İngiltere; terör örgütü IŞİD’e yardım eden 500 kadar vatandaşı hakkında önemli kararlar aldı...
Kesin tespit yapılması sonrasında bunların vatandaşlıktan çıkarılacağını açıkladı...
Peki bu davranış, demokrasi düşmanlığı mıdır?..
Benzeri bir olay KKTC’de olsa, acaba kendini ‘devrimci, ilerici’ görenler nasıl bir tepki gösterirdi?..
İngiltere için ‘demokrasinin beşiği’ derler...
Elbette herkes hür ve üzgürdür...
Düşüncelerini demokratik yollardan ortaya koyma hakkı vardır...
Ama konu devletin çıkarlarına gelince; orada öncelik bu çıkarları korumaktır...
Devletin çıkarlarına zarar verici eylemlerin önüne geçmektir...
Buna cesaret edenlerin, yani devletin çıkarlarını bertaraf etmeye yönelenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasıdır...
Bu sadece İngiltere’de değil, tüm AB ülkelerinde vardır...
Komşumuz Güney Kıbrıs’taki uygulamalar farklı değildir...
Devletin aleyhinde hareketlerde bulunabileceği tahmin edilen kişiler, istihbarat birimlerinin takibi altındadır...
Hayatı güneyde geçmiş olan ve bir zamanlar TMT tarafından ‘kara listeye’ alınan Kıbrıslı Türklerin itiraflarını dikkate almak zorundayız...
“Attığımız her adım KİPE’nin takibi altındadır” diyorlardı...
Neden?..
Güneyde yaşadıkları ve KKTC aleyhtarı her eylemin içinde bulundukları halde neden takip ediliyorlar?..
Çünkü onların gerçek kimliği Kıbrıslı Türk...
Onların, bir vesile ile Kıbrıslı Rumların aleyhinde eylem yapabileceğini düşünüyorlar...
O nedenle de gittikleri her yerde takip edilebiliyorlar...
Bizde sınır yok
KKTC’de ise her şey serbest...
İsteyen, istediği yerde devlete küfredebiliyor...
Devlet yetkililerine de küfür serbest...
İsteyen devletin bayrağını indirip, başka bayrak dikebiliyor...
İsteyen, Rum tarafının propagandasını yapabiliyor...
Kendisine Avrupa Parlamentosu seçimlerinde dahi oy hakkı vermeyen Rum liderliğini eleştiremiyor...
Ledra Street veya Makarios Caddesi’nde yürüyüş yaparak, pankart açarak protesto edemiyor...
Fakat; KKTC’de olmayan şeyleri dahi öne sürerek her istediklerini yapabiliyorlar...
KKTC devletini yönetenler ise oturup ulusal çıkarları koruyacak karar alamıyorlar...
Hatta bazı zamanlarda, KKTC’yi küçük düşürücü eylemlere arka çıkabiliyorlar!..
İnanılmaz bir durum...
Tüm kurum ve kuruluşlarımızın battığını biliyoruz...
Ama bir noktada, bu devletin en hassas kurumları, özellikle de polisi batırılırsa...
İşte o zaman yandık demektir...
KKTC polisinin batmaması...
İnsanların tek umudu olan bu örgütün ‘suçları önleyici eylemlerini sürdürebilmesi’ için, şimdiki statüsü devam etmelidir...
Bir yandan ‘sivilleşme’ deyip, diğer yandan böylesi hassas kuruluşları partizanlığa sürüklemek, KKTC’nin köküne dinamit koymak demektir...
Devleti havaya uçurursanız, sokakta yaya kalırsınız...
Sığınacak bir ev, yaşamak için bir lokma ekmek bulamazsınız...
Ey uyuyanlar...
Başınızı kumdan kaldırıp, nelerin olduğunuı görün artık...
Uyanın a dostlar...
Uyanın...
Yoksa sizi de uyurken yok edecekler...
