“Derisi Yüzülmüş Kertenkele...”

 Gündem çok yüklü. Bilinenler, bilinmeyenlerin yanında gerçekten küçük kalıyor.

Suriye’ye yönelik füze saldırısı. İki liderin Kıbrıs sorunu bağlamında buluşması. Başbakan Sayın Tufan Erhüman'ın  Sayın Recep Akdağ ile görüşmesi ve yaptığı açıklama. Döviz krizinin yol açtığı ekonomik çıkmaz. Kıbrıs'ın, Suriye’ye yönelik saldırıda kullanılması. Filistin halkının günlerdir süren mücadelesi ve gerçekleşen ölümler. Yunanistan Savunma Bakanının demeçleri ve Türkiye ile Yunanistan arasında artan gerilim. AB raporu ve Türkiye- AB ilişkilerinin geleceği.
Suriye’ye yönelik füze saldırısından sonra Türkiye ile İran ve Rusya ilişkilerinin geleceği.  Daha bir sürü gündem. Çoğu birbiri ile bağlantılı.
Ancak bilinenlerden daha fazla bilinmeyenin yer aldığı bu karmaşa içinde bilinenlerden hareketle bilinmeyenlere cevap aramanın en başta gelen koşulu, farklı bakış açılarının özgürce tartışılmasıdır. 
Mesele; sosyal buluşmada görüşecek olan iki lider neyi düşünmelidir? 
Birbirimize dönük kısır üstünlük ve dar egemenlik arayışını düşünmemelidir. Çünkü biz Kuzeyde döviz krizi karşısında çaresizliğimizi ilan ettik. Yaşamın temel noktalarına dair “egemen” değiliz. 
Güneydekiler böyle hayati noktalarda farklı mı? 
Örneğin, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbonlara dönük adımlarını, tek yanlı “egemenlik” iddialarına bağlarlarken; ülkemizin hava ve deniz alanlarının “egemen İngiliz Üslerinden “ kalkan savaş uçakları ve savaş gemileri ile Güneydekilerin , “Biz bu işin içinde değiliz” demelerine karşın, onlara ve bize rağmen,  Suriye’ye dönük, nasıl çatır çatır “egemence” kullanıldığını gördük. Hangi “ egemenlik” ?
Bu arada sormak isterim. Örneğin Türkiye,  devlet ve hükümet yetkilileri Suriye’ye yönelik ABD, İngiltere ve Fransa füze saldırısı olmadan evvel, onlar tarafından bilgilendirildiklerini açıkladılar.
Hadi biz Kuzeyde tanınmayız. Peki, adamızdaki İngiliz Üslerinden kalkan uçakların Suriye'yi vuracağını “ Kıbrıs Cumhuriyeti “ Hükümet yetkililerine üçlü koalisyon veya İngiltere bildirdi mi? Güneydeki hükümet, eğer bu bildirildi ise, neden bunu açıklamadı? Bildirmedi ise durum nedir?
Bakın, emekli Rus General öfke ile açıkladı, “Kıbrıs da hedeflerimiz arasında” dedi. Bu saldırılarda eğer Rus askerleri de zarar görseydi, gerçekten iş çok başka olacaktı.
Sarayönü, Elefteria..
Bu yüzden iki lider masada buluşurken şunu düşünmelidirler. Biz birbirimize başkentimiz Lefkoşa’nın Kuzeyindeki Sarayönü ve Güneyindeki Elefteria meydanlarından üstünlük için yumruk sıkarken,  adamızda,  ortak bir çözümü yaratamadığımız için, çaresiz kaldığımızı, bu yüzden de adamızın gerçek egemeni olmadığımızı unutmamalıdır iki lider.
Üstelik bu halimizle devam ettiğimiz sürece, Ege Denizi ile Doğu Akdeniz’de sınırları ve çıkarları olan Türkiye ile Yunanistan’ı da bölge ve dünya siyasetinde etkisiz kılmaktayız.
Bu yüzden buluşacak olan iki lidere bir Kıbrıs Rum atasözünü yeniden hatırlatmak isterim.
“ Derisi Yüzülmüş Kertenkele, Derisi Yüzülmüş Kertenkelenin Peşinden Koşar.”
İşte bu halden çıkamaz ve karşılıklı kabul edilebilir ortak bir çözüme ulaşamazsak, bilin ki derisi yüzülmüş kertenkeleler olarak birbirimizin peşinden koştura koştura, güneşte yanıp kavurma olacağız.
Bu yüzden gerçekten bu adada yaşayanların yurdumuz ve bölgemiz için söz sahibi olmasını istiyorsak, ortak bir çözümü sağlamak zorundayız. Bu yalnız bize değil, Türkiye ile Yunanistan’a da katkısı olacak. 
Hele BM Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üyesinin Suriye ve Orta Doğu konusunda birbiri ile kavgalı olduğu bu ortamda, eğer iki lider, ortak bir temel üzerinde buluşmaya dönük bir zemin sağlamadan ayrılırsa, bilsinler ki adanın üzerine oturduğu barut fıçısının fitiline ateşi daha da yakınlaştıracaklardır.
Bu arada Başbakan Sayın Tufan Erhürman’ın açıklamaları çok önemli idi. Bunu da gelecek yazıda ele almayı düşünüyorum.

YORUM EKLE