş Başkanı Menteş Aytaç’ın sorusuna cevap veriniz:
  Direksiyona kimi koyacaksınız?..
YORUM EKLE

banner608

banner474